Ma première publication a2019-2130-PerpectiveDergiSayi38 | Page 27

700 yıllık bir yaşam tarzı evrimini inceledikten ve son olarak 2000 ’ li yıllara gelmiş insanlığın hayata bakış açısına değindikten sonra sormamız gereken soruya gelmiş bulunuyoruz : Bugünü doyasıya yaşamak şöyle dursun “ gelecekte yaşamaya çalışan ” insanların yaratıldığı günümüzde , neden hâlâ “ geçmişe duyulan aşırı sevgi ve özlem ” yani nostalji , bizim için çözülememiş bir duygu hâli olmaya devam ediyor ?
Bu sorunun cevabı aslında göründüğünden çok daha bilimsel sebeplere dayanıyor olabilir . Nostaljik duygular ve insanoğlunun duygu evreni üzerine birçok araştırma yapıldığını söylemekte fayda var . Geçmişe özlem duymayı ampirik ( deneysel ) metotlarla incelemiş bilim adamlarının kimisi bu duyguyu olağan karşılarken kimisi de nörolojik bir problem olarak görebiliyor .
Yaşadığı dönemde çalışmalarıyla şövalye unvanı almış İngiliz bilim adamı ( istatistikçi , polimatik , psikolog , öjenist , tropikal araştırmacı , protogenetikçi ve daha fazlası ) Francis Galton , neden geçmişe özlem duyduğumuz üzerine ilginç bir deney gerçekleşmiştir . Galton , 1879 yılında Park Mall ’ da yaptığı yürüyüş sırasında etrafında gördüğü nesnelerin ona hatırlattıklarını yazdığı bir kağıt hazırlamış ve bu hafıza deneyi sırasında hatırladığı şeyler arasında beklenmedik bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır . Yaptığı bu deneyi daha sistematik bir şekilde ilerletmek adına 1 aylık aralıklarla farklı koşullarda tekrarlamıştır . Analizlerinden yola çıkarak elde ettiği bulgulardan birincisi , nesnelerin ona hatırlattıklarının daha çok hayatını etkilemiş sorunlar olmasıdır . Bu tespitinden çıkardığı sonuç , yaşadığı sorunların hafızasında güzel anılara göre daha çok yer edinmesi olmuştur . Galton ’ un bu çıkarımı daha sonra eğitim sisteminde çocuklara sorunlar , “ problemler ” üzerinden bir şeyler öğretme metodunun temelini hazırlayacaktır .
Francis Galton ’ un hafıza deneyi üzerinden saptadığı bir diğer nokta , tam da bizim şu an sormakta olduğumuz soruyla ilgilidir . Galton ’ un hatırladıklarının % 85 ’ i çocukluk ve gençlik yıllarına ait olmuştur . Yakın dönemle ilgili çağrışımları % 15 ’ i geçmemiştir . Gençlik çağına ait çağrışımların , deneyleri sırasında en az 3 kere tekrarlandığını tespit etmiştir . Dünyanın birçok bölgesinde bulunmuş
bir araştırmacı olmasına rağmen hatıralarının
hepsinin doğup büyüdüğü
İngiltere ’ de ve eğitim aldığı dönemde
geçmesi şaşırtıcı bir bulgu olmuştur .
“ Bazen nostalji öyle büyüktür ki bir histen çok daha fazlası hâline gelir . İnsanlar nostaljidir .” Gabito Nunes
Otobiyografik bellek psikolojisi üzerine kayda değer çalışmalar yapmış olan Francis Galton ’ un bu araştırması üzerine göze çarpan nokta , hatırladıklarının aslında onun nesnelerle ilgili “ ilk anıları ” olmasıdır . İnsan belleği ; en taze , en işlenmemiş çocukluk ve gençlik döneminde gördüğü , algıladığı ve hissettiği şeyleri kaydederek hafızanın bir kısmını doldurmaktadır . Hafıza , edindiği ilk verilerden oluşturduğu formatın üzerine yenileri geldiği zaman bunları dosyanın gerisine atmakta ve arşiv yeniden açıldığı zaman en önde yine ilk anıların bulunmasını sağlamaktadır . Nesneyle ilgili veriler ve duygular ne denli artarsa artsın hafızada en güçlü şekilde barınan hatıralar dosyayı açmış olan ilk anılardır . İlk deneyimler , tüm hatlarıyla kaydedilip hafızanın bir bölümünde temel oluşturdukları için ardından gelen deneyimlere göre çok daha güçlü ve “ hatırlanır ” dır .
Nostalji ’ yi nörolojik bir hastalık , bir bunalım çeşidi ve kaçınılması gereken bir duygu silsilesi olarak gören bazı görüşlere cevaben , aslında bu “ özlem ” in olağan bir bilimsel durumla açıklanabileceğini söylemek sanırım yanlış olmaz . Geçmişe duyulan aşırı sevgi ve özlem , kaydedilen ilk güçlü anı ile kurulan bağlantıyı ifade ediyor olabilir . Bu durum insanların yüzyıllar boyunca değişmeyen geçmişe dönük duygusal bağlantısını , değişen dünyaya karşı değişmeyen duygularına açıklık getirebilmektedir .
İnsanların unutamadıkları ilk karşılaşma anları , aşkları , okul yılları , gezileri belki de bu nostalji duygusu sebebiyle birçok yazarı , şairi etkilemiş ve ortaya unutulmaz eserler bırakmalarını sağlamıştır . Nostalji , insanlık var olduğu sürece hem bilimsel hem edebî alanda yer bulacak bir duygu / durum / kavram olmaya devam edecektir . Yazıma , Gabito Nunes ’ in hoş bulduğum bir cümlesiyle son veriyorum : “ Bazen nostalji öyle büyüktür ki bir histen çok daha fazlası hâline gelir . İnsanlar nostaljidir .” P
KAYNAK
https :// medium . com /@ ahmetbalat / y-x-y-vez-kuşakları-nedir-26c02a9d6c79
https :// acikmavi . org / acikmavi-detay . php ? r = francis-galton-ve-iq-7165
https :// www . metiskitap . com / catalog / text / 59622
25