Ma première publication a2019-2130-PerpectiveDergiSayi38 | Page 33

lerinde ve okullarında eğitim görür , nitekim Baylan , Avrupai dekorasyonu ve lezzetleriyle benzerlerinden kendini ayıracaktır . Baylan denince şüphesiz akla gelen ilk tat “ Kup Griye ”, Harry Lenas ’ in icadıdır . Lenas ’ ın katkıları bununla sınırlı değildir ; Türkiye ’ nin espresso ile tanışması , İtalyan dondurması gelato , likör , pralin ve milkshake gibi Avrupai alışkanlıkların getirilmesini sağlayan kişi de kendisi olmuştur . Baylan Beyoğlu şubesi , özellikle 1950 ’ li ve 1960 ’ lı yıllarda edebiyatçı , şair , ressam , tiyatrocu ve karikatüristlere ev sahipliği yapmış , Atilla İlhan ’ dan Behçet Necatigil ’ e , Cemal Süreya ’ dan Salah Birsel ve Peyami Safa ’ ya kadar öyle isimlerin sesleri duvarlarda yankılanmıştır ki edebiyat çevrelerinde “ Baylancılar ” olarak anılmaya başlayan , sayısı kırkı geçen müdavimlerin mesken yeri olmuştur . Kurulduğu günden beri vitrinleriyle gözlerimizi boyamaya ve “ Kup Griye ” ile damaklarımızı şenlendirmeye devam ediyor .
Rotamızı Atatürk ’ ten Agatha Christie ’ ye , Muhsin Ertuğrul ’ dan İbrahim Çallı ’ ya kadar pek çok simayı misafir etmiş ve 1932 ’ ten bu yana varlığını sürdüren Rejans ’ a çeviriyoruz . Beyoğlu ’ nun henüz “ ah o eski Beyoğlu ” olduğu günlerinden Beyoğlu ’ nun en acı günlerine kadar uzun bir süre yerini korumuş Rejans sadece bir restoran değildi . Rejans bir tarih , bir kültür , bir simge olarak hafızalarda yerini edinmiştir . Rejans ’ ı diğer nostaljik mekanlardan ayıran özelliği , Rus İhtilali ’ nde Kızıl Ordu ’ dan kaçarak İstanbul ’ a sığınan Beyaz Rusların açması ve ardından dönemin uğrak noktası haline gelmesi olmuştur . Rejans bir restoran olmanın ötesinde Rusların kültürlerini yaşatmak için tutundukları bir simge haline gelmiştir . Ne üzücüdür ki 1955 , 6-7 Eylül olaylarından Rejans da Beyoğlu ’ nun diğer incileri gibi nasibini alarak zor bir döneme girmiştir . Bu tarihten sonra Beyoğlu eski Beyoğlu olmadı . Restorasyonlar maddi tahribatı karşılasa da zihinlerimizde açılan yaraların kapanması kolay olmayacaktı . 1976 ’ daki yangınla ikinci bir darbe alan Rejans deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğarak 1980 ’ lerde hayatına devam etmiştir . 2011 ’ de kapılarını kapatarak müdavimlerini bir hayli üzen mekan bugünlerde Rejans 1924 adıyla Beyoğlu ’ nda 1920 ’ lere uygun iç dekorasyonu ve yenilenen menüsüyle yeni müdavimlerini bekliyor .
Restorasyonlar maddi tahribatı karşılasa da zihinlerimizde açılan yaraların kapanması kolay olmayacaktı .
Sıradaki durağımız bir esnaf lokantası ama bildiklerinizden çok farklı . Öyle ki bahsi geçen , tatlıları için başka bir girişi olan ve yıllardır Kadıköy ’ ü mesken tutan bir lokanta . Osmanlı mutfağının çeşitlerine rastlayacağınız , tarihe tanıklık etmiş hikayesiyle bizi etkileyen Yanyalı Fehmi , 1891 doğumlu Fehmi Efendi ’ nin 1919 ’ da Kadıköy ’ de , saraydan ayrılma Bolulu Hüseyin Efendi ’ yi baş aşçı yaparak mesleğe atılmasıyla serüvenine başlıyor . Fehmi Efendi , mübadele sırasında Yanya ’ dan göç eden Sipahioğlu eşrafından . İstanbul İngiliz işgalindeyken bile tüm zorluklara rağmen vazgeçmeden mesleğini sürdürebilmiş ve birkaç şubeden sonra günümüze Kadıköy ’ deki tek şubesini İstanbul ’ a hediye etmiştir . Gün içinde sunduğu yüzden fazla yemek çeşidiyle , yalnızca müdavimlerinin bildiği menüde göremeyeceğiniz lezzetleriyle ,
7 ’ den 70 ’ e tüm Kadıköylülerin damağına kazındırdığı tatlarıyla bu işletme bugün yüz yaşına dayanıyor ve nesilden nesile kalitesini bozmadan müşterisini her daim bir dost , bir akraba gibi kucaklamaya devam ediyor .
Bu kısa yolculuğumuzda ancak bu kadar mekana değinebilsek de yaşadığım şehir olarak İstanbul ’ da gittiğim gidemediğim tüm mekanları ya da Türkiye ’ nin her karışında belki ismini duymadığımız daha nice çınarların varlığını göz ardı edemeyiz . Yolculuğumuzun sonuna gelirken yazarınız olarak sizlerden isteğim ; Vefa Bozacısı ’ nda boza içmeyi , Cumhuriyet Meyhanesi ’ inde bir duble ile keyiflenmeyi , Ali Muhiddin Hacı Bekir ’ den şekerlemenizi alıp sokaklarda kaybolmayı ya da Çiçek Pasajı ’ nda bir akşamüstü içkinizi içerken pasajın kendine has kokusunu içinize çekmeyi unutmayın , çünkü nostalji , yani geçmişe dönmenin daha doğrusu dönememenin acısı her zaman bedenlerimizde varlığını sürdürecek ve insanoğlu ancak var olanları kaybettiğinde geçmişe dönüp bakma cesaretini gösterebilecek . P
Kaynak :
https :// listelist . com / istanbuldaki-nostaljikmekanlar /
http :// www . cemkarakus . com / 1924-rejansbeyoglu-geri-dondu /
https :// www . dunya . com / kose-yazisi /
31