Kültürhane Menü- #Evdekal Sayısı Kültürhane Menü- #Evdekal sayısı | Page 18

SAKİN KÖŞE SAKİN KÖŞE “MADEM YALNIZ DEĞİLİZ BİZE BİR ŞEY OLMAZ” * Bediz Yılmaz bediz_ylmz Gıda toplulukları asla sadece gıda topluluğu değildir, zira her ne kadar amaç temiz ve sağlıklı gıdaya ulaşmak olsa da, bu toplulukların ortaya çıkardığı etki gıda meselesini aşar. Corona virüsünün giderek artan bir şiddet ve korku dozuyla tüm dünyayı ve bizi etkisine aldığı bu günlerde, yazıma sevgili çiftçi abimiz Ali’nin mektubunu paylaşarak başlamak istiyorum. “Sevgili arkadaşlar, ülkemiz ve tüm insanlığın tüm dünyanın zor günler ve zor bir süreçten geçtiği bu zamanlarda eğer ki başınız sıkıştığında, nefes almak istediğinde SOT, Kuzey Ada- na, Mersin ÇİTTA grupları olarak sizlere ve tüm müşkülde kalan arkadaşlarımıza kapımız sonuna kadar açıktır. Evimiz yetersiz ise arazimiz yeterlidir. Şurda sıcak günlere ne kaldı ki hepinizi misafir ederiz. Kamp çadırları kurarız. Bölgemiz izole bir bölge sadece bir firma ve biz organik tarım yapıyoruz. Su ücretsiz. Sobada yakılan odun ücretsiz. Beraber çalışır eker dikeriz seb- ze ücretsiz. Kendi ihtiyacımızı karşılarız. Bu zor ve garabet günler geçene kadar her şeyi paylaşabiliriz. Sevgi ve saygılar, Çiftçi Ali.” Bu yazının konusunu kolektif eylemek olarak belirlemiştim ilk ya- zımın sonunda. Aklımda, kentlerdeki birbirinden uzak ve doğadan kopuk bireylerin doğaya ve doğal olana yakınlaşma çabalarında topluluk haline gelmesinin hem önemini hem de imkanlarını an- latan bir yazı vardı. Ama Ali abinin mektubunu okuyunca, benim belki de sayfalarca yazsam anlatamayacağım bir şeyi müthiş bir güzellikle aktardığını gördüm. Yaşadığımız zamanın gıdasal ve ekoloji krizlerine karşı çözüm herkesin kırsala yerleşmesinde de- ğil, bu zaten mümkün olmadığı gibi herkesin arzu edeceği birşey de değil. Çözüm bağlar kurmakta: herkesin yaşadığı yerelde kendi küçük topluluklarını kurarak, o yerelin kırsalında temiz üretim ya- pan çiftçileri bulup onların ürünlerini alması, bu sayede o çiftçile- rin yaşamasına destek olduğu gibi kendisinin de zehirsiz gıdaya ulaşmasında. Gıda toplulukları asla sadece gıda topluluğu değildir, zira her ne kadar amaç temiz ve sağlıklı gıdaya ulaşmak olsa da, bu toplulukların ortaya çıkardığı etki gıda meselesini aşar. Aslında şöyle demek daha doğru olacak; gıda zaten asla sadece gıda de- ğil. Gıdanın nasıl üretildiği, tüketiciye nasıl ulaştırıldığı ve kimler 18 tarafından nasıl tüketildiği toplumların en temel meselesidir; bölü- şüm, eşitsizlikler, olası dayanışma veya çatışmalar da hep buradan çıkmaz mı? Gıda toplulukları, kapitalist dünyanın tam göbeğinde başka bir dünyanın mümkün olduğunu usul usul gösteriyorlar. Bu düzende ayakta kalması mümkün olmayacak küçük çiftçiler bu sayede zehirsiz üretim yapabiliyor, devasa dağıtım ağlarından ve binlerce kilometre yollardan geçmeden gıdalar tüketiciye ulaşabili- yor, kentte yaşamasına rağmen insanlar daha tarladan bir kaç saat önce toplanmış bir ürünü sofrasına koyabiliyor... Bunu mümkün kılan da kırsalın ve kentselin arasında bağlar kurmak ve örgütlen- mek. Ekoloji literatüründe buna “türeticilik” deniyor; yani tüketici iken bile üretim boyutunu gören gözeten bir konumda yer almak, her gıdaya eşit muamele yapmamak, üretim sürecine müdahil ol- mak, endüstriyel gıda sisteminin dişlileri arasına çomak sokmak. Ali abi, Adana ve Mersin’de yıllardır yılmadan türeticilik yaparak bu ağları ören gıda topluluklarının üyelerini arazisine, orada birlikte yaşamaya ve birlikte üretmeye davet ediyor mektubunda. Onu yıl- lardır yalnız bırakmayan insanlara, yalnız değilsiniz diyor, bu arazi, bu dünya hepimizin evidir, hepimizi besler diyor. Ancak birlikte ol- duğumuzda gerçek bir çözüm üretebileceğimizin bilincine varmak zorundayız, ancak yalnız değilsek bize bir şey olmaz çünkü. Kültürhane kurulduğu günden beri Mersin’deki tek gıda topluluğu olan ÇİTTA’ya (Çukurova İnsan Tohum Toprak Atölyeleri) evsahip- liği yapıyor. ÇİTTA’nın haftalık toplantıları ve film gösterimi veya ekolojik sohbet gibi etkinlikleri burada gerçekleşiyor, zaman za- man ürün dağıtımları da burada oluyor. Fakat hem Kültürhane’nin hem de ÇİTTA’nın Adana’daki benzer yapılarla çok yakın ilişkisi var. Adana’da ÇEYİ (Çukurova Ekolojik Yaşam İnisyatifi) ve Banadura adlı iki gıda topluluğu ve bir de, sağlıklı gıda denince akla ilk ge- len, ekoloji ve temiz gıda adına dar alanda dev paslaşmalar yapan Geko Kafe var. Malumunuz olduğu üzre bu köşenin amacı başımıza gelecek olan (hatta bizatihi gelen) ekoloji, sağlık ve bilumum felaketler karşı- sında kendi köşelerimize sinip kalmamamızı sağlamak ve her bi- rimizin kendi yanımızdan yöremizden başlayarak birtakım adımlar atabilmemiz için olası yollar önermek. Bu anlamda, gıda topluluk- ları, kentte yaşayanların temiz, sağlıklı ve zehirsiz gıdaya ulaşma- ları için en güzel yol. Artık apaçık ortada, küçük topluluklar olarak kendi gıdamız (ve başka ihtiyaçlar) için ne kadar iyi örgütlenirsek, felaket zamanlarını nispeten az zararla karşılamak için o kadar donanımlı oluruz. Bakın atlatmak demiyorum, zira bu zamanların geçip gidecek birer dönem olmaktan çok alçalıp yükselen dalgalar halinde artık hayatlarımızı etkileyecek olgular olduğunu düşünü- yorum. Yani bu virüs gidecek, sel gelecek, o gidecek kuraklık ge- lecek... Ne geleceğini tam olarak bilemesek de kendimizi sürekli tetikte ve hazır tutmamız gerekiyor. Dolaplarımızı kilolarca erzak ile doldurarak değil kesinlikle, kolektif bir örgütlenme yoluyla üre- ticilerle bağımızı kuvvetlendirerek ve dahi, kendimiz üretici olmayı öğrenerek. kitap olan Tohum Alma ve Saklama El Kitabı’ndan yana. Nerede buluruz sorusunun cevabı Mersin’de Kültürhane, Adana’da Geko :)) (diğer kentler için ise Ekofil’in sayfasındaki dağıtım noktalarına bakmak gerekiyor). Her şey üretmeyi ve paylaşmayı bilmekle, bu yola erkenden düşenlerin yanında yürümekle başlıyor. Mersin bu anlamda en şanslı kentlerden biri belki de; zira pek çok kişinin ya evinin yanında ufak bir bahçesi var, yahut yayla veya yazlık evinin yanında. Bunların hiçbiri yoksa da, kent içerisinde he- nüz yapılaşmamış irili ufaklı boş alanlar mevcut; bir kısmı belediye- lere ait, bir kısmı özel mülk, ama her iki şekilde de cüzi bir ödeme karşılığı veyahut bilabedel üç beş komşu biraraya gelip biz burayı ekiyoruz dese pek itiraz eden olmaz. Hadi bunların hiçbiri yok ve evimizde kapalı kaldık diyorsunuz, o halde kentimizdeki koca koca binaların belki de tek olumlu yanı olan dev gibi balkonlarda yapı- labilir üretim. ÇİTTA ve Kültürhane’nin birlikte düzenlediği II. Paylaşımın Sanatı ve Zanaatı Festivali’nden, düzenleyenler ve bazı konuklar Demem o ki üretecek insan bahane ara- maz. Tek arayacağı şey tohumdur, onu da Atalık Tohum Takas Topluluğu’nun Mersin grubuna katılarak temin eder. Bu grup sayesinde çeşit çeşit atalık to- humları alabileceği gibi, hangisini ne zaman ve nasıl ekeceğini de öğrenir ve atalık tohumlara gönül vermiş on- larca insanla tanışır. Hatta bu grubun aylık rutin toplantılarının (karantina öncesi) yapıldığı, Mezitli Belediyesi fide üretim alanını da bu vesileyle görmüş olur, oranın gönüllü yürü- tücüsü Salman Bey ile tanışır, onun emek emek ürettiği güzelim sebzeleri ve fideleri tanır, burada gönüllüler ta- rafından üretilen sebzelerin Belediye Aşevi’nde sıcak yemek olarak dağıtıldığını öğrenir, içi sadece iyi insanların varlığını öğrendiği- mizde duyduğumuz o sıcaklık hissiyle dolar. Eğer bitkilere dair hiç bilgisi yoksa da ilk iş kendine güzel bir rehber kitap alır. Bu konuda pek çok kaynak kitap var belki ama benim kalbim topluluk destek- li yayıncılık ilkesiyle yayın hayatına başlayan Ekofil’in çıkardığı ilk Yazıda bahsi geçenler: ÇİTTA: https://www.facebook.com/citta.cukurova/?ref=bookmarks veya @citta_gida ÇEYİ: https://www.facebook.com/cukurovaekoloji/ veya @cukurovaekoloji Geko Kafe & Mutfak: https://www.facebook.com/GekoKafe/ veya @gekokafe_ Farklı şehirlerdeki gıda toplulukları için: http://gidatopluluklari.org/ Atalık Tohum Takas Ağı: https://www.facebook.com/groups/ataliktohum/ (Bu ağın il grubuna katılmak için genel gruba üye olarak hangi ilde ikamet ettiğinizi yazmanız gerekiyor. İl bazında yazışmalar ile toplantı ve sair bilgilerin paylaşımı Messenger üzerinden yapılıyor.) Ekofil, topluluk destekli yayıncılık https://ekofilyayinlari.org/ veya @ekofilyayinlari *Hüsnü Arkan, Yalnız Değiliz Bonus okuma parçası: http://www.bugday.org/blog/koronavirus-ekolo- jik-donusum-icin-firsat-sunuyor/ Bir sonraki ay: Çöpteki bereket OĞA TAKVİMİ 11 Nisan Leylek fırtınası 14 Nisan Diken kelebeklerinin göçü 18 Nisan April’in beşi / Kuğu fırtınası 21-26 Nisan 29 Nisan 1 Mayıs 2 Mayıs 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Sitte-i Sevir fırtınası (Öküz soğukları) Serçelerin yavru zamanı Ağaçların ve tüm bitkilerin çiçeklenişinin kutlanması Çiçek fırtınası Hıdırellez 11 Mayıs Kırk ikindi yağmurları 16 Mayıs Filizkıran fırtınası 20 Mayıs Engirkıran / Mayıs yedisi Kaynak: Deniz Gezgin, Doğa Defteri 2020 19