Kültür Kültür | Page 38

kendimce bir düzen yarattım. Ders çalışırken de buna benzer bir düzen içerisindeydim. İşlerimi asla hafta sonuna bırakmıyorum, Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerini mümkün oldukça kendime ayırmaya özen gösteriyorum. Hafta içleri de okuldan eve geldiğimde önce 1-2 saat dinlenip, akşam yemeğimi yiyip, çayımı ya da kahvemi hazırlayıp işlerime başlıyorum. Genelde saat 19.00’da yapmam gerekenleri yapmaya başlamış oluyorum. İşlerimi de mümkün oldukça yarım bırakmamaya ve hangi akşam başladıysam aynı akşam bitirmeye çalışıyorum. Tabi çok yoğun olduğum günler gece yarısından sonraya sarkabiliyor yapmam gerekenler, o zaman bırakmak daha sağlıklı. Gerçi ben saat kaç olursa olsun işlerimi bitirene kadar masa başında oturuyorum ama orası sizin ne kadar uzun süre verimli çalışabildiğinize kalmış. adaptasyon sürecinden geçtim ve bu adaptasyon sürecinde başkanlığın getirmesini beklediğim iş yükü ile aslında getirdiği iş yükü arasında büyük bir fark vardı. Önceki soruda da dediğim gibi beklediğimden daha yoğun bir tempo var. Bu tempo hayal ettiğimden farklı çıktığında adapte olmakta ilk başta biraz zorlandım, bazı konularda ilerleme kaydetmem biraz süre aldı. Bu nedenle bazı süreçlerde çarklar biraz geç dönmeye başladı. Fakat bundan sonraki dönemde bu çarklar normalde dönmesi gerektiğinden bile hızlı dönecek ve çok kısa sürede umuyorum ki büyük adımlar atıp büyük ilerlemeler kaydedeceğiz. Doğruyu söylemek gerekirse, yoğun bir çalışma temposunu psikolojik anlamda kaldırmak çok da kolay bir olay değil. Bunu başarabilmek için ben hep çalışma ortamımı bana keyif verecek şekilde tasarlıyorum. Çayım ya da kahvem olmadan çalışamam mesela. İşlerimi yaparken biryandan sıcak bir şeyler yudumlamak hem beni rahatlatıyor hem de bana huzur veriyor. Yine aynı şekilde masam kalabalık ise çalışmam mümkün değil. Her şey dosyalı ve kategorize edilmiş olmak zorunda. Masam temiz olmalı. Eğer canım çekerse arka planda hafif hafif jazz çalmak da iyi gelebiliyor bazen. Beni hep bu tür küçük detaylar motive ediyor. Rahat olduğum bir ortamı, bir diğer deyişle ‘habitatımı’ bulduğum zaman çalışmaya çok daha müsait bir ruh haline giriyorum. Size de aynısını öneririm. Size çalışırken keyif verecek küçük detayları bulun ve çalışma ortamınızı bu detaylara göre tasarlayın. İsteyin. İstedikçe isteyin. Yeni taleplerle gelin ki, okulu birlikte şekillendirelim, hepimizin istediği bir hale sokalım. Buranın “daha iyi bir yer” olması için öncelikle sizin kafanızda okulu “daha iyi bir yer” kılacak şeyler neler, bunları bilmem gerekiyor. Taleplerinizi söyleyin ki, onları mümkün oldukça hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalışayım. 6. Öz eleştiri yapabilir misiniz? İlk Başkan olduğum dönem bir 7. Biz öğrencilerin bu okulu daha iyi bir yer olması için yapabilecekleri var mıdır? Biz öğrencilerden her hangi bir isteğiniz var mı? Bu vesileyle sizlerle iletişim bilgilerimi de paylaşmış olayım. Bana günün her saati, [email protected] e-mail adresinden ulaşıp taleplerinizi ve şikayetlerinizi dile getirebilirsiniz. Hatta lütfen getirin. 8. Şu anda hangi proje üstünde çalışıyorsunuz? Bu okulda ileriki zamanda göreceğimiz değişiklikler nelerdir? Listemizde önceliklerimizden biri MEF Fest. Şu anda bu festivalin organizasyon ekibini öğrencilerin içinden özenle seçiyoruz. Aralık ayı bitmeden oluşacak bu organizasyon ekibiyle düzenli olarak