kendimce bir düzen yarattım. Ders
çalışırken de buna benzer bir düzen
içerisindeydim. İşlerimi asla hafta sonuna
bırakmıyorum, Cuma, Cumartesi ve
Pazar günlerini mümkün oldukça
kendime ayırmaya özen gösteriyorum.
Hafta içleri de okuldan eve geldiğimde
önce 1-2 saat dinlenip, akşam yemeğimi
yiyip, çayımı ya da kahvemi hazırlayıp
işlerime başlıyorum. Genelde saat
19.00’da yapmam gerekenleri yapmaya
başlamış oluyorum. İşlerimi de mümkün
oldukça yarım bırakmamaya ve hangi
akşam başladıysam aynı akşam bitirmeye
çalışıyorum. Tabi çok yoğun olduğum
günler gece yarısından sonraya
sarkabiliyor yapmam gerekenler, o
zaman bırakmak daha sağlıklı. Gerçi ben
saat kaç olursa olsun işlerimi bitirene
kadar masa başında oturuyorum ama
orası sizin ne kadar uzun süre verimli
çalışabildiğinize kalmış.
adaptasyon sürecinden geçtim ve bu
adaptasyon sürecinde başkanlığın
getirmesini beklediğim iş yükü ile
aslında getirdiği iş yükü arasında büyük
bir fark vardı. Önceki soruda da dediğim
gibi beklediğimden daha yoğun bir
tempo var. Bu tempo hayal ettiğimden
farklı çıktığında adapte olmakta ilk başta
biraz zorlandım, bazı konularda ilerleme
kaydetmem biraz süre aldı. Bu nedenle
bazı süreçlerde çarklar biraz geç
dönmeye başladı. Fakat bundan sonraki
dönemde bu çarklar normalde dönmesi
gerektiğinden bile hızlı dönecek ve çok
kısa sürede umuyorum ki büyük adımlar
atıp büyük ilerlemeler kaydedeceğiz.
Doğruyu söylemek gerekirse, yoğun bir
çalışma temposunu psikolojik anlamda
kaldırmak çok da kolay bir olay değil.
Bunu başarabilmek için ben hep çalışma
ortamımı bana keyif verecek şekilde
tasarlıyorum. Çayım ya da kahvem
olmadan çalışamam mesela. İşlerimi
yaparken biryandan sıcak bir şeyler
yudumlamak hem beni rahatlatıyor hem
de bana huzur veriyor. Yine aynı şekilde
masam kalabalık ise çalışmam mümkün
değil. Her şey dosyalı ve kategorize
edilmiş olmak zorunda. Masam temiz
olmalı. Eğer canım çekerse arka planda
hafif hafif jazz çalmak da iyi gelebiliyor
bazen. Beni hep bu tür küçük detaylar
motive ediyor. Rahat olduğum bir
ortamı, bir diğer deyişle ‘habitatımı’
bulduğum zaman çalışmaya çok daha
müsait bir ruh haline giriyorum. Size de
aynısını öneririm. Size çalışırken keyif
verecek küçük detayları bulun ve çalışma
ortamınızı bu detaylara göre tasarlayın.
İsteyin. İstedikçe isteyin. Yeni taleplerle
gelin ki, okulu birlikte şekillendirelim,
hepimizin istediği bir hale sokalım.
Buranın “daha iyi bir yer” olması için
öncelikle sizin kafanızda okulu “daha iyi
bir yer” kılacak şeyler neler, bunları
bilmem gerekiyor. Taleplerinizi söyleyin
ki, onları mümkün oldukça hızlı bir
şekilde hayata geçirmeye çalışayım.
6. Öz eleştiri yapabilir misiniz?
İlk Başkan olduğum dönem bir
7. Biz öğrencilerin bu okulu daha
iyi bir yer olması için
yapabilecekleri var mıdır? Biz
öğrencilerden her hangi bir
isteğiniz var mı?
Bu vesileyle sizlerle iletişim bilgilerimi
de paylaşmış olayım. Bana günün her
saati, [email protected] e-mail
adresinden ulaşıp taleplerinizi ve
şikayetlerinizi dile getirebilirsiniz. Hatta
lütfen getirin.
8. Şu anda hangi proje üstünde
çalışıyorsunuz? Bu okulda
ileriki zamanda göreceğimiz
değişiklikler nelerdir?
Listemizde önceliklerimizden biri MEF
Fest. Şu anda bu festivalin organizasyon
ekibini öğrencilerin içinden özenle
seçiyoruz. Aralık ayı bitmeden oluşacak
bu organizasyon ekibiyle düzenli olarak