tarafını görebilirdiniz. Bazen bisikleti durdurup, gölün ucuna kadar yürüyüp kendi yansımamızı izliyorduk. Sol tarafımızda ise sık, uzun, üstü kozalaklarla dolu çam ağaçları vardı. Bu upuzun ağaçların, nasıl dengesini koruyup ayakta durduğuna, nasıl kozalakları taşıyabildiğine hayret ederdiniz. Yeşil ile mavinin karıştığı nokta bir çizgi ile ayrılmış, biz de süratle o çizgiden ilerliyorduk. Oradan ayrılmayı hiç istemedik. Zamanı geldiğinde otobüsümüze bindik ve öğretmen evine doğru yola koyulduk. Çok uzun bir gün olmuştu. Gezimizin 2. Günü için heyecanlanarak yataklarımıza yattık.
“ Bu upuzun ağaçların, nasıl dengesini koruyup ayakta durduğuna, nasıl kozalakları taşıyabildiğine hayret ederdiniz.”
Sepen Alpağut köyüne doğru yola çıktık. Bu projeden önce Alpağut köyü terkedilmişti. Bu köydeki boş alanı Permakültür için değerlendirdik. Kardeş okullarla birlikte bu alanı küçük bir permakültür tarlasına çevirdik ve ilk ürünlerimizi aldık! Lezzetli mi lezzetli domateslerimizi yedik!.“ Permakültür Nedir?” sorusu için dergimiz deki Çevre bölümünde Permakültür yazısını inceleyebilirsiniz. Buradaki boş okulu da( Köy terk edilmiş olduğu için tabi ki de okul da şu an boş) bu proje ile ilgileneceklerin kalabileceği küçük bir yurda çevirdik.
Daha sonra pirinç tarlası için uzun bir yoldan yürüdük ve bilin bakalım yolda ne gördük? Yolda lezzetli mi lezzetli böğürtlenlere rastladık. Böğürtlenlerden daha fazla yemek için birbirimizle savaştık.
“ Bizlerin imkanları çoktu fakat birçok şeye hasrettik.”
Bizim gibi şehirli çocuklar için bırakın böğürtleni, meyve ağacına rastlamak inanılmazdı. Bizler filmleri üç boyutlu yaşayabiliyorduk, dünyanın öbür ucundan arkadaşlar edinebiliyorduk fakat hormonsuz meyve yiyemiyorduk işte. Bizlerin imkanları çoktu fakat birçok şeye hasrettik. Ben reçelini yediğim böğürtleni ilk kez ağaçtan yemiştim. Elimize batan dikenleri böğürtlenin tadından hissetmiyorduk bile. Yola devam ettik uzun bir köprüden geçtik. Pirinç tarlalarının ardında çok mükemmeliyetçi küçük ahşap evler ufukta gözüküyordu. Daha sonra samanlarla çalışan yaşlı teyzeler gördük.