tekrar girerdi.” İşte pes etmemesi, tekrar
tekrar doğruyu söylemesi beni çok etkiledi.
Bundan Bir Şiir Bir Şair bölümünün açılışını
Rıfat Ilgaz ile yapmaya karar verdim. Rıfat
Ilgaz, Aydın Ilgaz’ın dediği gibi birçok kez
hapise girdi. İlk kez 1944 yılında tutuklandı.
Gerekçe ise yazdığı kitabın (Sınıf) kapağının
renginin kırmızı olmasıydı. Mağlum
yargılayan, okuyan askerdi.
Madımak’ta yananlar arkadaşlarıydı, dostlarıydı. Yanan
edebiyattı, maziydi. Yananlar umutlar hayallerdi. İşte Madımak
Rıfat Ilgaz’ı da yaktı ki Rıfat Ilgaz bu olayların üzüntüsüyle
beş gün sonra uğurlandı.
Peki sadede gelirsek, ne der “Bilsem Ki” bize, ne anlatır? Nasıl
şiir anlatır şairini?
Şimdi size kalemim döndüğünce bu dizeleri anlatamaya
çalışacağım.
Rıfat Ilgaz kendinden bahseder ilk.
Kimseye baş eğmemiştir. Ne mapus
yığdırmıştır onu ne de diğerleri. O
düşüncesinden doğrularından
sapmamıştır.
“Bir düşüncenin peşinden dolaştırdım
sokak sokak ,
Bu baş, bu eğilmez baş da öyle “
Ben boyun eğmemek için fedakarlıklar
yaptım. Çok yordum kendimi. Bazen o
kadar sıkıntılıydım ki, içtim sarhoş
oldum, yığıldım yatağa.
“Bazı sarhoş ,bazı yorgun
Her zaman bir yastığa hasret! “
Hapiste yaptım. Aylarca, yıllarca
göremedim güneşi. Cebimde kalmadı
param. Aç kaldım , yiyemedim,
doyuramadım kendimi.
Bu ciğer de hesap soracak,
Esirgedim, güneşini, havasını
Bu ağız bu dişler, bu mide...
Ne ikram edebilirim ki bol keseden
Ne yaptıysam kendime zarar verdim.
Neden? Çünkü biliyordum bir şeylerin
değişebileceğini. Birilerinin hatalı
olduğunu. Yazdım ki, daha çok kişi
duysun sesimi. Yazdım ki, insanlar
uyansın cehaletten. Bilseydim herkes
masum, bilseydim yapacak bir şey yok,
o zaman çekilirdim bu hayattan.
“Bilsem ki kimsenin parmağı yok
Bu sürüp giden işkencede;
Kılım bile kıpırdamadan bir sabah
Çekerdim darağacına çekerdim kendimi
Bilsem ki suç bende!...
Rıfat Ilgaz fedakarlık etti ki kafamızı yastığa koyduğumuzda umutla bakalım yarına.
Fakat olmadı, olamadı.