Kültür Kültür | Page 16

Ne doğru söylemiş Bülent Ecevit, insandan önce sınır da “Hayvanlar birlikte yokmuş. Neyse ki yaratılış sınırlara göre olmamış. İnsanlar yaşamayı, çizmiş sınırları. Harita üzerine çizdikleri çizgilerle dünyayı bölmüşler. Burası senin, burası onun demişler ve katı yasaklar sınıflanmamayı , koymuşlar. Sınırdan geçenleri vurmuşlar. Dikenli teller sınırlar örüp, savaş örmüşler. Onlar ayırmış dünyayı. Kimisine açlığı, fakirliği çıkarmamayı layık görmüş. Halbuki dünyada sınır yoktur. Kuşun, kedinin, başarmışlar.” köpeğin pasaportu yoktur. Onlar da eşit değildir ama onlar birlikte yaşamayı, sınıflanmamayı , sınırlar örüp, savaş çıkarmamayı başarmışlar. İnsanın başaramadığını onlar başarmışlar. O halkının yanındaydı. Halkı da onun. Suikast girişimleri düzenlenirken, bir gün Ecevit Taksim’de bir miting düzenlemeye karar verir. Süleyman Demirel hemen duyurur: “Taksim’de Ecevit’i öldürecekler.” Hemen Ecevit radyoya çıkar ve konuşur. “Kimse gelmesin Taksim’e. Ben karım Rahşan ile orada olacağım.” Ve o miting cumhuriyet tarihinin en kalabalık mitingi olur. Ecevit başarılı olmuştur olmasına fakat, yapamadıkları, yapmak istedikleri çoktur. Ecevit’in en büyük hayali karısıyla kuytu, sessiz bir yerde yaşamaktı. Zamanında yazdığı gazeteye sansür getirildiği için girmişti gençlik kollarına. Fakat artık bu tempo yormuştu onu. Yoğun mitingler, bitmek bilmeyen sorunlar ve hiç mutlu olmayanlar. Artık eli titriyordu, yaşlanmıştı. “Yapamadıkğımız “ şiirinde anlatır bunu. Rahşan´aAkşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi Soyunmak vardı derdinden evrenin Bir entari serinliğini giyinmek Kendi derdini tespih gibi çekmek elinde Yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü Karşında polisiye roman okumak vardı Sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz Sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak Oturmağa konuklar gelmesi bazen Çevresinde bir masanın kaygısız Sıcacık konularda bir demli çay gibi Bilmedik komşularla konuşmak Dünyamızla uyuşmak vardı Oyunda sonunu görmeden oynamak Sevinebilmek kazandığına Yitirdiğine yerinebilmek Düşünmiyebilmek yoruldukça düşünmekten Kamaştıkça örtebilmek gözlerini Düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini Uyayabilmek vardı vaktinde rahat