Örneğin Prag’ın kültürel,
Safranbolu’nun mekânsal,
Trabzon’un folklorik,
Hatay’ın dinsel-mistik
özelliklerinin ön planda
olması markalaşmaya
yol açar. Markalaşma
farklılaşmadır. Yani bir
kentin marka olması, onun
çok güçlü bir sanayiye
ticaret veya turizm yapısına
sahip olması anlamına
gelmez. Her büyük kent
marka sayılmaz. Ne kadar
büyük ve gelişmiş olursa
olsun; dışarıdan yatırımcı,
alıcı ve turist çekemiyorsa
o kent için markalaşmış
denmemektedir. Bu noktada
gene İstanbul örneği
kullanılabilir. Hayatın
pahalılığı, trafik çilesi ve suç
oranlarının yüksekliğine
rağmen çoğu insanımız
İstanbul’da yaşama
sevdalısıdır. İstanbul’un
çözülemeyen sorunlarına
rağmen “ulusal” bir marka
olması bu düşünce ile
açıklanabilir.
Peki büyük, düzenli ve
donanımlı bir kent neden
markalaşmaya çalışır?
Çünkü kentlerin kaderi
ekonomik cazibele ɥ屔)