KPMG Turkey Publications | Page 95

Bölüm I : Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
halka açık şirketlerde , şirket nominal sermayesinin % 15 ’ inin gerçek kişilere ait hisse senedi olması gerektiği yönünde düzenleme yapılamaz . Buna göre de tevkifat oranı belirlenemez .” xxxv
• “ Mükellefe kanunla tanınan istisna ve indirim hakkının genel tebliğ ile kaldırılması ya da kısıtlanması mümkün değildir .” xxxvi
Bireysel Başvuru Hakkı Çerçevesinde Anayasa Mahkemesince Verilmiş Önemli Bir Karar Anayasa ’ da yer alan temel haklardan birinin ihlal edildiği iddiasının bulunması ve söz konusu ihlalin kaldırılması yönünde açılan tüm davaların kesinleşerek iç hukuk yollarının tükenmesi durumunda , Anayasa Mahkemesi ’ ne bireysel olarak başvuruda bulunulabilme olanağı bulunmaktadır . Vergiyle ilgili konularda bireysel başvuru hakkının kullanılması sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararlar vergi dünyamızda yeni bir çığır açmıştır .
Yapılan bir vergi incelemesinde İş Bankası tarafından kurulmuş olan emekli sandığı vakfının üyelerine yaptıkları ödemeler ücret olarak değerlendirilmiş ve vergilendirilmek istenilmiştir . Düzenlenen rapora göre vergi dairesi tarafından yapılan tarhiyatlara karşı banka tarafından dava açılmıştır . Dava dilekçesinde yapılan tarhiyata karşı itiraz noktalarından birisi olarak , vergi idaresinin aynı konuya ilişkin olarak söz konusu ödemelerin ücret olarak değerlendirilmeyeceği ve vergiye tabi tutulmayacağına dair başka mükelleflere verilen muktezaların bulunduğu dayanak gösterilmiştir .
Ancak bankanın açtığı davaları kaybedip iç hukuk yolunu tüketmesi üzerine , son çare olarak mülkiyet ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi ’ ne bireysel başvuruda bulunmuştur . Anayasa Mahkemesi yapılan başvuruyu kabul ederek mükellef kurumun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve tazminat ödenmesine oy birliği ile karar vermiştir . xxxvii Söz konusu kararın konuya ilişkin kısmında yapılan açıklamalar aşağıda yer aldığı gibidir :
“ 52 . Öngörülebilirlik ise , hukuk kuralının uygulanması halinde doğabilecek sonuçların , önceden tahmin edilebilmesi anlamına gelmektedir … Buna göre öngörülebilirlik ilkesi koşulunun sağlandığından söz edebilmek için , mülkiyet hakkı sahibi tarafından hangi koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyet hakkına müdahale edileceğinin önceden tahmin edilebilmesi / bilinebilmesi gerekmektedir .
53 . Bu çerçevede , verginin kanuniliği ilkesi gereği vergi yoluyla yapılacak müdahalelerin temel dayanağı olan kanunların da , ilgili kişinin davranışlarını belirlemesi amacıyla , kolayca ulaşabileceği , gerektiğinde profesyonel yardım olmak suretiyle de olsa anlayabileceği , açık , net ve yeterince belirgin nitelikte olması gerekmektedir … Ancak her zaman , kanunlarda mutlak bir açıklığın beklenemeyeceği ortadadır . Bu sebeple , kanuni düzenlemelerde az veya çok belirsiz ifadeler bulunabileceği ve bu belirsizliğin uygulamadaki yorumlarla giderilebileceği kabul edilmektedir … Bu durumda kanuni düzenlemenin içeriğinin ve kapsamının kanun altı düzenlemeler veya yargısal içtihatlarla açıklığa kavuşturulduğu , bir diğer deyişle birey açısından belirliliğin sağlandığı durumlarda öngörülebilirlik koşulunun karşılandığı söylenebilecektir .
(…) xxxv
Danıştay 4 . Daire , 07.05.1999 , E : 1997 / 168 , K : 1999 / 1879 , Yaklaşım Dergisi , Sayı 70 , S . 179 xxxvi
Danıştay 4 . Daire , 01.12.1997 , E : 1996 / 2454 , K : 1997 / 4510 , Yaklaşım Dergisi , Sayı 68 , S . 168 xxxvii
Danıştay 4 . Daire , 01.12.1997 , E : 1996 / 2454 , K : 1997 / 4510 , Yaklaşım Dergisi , Sayı 68 , S . 168