KPMG Turkey Publications | Page 73

Bölüm I : Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Diğer taraftan özelge sisteminin değiştirilerek veya genişletilerek potansiyel ihtilafların çözümünde daha etkin kullanılması mümkün olabilecektir . Mevcut yasal düzenlemede , özelgeler daha çok bilgi edinme hakkı kapsamında limitli bilgi alışverişinin olduğu , olayın ekonomik özünün fazlaca tartışılmadığı hukuki soru cevap şeklinde uygulanmaktadır . Zaten ilgili yasa maddesinin başlığında açıkça izahat ifadesi yer almaktadır . Özelge taleplerinin çoğunda mükellef veya vekilleri ile idare görüşmemekte veya görüşememektedir . Böyle bir yöntem özellikle birden fazla boyutu olan yapılandırma , yeniden yapılandırma , ortaklık , iştirak finansman modelleri kurma , işyeri oluşumu , dar mükellef işlemlerinde Türkiye ’ nin vergileme hakkı gibi hususların vergisel yöntemleri ve sonuçları üzerinde bir mutabakat sağlanması noktasında yetersiz kalabilmektedir . Asıl yoruma açık olan ve ihtilaf potansiyeli taşıyan konular da bunlardır . Örneği verilen konuların ekonomik özü çoğu kez hukuki özün önüne geçebilmektedir . Hâlbuki ihtilaf durumunda yargı mercileri eğitimleri , eğilimleri ve görevleri gereği duruşma yapılsa bile konunun daha çok hukuka uygunluk tarafını incelemekte ve buna göre karar vermektedir . Bu şekilde verilen kararların kesinliği tartışılmaz olmakla birlikte bazı yönlerden eksik kalabileceği de değerlendirilmelidir . Dolayısıyla işlemlerin hukuka uygunluğu tartışmasız şekilde esas olmakla birlikte , bu tür çok boyutlu ve yoruma açık konularda mükellef ve idarenin önceden mutabık kalması daha sağlıklı neticeler doğurabilecektir .
Yurtdışı uygulamalara bakıldığı zaman advance tax ruling ( ATR ) adı altında belirli bir konunun vergisel sonuçları konusunda mükellef ile idare arasında belirli süreli anlaşmalar yapılmaktadır . ATR ’ ler bir nevi peşin fiyatlandırma anlaşmalarına benzemektedir . Zaten peşin fiyatlandırma anlaşmaları da bu ülkelerde advance pricing agreement olarak ifade edilmektedir . Her ikisinin de ortak noktası henüz yorum farkı oluşmadan mükellef ve idarenin ihtilaf yaratabilecek konularda anlaşmaya varmasıdır . Peşin fiyatlandırma anlaşmaları , transfer fiyatlandırması konularını kapsarken ATR ’ ler uluslararası vergilendirme başta olmak üzere diğer vergi konularını kapsamaktadır .
Özelge sisteminin genişletilerek sadece izahat ve görüş vermenin ötesinde peşin fiyatlandırma anlaşmalarında olduğu gibi karşılıklı tartışmanın olduğu ve vergisel yöntem konusunda bağlayıcı bir anlaşmaya varıldığı hale getirilmesinin pek çok ihtilafı peşinen önleyeceği düşünülmektedir . Hangi vergisel konular için genişletilmiş özelge sisteminin kullanılacağı , bu anlaşmaların hukuki bağlayıcılığı ve belirli bir süreye tabi olup olmayacağı , sürecin ne şekilde işlemesi gerektiği ve başvuruların ayrı bir harca tabi olup olmayacağı ayrıca tartışılabilir .