Toz Adam
duvara asmak yerine halının üstüne usulca bırakıp kalktığı koltuğa yeniden oturuyor . Bir süre daha sohbet ettikten sonra çerçeveyi tuttuğu için tozlanan elleriyle tokalaşarak onu yolcu ediyorum . Salona çay bardaklarını toplamak için geri döndüğümde açığa çıkan duvardaki boşluğun aslında hiç de kötü görünmediğini anlıyorum ; yine de biraz daha yaklaştığımda yıllardır aynı yerde duran resmin gittikçe rengi kararan duvarda bıraktığı izi fark ediyorum . Bir yandan “ Keşke duvarın tam ortasındaki boşluk öylece , olduğu gibi , daha önce hiç dokunulmadan kalmış olsaydı .” diye düşünürken diğer yandan da o resmi duvarın tam ortasındaki her zamanki yerine asmam gerektiğini kavrıyorum tozlanan ellerimle .
Toz Adam
Eran Erarslan
Şimdi , eğri oturup doğru konuşalım , ben biraz deliyim . Deliliğin tanımını bildiğimden veyahut yaşlı bir amcanın delilik üzerine yazdığı o tozla kaplı kitabı okuduğumdan değil . Hoş , sorarlar ; amca neden yaşlı ? Kitap neden tozlu ? Bilmiyorum . Her neyse ne , okumadım işte . Sırf bu yüzden çok değil de az deli olduğumu iddia ediyorum . Hani , alçakgönüllülük falan … Annem öğretmişti . ( -mişti)
25
Bir de aramızda kalsın , kitaplara da , kitap okuyanlara da , bu gereksiz kağıt israfını teşvik eden yazarlara da biraz gıcığım . O naçizane kitabı evin olabilecek en kuytu köşesine koymamın sebebi de budur hani . Bir de size tavsiyem , eğer çocukluğunuzda nefes alma probleminiz veyahut toza alerjiniz vardıysa , evinize kütüphane yaptırmayın . Özellikle içinde kitap olmadığında kendisi çok toz tutmakla ünlüdür . Ha , bana kalsa hiç yaptırmayın ama olur da yaptırırsanız bilin ki elimde iki kavanoz dolusu toz var . Hani kitap koyarsanız diye dedim . ( Yaşlı amcalar tozu pek seviyor , ölü olanlardan bahsetmiyorum bile .)