kopya fanzin kopya fanzin -3 | Page 27

Fotoğraf: İnsel Kanca
Bulunmayan birini buldum geçen sokakta. Adam bulunmamakta kararlı,‘’ Burada değilim, hiç burada değilim,’’ diye tutturmuş yürüyordu. Doğru söylediğinden emin olamadım ve merakıma yenilip önünü kesmeyi düşündüm. Kararsızlığım beni çılgına çevirmek üzereydi, sonbahar yaklaşıyordu. Bir yaprağı mı takip edecektim ağacından düşerken, yoksa güneşi mi arayacaktım dolunay karanlığında. Birinciyi tercih ettim ve koşarak adama yaklaştım, tam omuzuna dokunacaktım ki, biraz daha ivme kazanıp önüne çıktım. Gördüğüm şey bana ayı dolunayı, şafağı ve geceki karabasanı unutturdu: Yeşil bir hissizlik onu almış götürmüştü.
Şimdi yerinde esen yel kim bilir kaçıncı yaprağı koparmıştı dalından?
Şimdi, yukarıdan tarlaları ve onların çizgilerini görüyorsun. Bir ekiliyor, bir biçiliyor. Sonra dımdızlak … Üşüyorsun. Hasat. Görüyorsun değil mi, bütün kulübeleri ve onların çatılarını? Kat çıkıyorlar; zelzele oluyor, Sonra dümdüz … Eziliyorsun. Yıkım. Elbette seyrindesin gökdelenlerin yükselişinin-inşa edenler o yükseklikten görünmüyor lakin- Onları oralara dikenler artık toprağın altında. Farkındasın değişimin. Seninle yürüyoruz bir patikada-ister samanyolunda ister gölgesinde çamlarınayağına bir şey takılıyor, sendeliyorsun bir an için ve bakıyoruz o çürümüş ağaç gövdesine ama bu sefer görmediğini biliyorum: Geçen tüm yüzyıllardan beri değişmeyen uyarısını kederin.
25