nu çıkardı ve derin bir soluk aldı . Kimseye görünmeden ve açıklama yapma gereğinde bulunmadan eve gelebilmişti . Artık tek yapması gereken oturup burnunun geri gelmesini beklemekti . Oturma odasına geçti televizyonu açtı ve karşısındaki koltuğa oturdu .
Kadın , tam yarım saatini yolun ortasında oturmuş hiçbir yere kıpırdamamakta inat eden çocuğuna harcadığı için sinirliydi . Eve geldiklerinde çocuğunun elinden tüm oyuncak arabaları alarak ona o akşam o arabaların hiç biriyle oynayamayacağını söylemişti . Çocuk odasına geçti , biraz üzüldü ama çok sorun etmedi . Aklı zaten öğretmeninde kalmıştı . Yılbaşını kesin o uzun boylu , sarışın ve bıyıksız erkek arkadaşıyla geçirecekti . O an annesinin elinden alıp sakladığı arabalardan birine binip öğretmeninin yanına gitmek çok isterdi . Ama bunun yerine odasındaki yılbaşı ağacının üzerinde yanan ışıklarla oynamayı tercih etti . Çünkü o arabalar bir süre daha annesinde kalacak gibiydi . Kadın , mutfakta oğluna verdiği cezanın onun için az bile olduğunu düşünüyordu . Hala çok kızgındı . Evde yapması gereken çok iş vardı , daha hala akşam yemeğini hazırlayamamıştı . Tam o sırada eli sol kulağının olduğu yere gitti . Kulağı orada yoktu . Kadın saçlarının arasını iyice karıştırdı ama eline bir şey gelmedi . Hemen diğer kulağını aradı . O yerindeydi . Panik içinde banyoya koştu . Gerçekten de sol kulağının olması gerektiği yer dümdüz ve bomboştu . Kadın oğluna seslendi . Çocuk , annesinin arabalarını geri vereceğini sanarak heyecanla odasından çıktı ve sesin geldiği yeri bulmaya çalıştı . Annesinin banyodan seslendiğini üçüncü seferinde anlamıştı , annesini ilk defa bu kadar panik içinde görüyordu . Ne oldu anne , Kulağım yok oğlum , benim hastaneye gitmem lazım , sen burada güzelce otur ve babanı bekle , olur mu , Olur anne , arabalarımı alabilir miyim peki , Alabilirsin , mutfakta ikinci çekmecede , baban gelene kadar oyna onlarla , benim şimdi çıkmam lazım . Çocuk mutfağa doğru giderken annesi kapıdan telaşlı bir şekilde dışarı çıktı .
Kız , salonunda , kaloriferinin dibinde duran bir burunun şokunu daha atlatamamışken şimdi karşısında bir de kulak durmaktaydı . O da üşüdüğü için burunun yanına geçmiş ve kendini kaptırmış bir şekilde nereden geldiğini , niye geldiğini anlatıyordu . Kız kulağa dikkatlice baktı . Parlak taşlı küpesinden ve hafif yıpranmış derisinden dolayı onun orta yaşlı bir kadın kulağı olduğunu hemen anladı . Kulak o sırada biraz sesini yükselterek , Beni dinlemiyor musun sen , dedi , Dinliyorum tabi ki , siz anlatmaya devam edin lütfen , Dinleyeceksin tabi , ben çok şey dinledim , çok şey duydum ve artık çok yıprandım , şimdi biraz da başkaları beni
29