Ruj,
Rimel
ve
İrin
_
AHMET GECE
Masa örtüsünün üstünde tütün kırıntıları
Nerde ekmek, nerde yemek
İpini sıkıca tutuyorsun hala içindeki acılı küheylanın
Anın nutku gevşek, gövdendeki mor sancılardan-
- Kurtulmak için
Bütün katalogları taradın
Beyaz bir abajur beğendin, gözündeki karanlık için
Kızıl yakuttan bir bileklik, sessiz ellerin
Süt boynunda kara bir gerdanlık
Soluk benizli bir adam hala seni izliyor
Bütün katalogları taradın
Sakat ruhunu oturtacak bir iskemle bulamadın.
İşittin akarsuların senden habersiz de aktığını
İşittin ama kimseler söylemeden
Gördün hiçbirilerinin bulanık bir sıvıyı gürültüyle tükettiğini
Gördün ama bir it gibi yakana yapıştığını
Apaçık, ulu orta, göz göre göre tanığısın hayatın
Yaşın, acının tarihiyle bir
Acılardan döndüğünde evde kimseyi bulamazsan
Bil ki evdekiler acıya varmıştır.
Ev dediğin ilmek ilmek sökülmüş nakıştır
Gece, tutmazsa seni uykusu kaçmış gözlerinden
Tütün kırıntılarına dön
Dön ki bir bütün bahçeleri yak, yabani bitkilerle dolu
Sigaranı ateşlerken
Sen ki telaşlı entarinle sokağa indiğin vakit
Makine hükmünü kaybeder olur
Göğsün dizginlenmiş nal seslerine tok
Tek değilsin binlerce dişli ve çark
Onları gark ettiren görüntüye şahit.
Uyumsuzluğun ahengi nüksettiği zaman müzikteki melankoliye
Rujlar ve rimeller birer irin gibi akacak.
Ve o zaman anlayacaksın
Karınca yuvalarını kapatan çocuğun sen olduğunu
GIORGIA NAPOLETANO
6