Karşıyaka Rapor 2018 Karsiyaka2018Ekim | Page 38

3.2. Karşıyaka’da İklim Değişikli- ğine Uyum Planı Yolunda Ön Eylem- ler: İ çinde bulunduğumuz kentsel çağda, toplam dünya nüfusunun %54’ünden fazlası kentlerde ba- rınmakta, kentler küresel ekonominin %90’ından fazlasını kontrol etmekte, kentler küresel enerji tüketiminin %65’inden fazlasını gerçekleştirmek- te ve dünya genelinde kentler iklim değişikliğine sebep olan sera gazla- rının %70’ini atmosfere salmaktadır. Dahası, tahminlere göre küresel kent nüfusu bugün yaklaşık dört milyardan 2050’de 6,5 milyara çıkacak ve kentsel altyapı da kaçınılmaz olarak bu nüfusla birlikte büyüyecektir. Hızlı kentleşme ve çok boyutlu küresel çevresel değişiklikler, insan toplulukları, eko- sistemler ve bunlara bağlı ürün ve hizmetler üzerinde baskı kur- maktadır. İklim deği- şikliği gibi çok boyutlu, detaylı ve kapsamlı zamansal ve mekânsal planlama gerektiren sorunlar insanlarla yaşam birimleri arasın- daki kuvvetli etkileşim neticesinde çözüm üretmeyi gerektirmek- tedir. Yerel yönetimler ve kentsel alandaki diğer devlet-dışı aktörler giderek artan biçimde iklim değişikliğiyle mücadelenin merkezine çekilmektedir. Özellikle Paris Anlaşma- sı (2015) sonrasında yerel yönetimlerin iklim konusundaki sorumlulukları önem kazanmaktadır. Kentsel alanlarda su, enerji, kanalizasyon, ulaşım, iletişim ve diğer hizmet altyapıları iklim deği- şikliğinden doğrudan etkilenecekler arasında sayılabilir. Bu anlamda arazi kullanımındaki değişimler (örneğin hızla artan plansız yapılaşma sebebiyle geçirimsizlik ve yeşil alanların azal- ması sebepli su tutma kapasitesinin azalması ve ilişkili olarak sellerin sıklık ve şiddetinin artması gibi) hava dolaşı- mıyla ve diğer önemli kentsel işlevlerle doğrudan alakalıdır. Dolayısıyla iklim değişikliğinin yerel ölçekteki etkileri olan ısı stresi, aşırı ve ani yağışlar, sel, 28 toprak kayması, hava kirliliği, kuraklık, su kıtlığı, deniz seviyesinin yükselme- sinin kentsel ekosistemi ve parçası olan insanları (dolayısıyla da ekonomik faaliyetleri) artan şekilde tehdit ettiği Hükümetlerarası İklim Değişikliği Pa- neli tarafından da kanıtlanmaktadır. Bir yandan bu hızlı değişiklikler yaşanırken diğer yandan iklim değişik- liğinin etkileri kentler arasında ve kent içinde eşit dağılım göstermemektedir. Kentsel alanların kendilerine has özel- likleri iklim değişikliği etkilenebilirlik analizlerinde ve iklim değişimliği etki- lerine uyum politikalarının hazırlanma- sında önemli rol oynamaktadır. Bilindiği üzere iklim değişikliğiyle mücadelenin bir ayağı azaltım (ağırlıklı olarak fosil yakıt tüketimi kaynaklı se- ragazı salımlarının azaltılması), diğer ayağı ise halihazırda önlenemeyecek veya ihmal edilmesi çok daha büyuk toplumsal ve iktisadi maliyetlere yol açacak etkilere uyum sağlanmasıdır. Bu doğrultuda uyum politikaları mo- dern yerel yönetimlerin iklim değişik- liğiyle başa çıkması için oldukça kritik bir rol oynamaktadır. Kentler mevcut ve gelecekte ortaya çıkacak iklim değişikliği etkilerine karşı geliştirilecek çözümlerin önemli bir parçası olarak kabul edilmiştir. Özellik- le etkin şehir plancılığı ve risk yönetimi yoluyla kentler iklim değişikliği risk- lerinin en aza indirilmesinde sorum- luluk sahibidir. Dahası yüksek sosyal sermayeye sahip insan topluluklarının ve ekonomik yatırımların kentlerde biraraya gelmesi iklim değişikliği ile mücadelede güç ve kapasite birleşimi fırsatını da sunmaktadır. Öyle ki bunu başarmak için önce, artan bir çalışma temposuyla kamu, özel sektör ve po- litik farkındalığın iklim değişikliği ve kentleşme bağlantısı üzerinde ve yerel- de yaratılması ihtiyaçtır. Diğer yandan iklim değişikliği politikaları üretimi bağlamında, yerel ve bölgesel ölçek- lerde derinlemesine bilgi yokluğunun başlıca kısıtlamalardan birisi olduğu sıkça dile getirilmektedir. Katılımcı biçimde üretilecek ve karar vericilere sunulacak kapsamlı çalışmalar (hem teknik hem sosyo-ekonomik anlamda) büyük fark yaratabilmekte ve iklim eylem planı ve stratejilerini harekete geçirebilmektedir. Dahası iklim deği- şikliği anlamında proaktif davranan yerel yönetimlerin ulusal ve uluslararası finansman imkanlarına erişimi de gözle görülür biçimde artabilmektedir. İklim ve Enerji için Belediye Baş- kanları Akdi (Covenant of Mayors) yerel ve bölgesel yönetimlerin gönüllü katılımıyla oluşturulmuş ve Avrupa Birliği’nin 2030 iklim ve enerji hedefl e- rinin gerçekleştirilmesi için çalışan bir ağdır. Bu ağa dahil olan yerel yönetim- ler kentlerini ve bölgelerini sera gazı yoğun faaliyetlerden arındırmayı taah- hüt ederken aynı zamanda, kentlerine iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı direnç kazandırmayı taahüt eder- ler. Yerel ölçekte sera gazı azaltımı ve iklim değişikliği etkilerine uyum aktivi- telerini içeren Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) bu çalışma- lar için temel oluşturur. 1 Rosenzweig C., W. Solecki, P. Romero-Lankao, S. Mehrotra, S. Dhakal, T. Bowman, and S. Ali Ibrahim. 2015. ARC3.2 Summary for City Leaders. Urban Climate Change Research Network. Columbia University. New York. 2 WBGU – German Advisory Council on Global Change (2016): Humanity on the move: Unlocking the transformative power of cities. Berlin: WBGU.