3.2. Karşıyaka’da İklim Değişikli-
ğine Uyum Planı Yolunda Ön Eylem-
ler:
İ
çinde bulunduğumuz kentsel
çağda, toplam dünya nüfusunun
%54’ünden fazlası kentlerde ba-
rınmakta, kentler küresel ekonominin
%90’ından fazlasını kontrol etmekte,
kentler küresel enerji tüketiminin
%65’inden fazlasını gerçekleştirmek-
te ve dünya genelinde kentler iklim
değişikliğine sebep olan sera gazla-
rının %70’ini atmosfere salmaktadır.
Dahası, tahminlere göre küresel kent
nüfusu bugün yaklaşık dört milyardan
2050’de 6,5 milyara çıkacak ve kentsel
altyapı da kaçınılmaz olarak bu nüfusla
birlikte büyüyecektir.
Hızlı kentleşme ve
çok boyutlu küresel
çevresel değişiklikler,
insan toplulukları, eko-
sistemler ve bunlara
bağlı ürün ve hizmetler
üzerinde baskı kur-
maktadır. İklim deği-
şikliği gibi çok boyutlu,
detaylı ve kapsamlı
zamansal ve mekânsal
planlama gerektiren
sorunlar insanlarla
yaşam birimleri arasın-
daki kuvvetli etkileşim
neticesinde çözüm
üretmeyi gerektirmek-
tedir.
Yerel yönetimler
ve kentsel alandaki diğer devlet-dışı
aktörler giderek artan biçimde iklim
değişikliğiyle mücadelenin merkezine
çekilmektedir. Özellikle Paris Anlaşma-
sı (2015) sonrasında yerel yönetimlerin
iklim konusundaki sorumlulukları önem
kazanmaktadır. Kentsel alanlarda su,
enerji, kanalizasyon, ulaşım, iletişim
ve diğer hizmet altyapıları iklim deği-
şikliğinden doğrudan etkilenecekler
arasında sayılabilir. Bu anlamda arazi
kullanımındaki değişimler (örneğin
hızla artan plansız yapılaşma sebebiyle
geçirimsizlik ve yeşil alanların azal-
ması sebepli su tutma kapasitesinin
azalması ve ilişkili olarak sellerin sıklık
ve şiddetinin artması gibi) hava dolaşı-
mıyla ve diğer önemli kentsel işlevlerle
doğrudan alakalıdır. Dolayısıyla iklim
değişikliğinin yerel ölçekteki etkileri
olan ısı stresi, aşırı ve ani yağışlar, sel,
28
toprak kayması, hava kirliliği, kuraklık,
su kıtlığı, deniz seviyesinin yükselme-
sinin kentsel ekosistemi ve parçası
olan insanları (dolayısıyla da ekonomik
faaliyetleri) artan şekilde tehdit ettiği
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Pa-
neli tarafından da kanıtlanmaktadır.
Bir yandan bu hızlı değişiklikler
yaşanırken diğer yandan iklim değişik-
liğinin etkileri kentler arasında ve kent
içinde eşit dağılım göstermemektedir.
Kentsel alanların kendilerine has özel-
likleri iklim değişikliği etkilenebilirlik
analizlerinde ve iklim değişimliği etki-
lerine uyum politikalarının hazırlanma-
sında önemli rol oynamaktadır.
Bilindiği üzere iklim değişikliğiyle
mücadelenin bir ayağı azaltım (ağırlıklı
olarak fosil yakıt tüketimi kaynaklı se-
ragazı salımlarının azaltılması), diğer
ayağı ise halihazırda önlenemeyecek
veya ihmal edilmesi çok daha büyuk
toplumsal ve iktisadi maliyetlere yol
açacak etkilere uyum sağlanmasıdır.
Bu doğrultuda uyum politikaları mo-
dern yerel yönetimlerin iklim değişik-
liğiyle başa çıkması için oldukça kritik
bir rol oynamaktadır.
Kentler mevcut ve gelecekte ortaya
çıkacak iklim değişikliği etkilerine karşı
geliştirilecek çözümlerin önemli bir
parçası olarak kabul edilmiştir. Özellik-
le etkin şehir plancılığı ve risk yönetimi
yoluyla kentler iklim değişikliği risk-
lerinin en aza indirilmesinde sorum-
luluk sahibidir. Dahası yüksek sosyal
sermayeye sahip insan topluluklarının
ve ekonomik yatırımların kentlerde
biraraya gelmesi iklim değişikliği ile
mücadelede güç ve kapasite birleşimi
fırsatını da sunmaktadır. Öyle ki bunu
başarmak için önce, artan bir çalışma
temposuyla kamu, özel sektör ve po-
litik farkındalığın iklim değişikliği ve
kentleşme bağlantısı üzerinde ve yerel-
de yaratılması ihtiyaçtır. Diğer yandan
iklim değişikliği politikaları üretimi
bağlamında, yerel ve bölgesel ölçek-
lerde derinlemesine bilgi yokluğunun
başlıca kısıtlamalardan birisi olduğu
sıkça dile getirilmektedir. Katılımcı
biçimde üretilecek ve karar vericilere
sunulacak kapsamlı çalışmalar (hem
teknik hem sosyo-ekonomik anlamda)
büyük fark yaratabilmekte ve iklim
eylem planı ve stratejilerini harekete
geçirebilmektedir. Dahası iklim deği-
şikliği anlamında proaktif davranan
yerel yönetimlerin ulusal ve uluslararası
finansman imkanlarına erişimi de gözle
görülür biçimde artabilmektedir.
İklim ve Enerji için Belediye Baş-
kanları Akdi (Covenant of Mayors)
yerel ve bölgesel yönetimlerin gönüllü
katılımıyla oluşturulmuş ve Avrupa
Birliği’nin 2030 iklim ve enerji hedefl e-
rinin gerçekleştirilmesi için çalışan bir
ağdır. Bu ağa dahil olan yerel yönetim-
ler kentlerini ve bölgelerini sera gazı
yoğun faaliyetlerden arındırmayı taah-
hüt ederken aynı zamanda, kentlerine
iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine
karşı direnç kazandırmayı taahüt eder-
ler. Yerel ölçekte sera gazı azaltımı ve
iklim değişikliği etkilerine uyum aktivi-
telerini içeren Sürdürülebilir Enerji ve
İklim Eylem Planı (SECAP) bu çalışma-
lar için temel oluşturur.
1 Rosenzweig C., W. Solecki, P. Romero-Lankao, S. Mehrotra, S. Dhakal, T. Bowman, and S. Ali Ibrahim. 2015. ARC3.2 Summary for City Leaders. Urban
Climate Change Research Network. Columbia University. New York.
2 WBGU – German Advisory Council on Global Change (2016): Humanity on the move: Unlocking the transformative power of cities. Berlin: WBGU.