1. İklim Değişikliği, Kentler ve Belediyeler
1. 1. İklim Değişikliği ve Kent
İlişkisi
G
ünümüz şehirleri küresel
nüfusun yarısından fazlasını
barındırmaktadır. Dünya
Bankası istatistiklerine göre dünya-
nın en büyük 50 şehrinde gerçek-
leşen ekonomik aktivitenin hacmi
Çin’in toplam GSYH’sinden daha
fazla ve neredeyse ABD’nin ürettiği
toplam katma değere (yaklaşık 9,6
trilyon dolar) ulaşmış durumdadır.
Ekonomik aktivitenin ve nüfusun
yoğunlaştığı şehirler ısınma, elektrik
ve ulaştırma amaçlı fosil yakıt tüke-
timinin ve sera gazı salımlarının da
odak noktası haline gelmiş durum-
dadır. Günümüzde dünyanın en bü-
yük 50 şehri ABD ve Çin dışındaki
tüm ülkelerin toplamından daha
fazla sera gazı salımına sebep ol-
maktadır. Ekonomik faaliyetlerin ve
varlıkların yoğunlaştığı şehirler aynı
zamanda iklim değişikliği kaynaklı
afet risklerine maruz kalmakta ve
önemli sosyo-ekonomik kayıplar
yaşamaktadır. (ICLEI, 2016 )
2030 itibari ile dünya nüfusu-
nun neredeyse ¾’ünün şehirlerde
yaşıyor olacağı tahmin edilirken
şehirlerin yüz ölçümün yaklaşık 3
katına ulaşması beklenmektedir
(UN Habitat, 2016 ). Küresel sera
gazı salımlarında endüstriyel işlem-
lerin payının azalması beklenirken
özellikle aydınlatma, ısıtma, soğut-
ma ve elektrik talebindeki artışlar-
dan dolayı şehirlerin payının arttığı
gözlemlenmektedir (C40, 2015 ).
1. 2. Yerel Yönetimler ve Düşük
Karbonlu Kalkınma
erel yönetimler, yalnızca
şehirlerdeki ekonomik,
sosyal ve çevresel altya-
pıyı kuran ve idame ettiren yapılar
olmanın ötesinde, sürdürülebilir ve
düşük karbonlu kalkınmada anahtar
rol üstlenen paydaşların başında gel-
mektedir. Belediyeler, vatandaşları
bilgilendirme, yerel kaynakları hare-
kete geçirme ve yerel ihtiyaçları kar-
şılayacak yatırımların yapılması gibi
görevleri eksiksiz yerine getirmenin
yanı sıra, aynı zamanda artan nüfus,
eskiyen altyapı, kısıtlı finansman
Y
yerel yönetimlerin sorumlu oldukları
şehirlere dair sera gazı salım envan-
terlerini belirlemeleri ve geleceğe
yönelik olarak uygulanabilir stratejik
Yerel yönetimler esasında
salım azaltım hedefl eri koymalarıdır.
1980’lerden itibaren iklim deği-
Bu açıdan salım azaltımı yapılabi-
şikliğiyle küresel mücadelenin bir
lecek alanların belirlenmesi, eylem
parçasıdır. Oluşturdukları birlik ve
planları oluşturulması ve çalışmaların
platformlar, iklim değişikliği ile mü-
düzenli olarak izlenerek raporlanması
cadele bakımından iddialı hedefl er
önem taşımaktadır (Erickson ve Mor-
koymakta ve stratejiler geliştirmek-
tedir (Broto ve Bulkeley, 2013 ). Ulus- genstern, 2016 ).
lararası programlar ve oluşumlar da
İklim değişikliği ile mücadele
bu konuda belediyelere yol gösterici
olmaktadır. Bu bağlamda, Yerel Çev- konusunda sera gazı salımlarını ve
gelecek on yıllarda beklenen iklimsel
resel Girişimler Uluslararası Konsey
değişikliklerin etkilerini azaltmaya
(ICLEI), İklimi Korumak için Şehirler
(CCP), İklim İttifakı ve Enerji Şehirle- yönelik önlemlerin alınması, orta ve
ri, C40 Şehirleri İklim Liderlik Grubu uzun vadeli iklim eylem planlarını ge-
rekli kılmaktadır. Bu eylem planları;
ve Başkanlar Sözleşmesi, şehirlerin
imkânları ve iklim değişikliği gibi
baskılara maruz kalmaktadır.
iklim değişikliği uygulamalarına
odaklı olarak kurulan önemli prog-
ram ve kurumlar arasındadır.
Sera gazı salımlarını azaltmaya
yönelik sorumlulukların belirlenme-
si ve uluslararası mekanizmalarla
çözüm üretilmesindeki zorluklar,
bu tip gönüllü oluşumları gerekli
kılmaktadır. Ülkelerin iklim değişikli-
ğinin yarattığı mevcut ve potansiyel
etkilere karşı kapsamlı ve merkezi
politikalar üretmek konusunda sınırlı
başarılarına karşın, şehirler sera gazı
salımlarını azaltma ve olası etkilere
karşı önlemler alma konusunda etkin
ve hızlı adımlar atmaktadır.
Bu programların ortak özellikleri,
sadece yerel yönetimlerin değil, aynı
zamanda meslek odaları, birlikler,
kamu kurumları, sanayi kuruluşları ve
üniversiteler gibi farklı paydaşların
aktif katılımını gerektirmektedir.
İzmir gibi büyük şehirlerde iklim
eylem planlarının ve düşük karbon
planlarının uygulanabilirliği, yüksek
nüfus yoğunluğu ve ölçek gibi avan-
tajlar nedeniyle daha yüksek olmak-
tadır. Kentlerin kısa vadede sera gazı
salımlarını azaltıcı önlemler alması,
orta ve uzun vadede iklim değişikli-
ğine uyum sağlamak için üstlenmek
durumunda kalacağı maliyetleri de
azaltmaktadır.
1