KAPALI KAPILAR ARDINDAN sayı1 | Page 14

Gençlik çalışmalarımıza bakarken kurulan Toplumcu Hukukçular Kulüpleri’nin çıkardığı “İcab-ı Hal” ve Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü’nün çıkardığı “Antitez” ve “Ne Yapmalı”nın oluşturduğu alan yayınlarımız, gençlik çalışmalarımıza önemli bir düşünsel canlılık kazandırdı. Bahsedilen örgütsel sıçrama da büyük ölçüde üniversiteye içeriden seslenme yeteneğine sahip araçlarımızdaki genişlemenin bir türevi olarak gerçekleşti. Ancak, yeni tarzın üniversitelerdeki en önemli yansıması 2012 Aralık ayında gerçekleşen ODTÜ eylemleri sürecinde ortaya çıktı. Bu süreçte “ODTÜ Ayakta” sloganıyla ODTÜ’de gerçekleşen kitlesel protestonun yanında İTÜ, MSGSÜ ve GSÜ’de yapılan eylemlere yön vermeyi başarabilen TKP, bir yandan da sürecin siyasi vurgularını belirleme yeteneğini gösterdi. Türkiye Komünist Partisi’nin üniversite çalışmaları ve FKF’nin bir senelik pratiği bir süredir partimiz içerisindeki tartışmalarda öne çıkıyor. Buna karşın FKF üzerinden yapılan tartışmaların büyük ölçüde sağlıksız bir zemine oturduğu açık. Partimizin gençlik içerisindeki çalışmalarını önümüzdeki dönemde nasıl örgütleyeceğini tarif edebilmek için önce bütünlüklü bir çerçeve çizmek gerekiyor. 2011 senesinin Temmuz ayında yaptığımız 10. Kongre’de alınan kararın ardından Eylül 2011’de ülke genelinden TKP’li Öğrenciler’in katılımıyla Ankara’da toplanan Üniversite Konferansı sonrasında partimizin gençlik çalışmaları önemli bir dönüşüm içerisine girdi. İkinci Cumhuriyet ve gençlik 10. Kongre siyasi raporunda, Birinci Cumhuriyet’in AKP tarafından tasfiye edildiği ve İkinci Cumhuriyet’in inşa sürecinin başlatıldığını belirtiliyordu. Mutlaka bu raporla birlikte ele alınması gereken Üniversite Konferansı’nda ise İkinci Cumhuri- 12 yet ve gençlik ilişkisi konusunda iki önemli vurgu öne çıktı. Bu vurgulardan ilki, İkinci Cumhuriyet’i inşa sürecine başlayan AKP’nin gençliği kapsayamayacağı tespitiydi, bu durum AKP ile gençlik arasındaki kan uyuşmazlığı şeklinde formüle ediliyordu. İkinci öne çıkan vurgu ise, İkinci Cumhuriyet’in karşısında sosyalist cumhuriyet seçeneğini yükseltecek yeni ve kurucu bir kuşak oluşturmanın mümkün ve gerekli olduğuydu. TKP gençlik alanında, önüne sosyalist cumhuriyetin kurucu kadrolarını oluşturma görevini koymuştu. Bu iki vurguyla beraber üniversite çalışmalarında yeni bir tarza geçilmesine dair öne çıkan diğer nokta ise şuydu: TKP üniversitelerde masa açma, afiş asma, bildiri dağıtma merkezli ilerleyen ve genel seslenmeye sıkışan bir tarzdan çıkmalıydı. Tamamen ortadan kaldırılmasa da artık bunlardan ibaret olmayacağı açık olan bu yöntemlerin yanına kulüp çalışmaları, alan yayınları, atölyeler, okuma grup- ları gibi üniversite alanına içeriden seslenmenin kanallarını yaratacak araçlar eklenmeliydi. 2011 Eylül’ünde karara bağlanan bu tarz değişikliği yaklaşık bir senelik bir alışma döneminin ardından meyvelerini 2012 yılının başlarında vermeye başladı. Ankara’da 9 Kasım’da yapılan gençlik mitingindeki yoğun katılım TKP’nin üniversitelerde yürüttüğü faaliyetin doğru bir rotaya yerleştiğinin ilk göstergeleri arasında yer aldı. Bunun yanında, 2012 Haziran ayında yapılan 11. Kongre’nin ardından çizilen yeni örgütlenme modeli de en etkili sonuçlarını üniversite alanında verdi. Gençlik çalışmalarımız tüm Türkiye’ye yayılan ve özellikle İstanbul ve Ankara’da çarpıcı rakamlara ulaşan bir büyüme ivmesi içerisine girdi. Kulüp çalışmalarına ve alan yayınlarına verilen önem TKP’nin üniversiteler içerisinde yerleşiklik kazanmasına, üretken bir damara tutunmasına ve bir kimlik yaratmasına olanak tanıdı. En ileri örneklerini ilki İstanbul Üniversitesi’nde FKF’nin kuruluşu ODTÜ sürecinde harekete geçen geniş gençlik kesimlerini örgütlü kılma ve sosyalizmin gençliğin temsiliyetini almasını sağlama konusundaki en önemli adım ise FKF’nin kuruluşuyla sonuçlanan Üniversite Kongresi’nde atıldı. Türkiye genelinde 200’ün üzerinde öğrenci kulübünün imzacısı olduğu Kongre’de alınan karar sonrasında 6 Mayıs 2013’te Mimar Sinan Üniversitesi’nde gerçekleştirilen etkinlikle kurulan FKF, kuruluşundan itibaren büyük bir heyecan yarattı. FKF hamlesi, üniversitelerde AKP karşıtı bir arayışa girmiş geniş kesimlerin örgütlü kılınması ve sosyalist cumhuriyetin kurucu kadrolarının yetiştirilmesi hedefleri arasındaki ilişkinin de somutlanabileceği bir zemin yaratma hedefine işaret ediyordu. Başka bir şekilde ifade edecek olursak, FKF hamlesi, TKP’nin üniversite alanındaki örgütsel ve siyasi görevleri arasındaki bütünlüğün etkili bir şekilde kurulmasının kanallarını da oluşturdu. FKF’de somutlanan bu zeminin pratikte sınanması ise son bir yıl içerisinde gerçekleşti. Parti içerisindeki tartışmaların odağına, çeşitli temelsiz suçlamalarla oturtulan bu bir yıllık çalışma pratiğinin bakiyesini ise bugün yaşadığımız tartışmalara takılmadan çıkarmak gerekiyor. Öncelikle, FKF’nin üniversitelerde gençliğin temsiliyetini almak açısından önemli kazanımlar elde ettiği vurgulanmalı. FKF’nin ülke çapında kazandığı yaygınlıkta ve kimi kritik siyasal momentlerdeki müdahalelerinde somutlanan bu durum TKP’nin üniversite çalışmal \