Gençlik çalışmalarımıza
bakarken
kurulan Toplumcu Hukukçular
Kulüpleri’nin çıkardığı “İcab-ı Hal”
ve Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Kulübü’nün çıkardığı “Antitez” ve
“Ne Yapmalı”nın oluşturduğu alan
yayınlarımız, gençlik çalışmalarımıza önemli bir düşünsel canlılık
kazandırdı. Bahsedilen örgütsel
sıçrama da büyük ölçüde üniversiteye içeriden seslenme yeteneğine
sahip araçlarımızdaki genişlemenin
bir türevi olarak gerçekleşti.
Ancak, yeni tarzın üniversitelerdeki en önemli yansıması 2012 Aralık
ayında gerçekleşen ODTÜ eylemleri sürecinde ortaya çıktı. Bu süreçte “ODTÜ Ayakta” sloganıyla
ODTÜ’de gerçekleşen kitlesel protestonun yanında İTÜ, MSGSÜ ve
GSÜ’de yapılan eylemlere yön vermeyi başarabilen TKP, bir yandan
da sürecin siyasi vurgularını belirleme yeteneğini gösterdi.
Türkiye Komünist Partisi’nin üniversite çalışmaları ve FKF’nin bir
senelik pratiği bir süredir partimiz
içerisindeki tartışmalarda öne çıkıyor. Buna karşın FKF üzerinden
yapılan tartışmaların büyük ölçüde
sağlıksız bir zemine oturduğu açık.
Partimizin gençlik içerisindeki çalışmalarını önümüzdeki dönemde
nasıl örgütleyeceğini tarif edebilmek için önce bütünlüklü bir çerçeve çizmek gerekiyor.
2011 senesinin Temmuz ayında
yaptığımız 10. Kongre’de alınan
kararın ardından Eylül 2011’de ülke
genelinden TKP’li Öğrenciler’in katılımıyla Ankara’da toplanan Üniversite Konferansı sonrasında partimizin gençlik çalışmaları önemli
bir dönüşüm içerisine girdi.
İkinci Cumhuriyet ve gençlik
10. Kongre siyasi raporunda, Birinci
Cumhuriyet’in AKP tarafından tasfiye edildiği ve İkinci Cumhuriyet’in
inşa sürecinin başlatıldığını belirtiliyordu. Mutlaka bu raporla birlikte ele alınması gereken Üniversite
Konferansı’nda ise İkinci Cumhuri-
12
yet ve gençlik ilişkisi konusunda iki
önemli vurgu öne çıktı.
Bu vurgulardan ilki, İkinci
Cumhuriyet’i inşa sürecine başlayan AKP’nin gençliği kapsayamayacağı tespitiydi, bu durum AKP ile
gençlik arasındaki kan uyuşmazlığı şeklinde formüle ediliyordu.
İkinci öne çıkan vurgu ise, İkinci
Cumhuriyet’in karşısında sosyalist
cumhuriyet seçeneğini yükseltecek
yeni ve kurucu bir kuşak oluşturmanın mümkün ve gerekli olduğuydu.
TKP gençlik alanında, önüne sosyalist cumhuriyetin kurucu kadrolarını oluşturma görevini koymuştu.
Bu iki vurguyla beraber üniversite
çalışmalarında yeni bir tarza geçilmesine dair öne çıkan diğer nokta ise şuydu: TKP üniversitelerde
masa açma, afiş asma, bildiri dağıtma merkezli ilerleyen ve genel
seslenmeye sıkışan bir tarzdan
çıkmalıydı. Tamamen ortadan kaldırılmasa da artık bunlardan ibaret
olmayacağı açık olan bu yöntemlerin yanına kulüp çalışmaları, alan
yayınları, atölyeler, okuma grup-
ları gibi üniversite alanına içeriden
seslenmenin kanallarını yaratacak
araçlar eklenmeliydi.
2011 Eylül’ünde karara bağlanan
bu tarz değişikliği yaklaşık bir senelik bir alışma döneminin ardından
meyvelerini 2012 yılının başlarında vermeye başladı. Ankara’da 9
Kasım’da yapılan gençlik mitingindeki yoğun katılım TKP’nin üniversitelerde yürüttüğü faaliyetin
doğru bir rotaya yerleştiğinin ilk
göstergeleri arasında yer aldı. Bunun yanında, 2012 Haziran ayında
yapılan 11. Kongre’nin ardından
çizilen yeni örgütlenme modeli de
en etkili sonuçlarını üniversite alanında verdi. Gençlik çalışmalarımız
tüm Türkiye’ye yayılan ve özellikle
İstanbul ve Ankara’da çarpıcı rakamlara ulaşan bir büyüme ivmesi
içerisine girdi.
Kulüp çalışmalarına ve alan yayınlarına verilen önem TKP’nin
üniversiteler içerisinde yerleşiklik
kazanmasına, üretken bir damara
tutunmasına ve bir kimlik yaratmasına olanak tanıdı. En ileri örneklerini ilki İstanbul Üniversitesi’nde
FKF’nin kuruluşu
ODTÜ sürecinde harekete geçen
geniş gençlik kesimlerini örgütlü kılma ve sosyalizmin gençliğin
temsiliyetini almasını sağlama
konusundaki en önemli adım ise
FKF’nin kuruluşuyla sonuçlanan
Üniversite Kongresi’nde atıldı. Türkiye genelinde 200’ün üzerinde
öğrenci kulübünün imzacısı olduğu
Kongre’de alınan karar sonrasında 6 Mayıs 2013’te Mimar Sinan
Üniversitesi’nde gerçekleştirilen
etkinlikle kurulan FKF, kuruluşundan itibaren büyük bir heyecan yarattı.
FKF hamlesi, üniversitelerde AKP
karşıtı bir arayışa girmiş geniş kesimlerin örgütlü kılınması ve sosyalist cumhuriyetin kurucu kadrolarının yetiştirilmesi hedefleri
arasındaki ilişkinin de somutlanabileceği bir zemin yaratma hedefine
işaret ediyordu. Başka bir şekilde
ifade edecek olursak, FKF hamlesi,
TKP’nin üniversite alanındaki örgütsel ve siyasi görevleri arasındaki
bütünlüğün etkili bir şekilde kurulmasının kanallarını da oluşturdu.
FKF’de somutlanan bu zeminin
pratikte sınanması ise son bir yıl
içerisinde gerçekleşti. Parti içerisindeki tartışmaların odağına,
çeşitli temelsiz suçlamalarla oturtulan bu bir yıllık çalışma pratiğinin
bakiyesini ise bugün yaşadığımız
tartışmalara takılmadan çıkarmak
gerekiyor.
Öncelikle, FKF’nin üniversitelerde
gençliğin temsiliyetini almak açısından önemli kazanımlar elde ettiği
vurgulanmalı. FKF’nin ülke çapında
kazandığı yaygınlıkta ve kimi kritik
siyasal momentlerdeki müdahalelerinde somutlanan bu durum
TKP’nin üniversite çalışmal \