KAPALI KAPILAR ARDINDAN Jul. 2014 | Seite 4

Nasıl bir kongre, nasıl bir parti? Sosyalizm, milyonlarca emekçinin sokağa çıktığı Haziran direnişi sonrası makus talihini yenebilir, toplumsal bir güç haline gelmek üzere eşik atlayabilir. Bunun toplumsal ve siyasal zemini bugün Türkiye’de vardır. Bu gelişimin hayat bulması için yapılması gereken ilk şey partimizin dönüşümü ve yeniden yapılanmasıdır. Kongremiz bu iddia ve umutla toplanmaktadır. Partimizin en küçük hücresinden merkez komitesine kadar yıllardır birikmiş sorunlarımızı çözmek, etkili, örgütlü, inançlı, dinamik ve siyasi bir parti haline gelmek için 12. Kongremizi topluyoruz. Yıllardır atılım, değişim, dönüşüm, gençleşme adlarıyla yaptığımız ve sonun kadar sahiplendiğimiz Kongrelerimizin, aynı tarz, zihniyet ve alışkanlıkların sürmesi nedeniyle hiçbir şeyi değiştirmediğini ve her geçen yıl umutların daha da azaldığını biliyoruz. “Böyle gelmiş böyle gider” anlayışıyla bu kongremizin de benzer bir akıbete uğraması en büyük korkumuzdu. Bu korkuyu yenecek bir bilinç, perspektif ve iradeyle bütün yoldaşlarımızı sorumluluğa çağırıyoruz! 12. Kongremiz bu sorumlulukla bütün üyelerimizin katılımını, katkısını, kürsü hakkını ve iradesini esas alan gerçek bir kongre olarak örgütlenecektir. Çünkü Türkiye Komünist Partisi bugün örgütsüzdür. Son 3 yıldır partimiz, birimler kaldırılarak örgütsüz kılınmış, bu örgütsüzlük Örgütlü bir parti 2 siyasal çalışmalarımızda ve üyelerimizin katılımında ciddi sorunlar yaratmıştır. TKP’nin en önemli niteliği örgütlülüğü, disiplini ve adanmışlığıdır. Kongremiz bu bilinçle toplanmalıdır! “Kabullenen” bir parti içi yaşam değil, “sahiplenen” bir parti içi yaşam yaratılmalıdır. Siyasetin sadece merkezde konuşulduğu ve üyelere ise yalnızca aktarıldığı bir tarzla değil, siyasal katılım mekanizmalarının ve kolektivizmin işletildiği koşullarda gerçek politikleşmenin yaşanacağını biliyoruz. Partimizde yöneticiliğin ve kendinden menkul “hak”kın yerini sorumluluk almalıdır. Tüzüğün, hukukun, mekanizmaların hiçbir zaman gündeme gelmediği bir işleyiş modeli yerine işleyişimizi atak ve canlı kılacak ve asla keyfi yönelimlere terketmeyecek bir modeli önümüze koymalıyız. Kongremiz bu hedefle toplanmalıdır! Kongre çağrı metnimizde de dile getirdiğimiz gibi “Türkiye Komünist Partisi, bütün mekanizmalarının bir kişi ya da tek tek kişiler ekseninde belirlendiği, görevlendirmelerin politik gelişkinlik, deneyim ve liyakat kriterinden ziyade kişisel bağlılıklar üzerine hayata geçirildiği, kurulların işlemediği/işletilmediği, katılım ve tartışma mekanizmalarının önemsenmediği bir parti olmamalıdır. Partimiz, zengin toplumsal ve sınıfsal dinamiklere öncülük etme iddiasında olan komünistlerin partisidir. Kadrolarını toplumsal-politik misyon- larla kuşatmayı hedefler. Örgütün omurgasını siyasi üretkenlik ve güven oluşturur. Politik üretkenliğin ve güven ilişkisinin olduğu yerde inisiyatif alan kadrodan ko