Nasıl bir kongre,
nasıl bir parti?
Sosyalizm, milyonlarca emekçinin sokağa çıktığı Haziran direnişi
sonrası makus talihini yenebilir,
toplumsal bir güç haline gelmek
üzere eşik atlayabilir. Bunun toplumsal ve siyasal zemini bugün
Türkiye’de vardır.
Bu gelişimin hayat bulması için
yapılması gereken ilk şey partimizin dönüşümü ve yeniden yapılanmasıdır. Kongremiz bu iddia ve
umutla toplanmaktadır. Partimizin en küçük hücresinden merkez
komitesine kadar yıllardır birikmiş sorunlarımızı çözmek, etkili,
örgütlü, inançlı, dinamik ve siyasi bir parti haline gelmek için 12.
Kongremizi topluyoruz. Yıllardır
atılım, değişim, dönüşüm, gençleşme adlarıyla yaptığımız ve sonun kadar sahiplendiğimiz Kongrelerimizin, aynı tarz, zihniyet ve
alışkanlıkların sürmesi nedeniyle
hiçbir şeyi değiştirmediğini ve
her geçen yıl umutların daha da
azaldığını biliyoruz. “Böyle gelmiş
böyle gider” anlayışıyla bu kongremizin de benzer bir akıbete uğraması en büyük korkumuzdu.
Bu korkuyu yenecek bir bilinç,
perspektif ve iradeyle bütün
yoldaşlarımızı sorumluluğa çağırıyoruz! 12. Kongremiz bu sorumlulukla bütün üyelerimizin
katılımını, katkısını, kürsü hakkını ve iradesini esas alan gerçek bir
kongre olarak örgütlenecektir.
Çünkü Türkiye Komünist Partisi
bugün örgütsüzdür. Son 3 yıldır
partimiz, birimler kaldırılarak
örgütsüz kılınmış, bu örgütsüzlük
Örgütlü bir parti
2
siyasal çalışmalarımızda ve üyelerimizin katılımında ciddi sorunlar
yaratmıştır. TKP’nin en önemli
niteliği örgütlülüğü, disiplini ve
adanmışlığıdır. Kongremiz bu bilinçle toplanmalıdır!
“Kabullenen” bir parti içi yaşam
değil, “sahiplenen” bir parti içi
yaşam yaratılmalıdır. Siyasetin
sadece merkezde konuşulduğu
ve üyelere ise yalnızca aktarıldığı bir tarzla değil, siyasal katılım
mekanizmalarının ve kolektivizmin işletildiği koşullarda gerçek
politikleşmenin yaşanacağını biliyoruz. Partimizde yöneticiliğin
ve kendinden menkul “hak”kın
yerini sorumluluk almalıdır. Tüzüğün, hukukun, mekanizmaların
hiçbir zaman gündeme gelmediği
bir işleyiş modeli yerine işleyişimizi atak ve canlı kılacak ve asla
keyfi yönelimlere terketmeyecek
bir modeli önümüze koymalıyız.
Kongremiz bu hedefle toplanmalıdır!
Kongre çağrı metnimizde de dile
getirdiğimiz gibi “Türkiye Komünist Partisi, bütün mekanizmalarının bir kişi ya da tek tek
kişiler ekseninde belirlendiği,
görevlendirmelerin politik gelişkinlik, deneyim ve liyakat kriterinden ziyade kişisel bağlılıklar
üzerine hayata geçirildiği, kurulların işlemediği/işletilmediği,
katılım ve tartışma mekanizmalarının önemsenmediği bir parti olmamalıdır. Partimiz, zengin
toplumsal ve sınıfsal dinamiklere öncülük etme iddiasında olan
komünistlerin partisidir. Kadrolarını toplumsal-politik misyon-
larla kuşatmayı hedefler. Örgütün
omurgasını siyasi üretkenlik ve
güven oluşturur. Politik üretkenliğin ve güven ilişkisinin olduğu
yerde inisiyatif alan kadrodan
ko