Önderlik sorununu
nasıl tanımlıyoruz?
Bugün partimizde yaşanan sorunların başında önderlik sorununun
geldiğini söylüyoruz. Ancak önderlik sorununu, kabaca partiyi
kimin ya da kimlerin yöneteceği
şeklinde anlamamak gerekiyor.
Önderlik sorunu tanımı, esasen
bir yandan partinin iç yaşantısının politikleşmesini, önderlik mekanizmasının kolektifleşmesini,
öte yandan tüm parti üyelerinin
bulundukları alanda toplumsal
dinamiklere önderlik yeteneği
geliştirmesini ifade etmektedir.
Bu açıdan, önderlik sorunumuz,
biri partimizin işleyişine diğeri
de partimizin toplumsal dinamiklerle ilişkilenmesine uzanan çift
yönlü bir boyut taşımaktadır. Partimiz bu sorunu bugün görmüş
ya da tanımlamış değildir. En net
biçimiyle 2007 yılından bu yana
önderlik sorunu partimizce tespit
edilmiş, kongre ve konferans me-
16
tinlerinde yer bulmuş ve bu yönde
atılan adımlar partimizde olumlu
karşılıklar bulmuştur. Sorunun
bugün yakıcı hale gelmesinin nedeni, önderlik sorununun çözümüne yönelik adımların hayata
geçirilmesinin çeşitli gerekçelerle
engellenmesi, nihayet son yıllarda
bu çabanın tümüyle terk edilerek
kolektif işleyişimizin neredeyse
yok olma noktasına gelmesidir.
Bu durumun sorumluluğu sürecin
tüm bileşenlerine aittir elbette,
ancak gelinen noktada sorunun
çözümüne yönelik her türlü tartışma da engellenmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda, partimizin
müktesebatında ve hedefleri arasında yer alan önderlik mekanizmalarının kolektifleştirilmesi ve
tüm parti üyelerinin toplumsal
önderler haline dönüşmesi süreci
bir ihtiyaç olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, i