Atılım
Kongresi
Bülteni
1 TEMMUZ 2014
Nasıl tartışmalı? (1)
Daha önce yazılı ve sözlü olarak ifade
ettik. Atılım Kongresi gerçek bir parti
kongresi olarak toplanmayı amaçlıyor. Başından beri, bugün TKP Atılım
Kongresi çatısı altında buluşan yoldaşlarınız olarak “normal bir kongre”
savunduk.
Ne demek normal bir kongre?
Verili ve geleceğe uzanan dinamikleri itibariyle dünyayı, bölgeyi ve ülkeyi
ele almalı, partimizin siyasi konumlanışını, görevlerini, önceliklerini bu
denklemin içine yerleştirmeliyiz ve
sonuçta “nasıl bir parti” sorusuyla
yüzleşmeliyiz.
Bu özetin alternatifi, parti içi hesaplaşmadır; parti üyelerinin taraftara
indirgendiği, tribünlere seslenilen,
tarafgir alkışlarla dağılan bir toplantıdır. Böyle bir toplantıyı 18 Mayıs’ta
ÖK’da yaşadık. Tekrarına gerek duymuyoruz.
Temsilciler toplantısında belirginleştirilen bu çerçeve, katılımcılar için hiç
sürpriz olmamıştı ki, salonda kürsüye çıkanların ve çıkmayanların toplamında, içinde bulunduğumuz krize
ve taraflaşmaya meydan okurcasına
bir başka resim gözlemlendi. Öfkeli
değildik. Düne kadar omuz omuza
mücadele verdiğimiz, önyargısız güvendiğimiz yoldaşlarımıza nasıl kin
duyabilirdik? Partide açığa çıkan
sorunları insanlara bağlayarak kolay yoldan açıklamaya çalışmak yerine, sorunların sorumluluğunu tüm
partinin ve başta Merkez Komite’nin
kolektif olarak üstleneceği ve kaynaklarını objektif bir bakış açısıyla,
soğukkanlılıkla çözmemize elverecek
bir yaklaşımı benimsedik. Derin bir
üzüntüyle geleceğe güveni birleştirmeyi becerdik. Partimizi çok daha
sağlıklı bir hale getireceğimize güven
tazeledik. Son yıllarda unuttuğumuz
bu duyguyu içimizde hissettik.
Hal böyleyse, Atılım Kongresi bu tarifin dışında kalan tartışmalara uzak
durmayı seçmelidir. Bunu seçiyoruz.
İçeriği itibariyle bu yaklaşımla uyumsuz olmayan, ama üslubu açısından
ters veya eksik çağrışım yaratacak
her şeyi düzeltiriz. Üstünü örterek
değil, açık açık söyleyerek... Taslak
metinleri Temsilciler Toplantısı’nın
iradesiyle redakte ettik. Yeri geldi, bir
toplantıda bir sözcümüz sesini yükselttiği için özür dilemekten, kıyasıya
tartıştığı “karşı taraf”tan bir yoldaşa
“seni kırmak istemedim” demekten
yüksünmedi.
Madem böyle yaklaşıyoruz ve ortada
monolog değil çok taraflı bir tartışma
süreci var, muhataplarımızı da benzeri bir zemine davet etmenin sorumululuğunu taşıyoruz. Kişiselleşen,
sorunların temelini görmemizi engelleyen ve geleceğimizi aydınlatmayacak olan örneklere işaret edeceğiz.
Yanlış anlamaları gidermek için emek
harcayacağız. Yanlışların doğrusunu
söyleyeceğiz.
Bu müdahaleler tartışmayı “kim, nerede, ne dedi?” eksenine kaydırmak
için değil, tam tersine, politik bir eksene çekebilmek içindir.
***
Biat kültürü mü?
Partinin bütün üyeleri, Parti Kongresi’nin parçası, örgütleyicisidir. Raporlar okunur, tartışılır, hazırlık toplantıları
yapılır, eleştiriler, katkılar dile getirilir,
yazılır... TKP Atılım Kongresi de böyle
tasarlanıyor.
Parti kongresi bir kuruldur. Bütün
partiyi kapsayan bir kurul. Genelde
delegeler aracılığıyla, bu kez doğrudan üyelerle... Bu “kurul,” yani kongre, MK tarafından “çağrılır” kuşkusuz.
Ancak MK’nın görevi bütün üyeleri
örgütleyici hale getirmektir.
Yaşadığımız örgütsel dağınıklık ve
zorunlu kaldığımız iki kongre süreci,
durumu belli ölçülerde karmaşıklaştırıyor. Ama gereksinim ve yapılması
gereken değişmiyor. Atılım Kongresi
yalnızca çağrıcıların toplantısı değildir ve katılımcı üyeler izleyici olmayacaklardır. Bu özgün durumda, olağan
zamanlardan farklı olarak bir grup
arkadaşımızın “ben izleyip karar vereceğim” yaklaşımını benimsemeleri
mümkündür. Bunu biliyoruz. Ancak
buna karşın, TKP Atılım Kongresi,
partinin bu süreci benimseyen üyelerince birlikte örgütlenecektir. “Kurul”
bütün üyelere açık olarak toplanacaktır.
İrade beyanı imzaları bu anlama gelmektedir. İmza veren yoldaşlar, Atılım
Kongresi’ni örgütleme iradesinin parçası olduklarını ilan etmişlerdir. Başka yoldaşlarını örgütlemek, kongremizin örgütleyicisi haline getirmek
için çalışmaktadırlar. Taslak raporun
olgunlaştırılması için katkıda bulunacaklardır.
Yani normal durumda her sorumluluk sahibi parti üyesinin yapması
gerekenleri yapacaklardır... Normal
durumda ayrıca saptanması ve kayıt
altına alınması gerekmeyen bu “örgütleyici”lerin içinden geçtiğimiz kriz
ortamında yeniden belirlenmesi doğal bir gerekliliktir. TKP Atılım Kongresi, örgütleyici yoldaşlarını “genel
üye toplantısı”na çağırarak, krizin ve
farklılaşmaların üstünü örtme yoluna
gitmemiştir.
İradesini beyan eden yoldaşlarımızı