Eylül 2014
AŞK
MELİH CAN ŞİMŞEK
KAÇAK RÜZGAR
GÖZDE DEMİRSOY
Başlığı unutulmuş bir şiir gibiydin
Ben adını “aşk” koydum
Sense bir bardak daha…
Tekerlekli sandalyeye mahkum bir insan için
Ayakkabı dükkanı neyi ifade ediyorsa
Sende öyle boş bakıyordun etrafına…
Yağmur damlası gözlerinde
Gökkuşağı olmak varken
Hep gök gürültüsü barındırmışsın
Şu kısacık hayatta…
Şimşeklerin aydınlattığı bir gecede
Damlaların arasından uzattığım elimi tutmasaydın
Bu mısralar hiç olmayacaktı…
Ve kalbim normal ritmini hiç bozmayacaktı…
Çok ortak noktamız vardı
İkimizde ıslanmayı severdik
Sen, en çok kendi gözyaşlarında…
İkimiz de korkusuzduk
Çünkü korktuğumuz her şey gelmişti başımıza…
Ve ikimiz de yalansızdık
Hep yalan sevdalar yüzünden ıslanmıştık bu hayatta…
Birbirimize tutunmak için çok nedenimiz vardı
İkimiz de yaşken fazla eğilmiştik
Ve boynumuzu ne zaman kaldırsak
Hep bir darbe yemiştik…
Hayata tepeden değil
Kambur bakmayı benimsemiştik
İkimizdeki bütün dalları toplasan
Bir tane meyveyi zor verirdik.
Birbirimize anlatacak çok şeyimiz vardı.
Ama kimse sana centilmenlik yapmamıştı
Öncelik bayanların lafına
Kulakların hiç aşina olmamıştı
Bu yüzden hep susardın
Benden beklerdin
Bende erkek adam çok konuşmaz der
Seni dinlerdim…
Sen susardın
Ben dinlerdim…
Zamanla alıştık birbirimize
Ben senden ağlamayı
Sen benden dik durmayı öğrendin
Ve beraberken mutlu olmayı
Öyle çok sevdik ki…
Her gece demlenip
Güneşi kuruturduk…
Bardaklar boşaldıkça doldurur
Geceye ömür olurduk…
Ayrı yastıklara baş koyar
Aynı rüyada buluşurduk…
Ne güzeldik…
Ne güzeldin…
Gitmeseydin…
Çokta güzel gelmiştin…
Başlığı unutulmuş bir şiir gibiydin
Ben adını “aşk” koydum
Sense bir bardak daha…
28 Kalabalık
Ne gidişler çok dramatik ,
Ne gelişler zor,
Zor olan mevsim ve yükündeki yaşanmamışlıkların esareti.
Kır zincirlerini kadın…
Saçlarında sonbahar,
Teninde vanilya esintileri...
Estir fırtınanı,
Kat tozu dumana
At ruhunu ağırlaştıran hasretleri
Bedenini yakmasın göz yaşları
Işı…
Ruhunu çamura bula ve hafifle,
Bil ki çamur sadece berrak su ve temiz topraktır.
Arındır kendini rüzgarda,
Bırak belleğindeki tüm dramları
Bıraktıkça savrulan değil,
Yel değirmeni olacaksın
Kendi rüzgarını yaratacaksın.
İç rüzgarı,
Biliyorum hüzün, tuzlu bir tat bırakır
Bırak dilindeki asılı cümleleri, damla damla arsız sıcaklara,
Soluklan,
Sanki öncesi yokmuş gibi bu satırın,
Es…