Kalabalık Dergi Kalabalık Dergi 4. Sayı | Page 14

Kalabalık Ağustos 2013 (Kalabalık Dergi geçen sayısındaki yazının devamıdır) İyi Dünya Oyunu Görülmeyen bir dünya olduğu kesin sorun oranın şehir merkezine ne kadar uzakta ve kaça kadar açık olduğu. Woody Allen Siyaha tapan ve karanlık düzenin hâkim oluğu ülkelerin birinde, yaşlı adam markette torunu için alacağı ‘İyi dünya’ oyunu arıyordu raflarda… İyi düzende 45 yıl, kötülerin dünyasında 20 yıl yaşamıştı ve çok şey biliyordu market raflarında boşça gezemeyecek kadar. 65 yılın izleri ellerinde, alnında, karnında ve kalbinde çokça yer edinmişti tabii ki gülümsemiyordu çünkü gülümsemek yasaktı, bunu yaşayarak daha doğrusu ‘yaşamanın’ yasaklandığı ülkede bulunarak öğrenmişti. İyi insanların kazandığı kötülerin kaybettiği ‘İyi Dünya’ oyunu simsiyah bir kaba yerleştirilmişti ve sadece küçük çocuklar için uygundu, yetişkinlerin bu oyundan etkilenip şiirler yazdığı görüldükten sonra oyuna sınırlama getirilmişti. Oyunu aldı titreyen dizleri ve güçsüz ayaklarıyla kasaya doğru ilerledi, üzerinde siyahların ülke lideri Kara Şövalyenin resmi olan kömürden yapılan parayı uzattı ve evine doğru yürümeye başladı. Torunun hediyeyi almasını ve kimseye belli etmeden gülümsemesini izledikten sonra odasına doğru yöneldi. Torunun bu oyunu müthiş bir özlemle oynayacağını biliyordu, ona daha güzel bir dünya verebilmek için tüm bedelleri ödemeye hazırdı ancak bunu yapamayacak kadar yaşlı ve ümitsizdi. Düşünüyordu. Nasıl bu hale gelmişti dünya? Nasıl hiç fark etmemişlerdi? Önceleri çalıştığı bir fabrika vardı saatlerce çalıştığı bir fabrika… Elleri su toplayıncaya kadar çalışırdı iyi düzende, aldığı maaş çok fazla değildi, bazen pazar günleri de mesaiye kalırdı ve hatta çocuğunun doğumu yaklaştıkça özel gün \