Kalabalık Dergi Kalabalık Dergi 1. Sayısı | Page 23

Kalabalık Mayıs 2013 Hint Müziği Güney Hindistan’ da bilindiği gibi, ilk uygar toplumlar doğaya tapardı. Bugün Hindistan’da hala yedi notanın her birinin ayrı bir kutsal hayvanın sesi olduğu inancı devam etmekte. M.Ö. 1500 ve 1000 yılları arasında kuzeybatı Asya’dan Ari ırkı Hindistan’a göç etmişti. ‘Bilim’ anlamına gelen, ‘Veda’ sözcüğüyle anılan dinsel kitapları binlerce ilahiyle doluydu. Bilinen ilk şarkılar konuşma metnine çok yakın olan üç notalı bir müzik oluşturmuş, bu tür bugün Hindistan’da hala unutulmamış. Diğer eski uygarlıklarda olduğu gibi, insan sesinin en etkin biçimde müziği yorumladığı inancı Ari ırkında da yaygındı. Fakat kutsal kitaplarında birkaç çalgıya değinilmektedir. Hint müziği, eski uygarlıklar içinde, şarkı ilkesine önem veren tek türdür. Salt çalgılarla yapılan müzik parçalarına hiç rastlanmaz, çalgılara kesinlikle insan sesi eşlik eder. Bu temel anlayıştan “Raga” denilen Klasik Hint Müziği gelişmiştir.(Sözcük anlamı ise renk ya da duygu.) Klasik Hint müziğinin üç ögesi vardır: Raga, yani insan sesi ya da ”Sitar” denilen bir çalgı eşliğinde ezgi; “Tala” yani davul ritmi ve “Kharaja”, yani gayda vızıltısını andıran fakat telli bir çalgıyla uygulanıp tek perdenden çıkarılan tekdüze bir ses. Klasik müziğin özelliği, yorumcusunun kendi ruh durumuna, dinleyicisine ya da günün mevsimin belli özelliklerine uygun katkılarda bulunmasıdır. Bu anı anına uydurulan sözcükler babadan oğula geçerek yerleşmiş besteler haline gelmiştir. İlk sayımızda Hint dansını ve Hint müziğini sizler için ele aldım. Dergimizde bu bölümü sizler için ben yürüteceğim. Beni merak edenler için ise sadece bir Gezginim. İyi okumalar… Gezgin 23