Inovatif Kimya Dergisi Sayı-55 | Page 27

HİDROJEN YAKIT PİLLERİ Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Hidrojen Yakıt Pilleri Dünya gelişiyor. Gelişimle birlikte yakıt, su, elektrik ihtiyacı aynı oranda artıyor. 2008 yılının verilerine göre Dünya’nın enerji kullanımı 143,851 terawatt- saat [1]. Bu enerji miktarını hayal edebilmek için şöyle bir örnek verebiliriz. 143,851 terawatt- saat küçük bir kettle’ı 15 milyar yıl çalıştırmak için gereken enerjiye eşittir (15 milyar yıl, evrenin yaklaşık yaşıdır). Bu enerjinin çoğu, “Fosil Yakıtları” adını almış kömür ve petrolden üretilir. Fosil Yakıtları adını, canlı organizmaların fosil kalıntılarından alır. Fosil yakıtlar, organik kalıntıların (fosillerin) oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca, çözülmesi ile oluşur. Dünya’nın birincil enerji üretiminin %22’si ve elektrik üretiminin yaklaşık %39’u kömüre dayalıdır. Bu enerji kaynağında kömür yakılarak ısısından buhar elde edilir ve buhar, türbinleri döndürerek enerji üretilmiş olur. Rüzgarın kinetik enerjisini önce mekanik enerjiye ve sonra elektrik enerjisine çeviren büyük türbinler, rüzgar enerjisini kullanmamızı sağlar. Fakat bu kadar çevirimden sonra verim elbette düşer. Termodinamiğin birinci yasasına göre enerji korunur fakat ikinci yasasına göre enerji çevrimi arası verim kaybı olması zorunludur. Elektrik enerjisi üretiminde kullanılan bir diğer yenilenebilir enerji kaynağı ise kaynak olarak en basit elementi kullanan yakıt pilleridir (yakıt hücreleri). Yakıt hücreleri, yarı geçirgen membrandan oluşan, en basit haliyle 2 hidrojenle 1 oksijeni birleştirerek ve bu esnada elektronları anot’tan geçirerek elektrik üretilmesini sağlayan enerji kaynağıdır. Tek atığı sudur. 2016 yılı tarihe geçen en sıcak yıldı. Ve bu sıcaklık artışının başlıca sorumlusu; Dünya’ya fosil yakıtlarla, arabalarla ve bunun gibi nedenlerden dolayı saldığımız karbondioksit. Fakat enerji üretirken atmosfere karbondioksit salmayan diğer enerji kaynaklarıda var. Bu enerji kaynakları için; -Güneş Enerjisi -Rüzgar Enerjisi ve -Hidroelektrik’i sayabiliriz. Türkiye’de güneş ışınım verilerine bakıldığında [3] 1100-7700 W-h/m2 rakamları arasında değiştiğini görebiliyoruz. Türkiye’de bir evin saatlik [4] elektrik kullanımına bakıldığında 351 W-h/ m2 gibi bir rakama ulaşıyoruz. Basit bir hesapla aslında Güneşin enerjisinin en kötü mevsimlerde 3 eve, en iyi mevsimlerde (en çok güneş ışınımının yaşandığı zamanları kastediyorum) 21 eve elektrik sağlayabildiğini görebiliyoruz. Fakat enerji çevrimleri bu kadar basit değildir. Bunun sebebi güneş panellerinin verimidir. Verim kaybı, genellikle Güneş fotonlarının panele dik düşmemesinden ve yarı- iletken verimsizliğinden kaynaklanır. 27 Figür 1 Hidrojen Yakıt Hücresi [2] Bu sistemde hidrojen ve oksijen ayrı yerlerden sisteme girer. Oluşan reaksiyonlar şu şekildedir; (1.2) 2H 2 →4H + + 4e - Bu reaksiyonda serbest bırakılan elektron telden geçerek bir akım oluşturur. Sonraki reaksiyon, hidrojen ve oksijen arasında gerçekleşerek atık olarak su oluşturur.