Inovatif Kimya Dergisi Sayı-53 | Page 12

Bazal Gözyaşları Tuzlardan, sudan ve biraz mukustan oluşur. Tuzlar sodyum klorür (NaCl) ve potasyum klorür (KCl) 'dir. Mukus gözyaşlarının göze yapışmasına yardımcı olur. Bu gözyaşları göz korneasını korumanın anahtarıdır. Vücudun duygusal durumuna bağlı olmaksızın, gözün işlevselliğini sürdürebileceği biyolojik ortamın oluşturulmasını sağlar. Korneanın aşırı kurumasını engelleyerek göz batmasına karşı korur. Refleks Gözyaşları Bazal gözyaşlarına (tuzlar ve su içeren) çok benzer. Gözün alışık olmadığı maddelerle teması sonucu verdiği bir tepkidir. Soğan doğrama esnasında gözyaşı oluşumu buna örnektir, koku molekülleri havaya karışarak gözle temas eder ve yapısı gereği göz ile uyumlu olmayan partiküller gözün tepki vermesine neden olur. Refleks gözyaşları, bazal gözyaşlarına göre yabancı kimyasallarla mücadele için daha fazla antikor içerir. Duygusal (Psişik) Gözyaşları Gözyaşı türleri arasında en fazla protein içeren gözyaşıdır. Proteinler duygusal veya stres hormonlarıdır. Strese ve depresyona neden olurlar; bu nedenle vücudun bu hormonlardan kurtulması önemlidir. Bu stres hormonların yeterince yüksek seviyelere ulaştığında vücudun bağışıklık sistemini ve ruh halini etkileyen toksik hale gelirler. Duygu kontrolü beyinde meydana geldiğinden bu gözyaşının oluşumu direkt beyin ile ilişkilidir. Tüm duygu değişimlerinin temelinde limbik sistemimizin en aktif üyesi hipotalamus vardır ve hipotalamus ile otonom sinir sistemimiz arasında güçlü bir bağ bulunur. Asetilkolin adlı nörotransmitterler lakrimal sistemi (gözyaşı oluşumunu sağlayan sistemin genel adı) harekete geçirerek gözyaşı üretimini sağlar. Pitüiter bezde oluşan bir polipeptit hormonu olan Adrenokortikotropik hormon (ACTH) ,kortikotropin veya adrenokortikotropin, adrenal bezin dış bölgesinin (korteks) aktivitesini düzenler. ACTH'un hipofiz tarafından salgılanması kendisi, sinir sistemi tarafından iletilen dürtülere tepki olarak beyindeki hipotalamustan boşaltılan başka bir polipeptit, kortikotropin salan hormon (CRH) tarafından düzenlenir. 1971 yılında Mayer ve arkadaşları, deney hayvanlarında beynin belirli bazı yerlerinin düşük gerilimli ve belli frekansta elektrik akımı ile uyarılması sonucunda, ağrı kesici etkinin ortaya çaktığını gözlemlediler. Bu önemli gözlemin ardından, 1975 yılında Hughes ve arkadaşları, beyinden elde ettikleri ekstrelerde (beyin ile hazırlanan çözeltiler) morfin benzeri bileşiklerin bulunduğunu ve bu bileşiklerin, Metiyonin-Enkefalın ve Lösin-Enkefalın (doğal bir ağrı kesici )adlı maddeler olduğunu ortaya çıkardılar. 12