BEKTAŞ DOĞAN
KİMYA ÖĞRETMENİ
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
MEZUN
[email protected]
BEHERİ ÇATLAMIŞ KİMYA
ÖĞRETEMEMEK!
S
on 70 yılda bilim ve teknikte gerçekleşen
ilerlemelerin, bütün insanlık tarihi boyunca
gerçekleşenlerin yaklaşık %98’ini oluşturduğu
baş döndürücü bir çağın topuğuna kıymık batmış
topallayan ördeği mi olmak isterdiniz; yoksa
Güney Kore, Almanya, Finlandiya gibi Simya’nın
ruhunu gençlerin belleğine kazıyan ve bu alanda
yeni perspektifler geliştirebilmek için olağanüstü
yatırımlar yapan ülkelerin neferi mi?
Kimi zaman da yanıtlar bizi doğru soruya
götürecektir. Marie CURIE! Polonyalı göçmen
bir Yahudi çocuğunu Sorbonne’da Nobel Kimya
Ödülü’ne götüren Fransız eğitim sisteminin bu
başarıya imza atan mihenk taşı nerede durmaktadır?
Karantina altına alıp paslandırdığımız şey Kimya
veya Fizik eğitimi midir; yoksa geleceğimiz midir?
Kuşun uçuşunu kimse hatırlamaz; geriye yalnızca
kuş kalır. Bu eğitim sisteminde çırpındığımız şeyden
geriye adı sanı hatırlanmayacak inanılmaz bir maliyet
kalacak ve Güney Kore silkelenip kanatlanacak.
Pekâla ne yapabiliriz?
Yukarıda bahsi geçen ülkelerde Fen eğitimi Polimer
Kimyası üzerine yoğunlaşmışken ve dönülmesi
gereken kavşaklara bir bir varılmışken, Evrim
Teorisini müfredattan cımbızlama girişimleri olsa
olsa Darwin’in asimetrik suratında tebessümlere
neden olacaktır.
Gelecek sayıda görüşmek üzere...
Yanlış soru doğru yanıtlanmaz.
Darwin’i mezarında rahat bırakalım.
Doğru soru şudur: Antoine LAVOISIER(1) neden
huzursuzdur?
Çünkü keşfeden, buluşunun doğru anlatılmasını
ister.
9