“Tümör Dokuya Hedefleniyor ve Sağlıklı
Dokular Zazar Görmüyor”
Boron Nötron Yakalama Terapisi (BNCT) adı verdikleri yöntemin, bor elementinin tümör dokuya
hedeflenmesi ve dokunun nötron ile ışınlanmasıyla bor atomunun (10B) tümör doku içerisinde
helyum (4He) ve lityuma (7Li) parçalanması ve
spesifik olarak sağlıklı dokuların zarar görmeden
tümör dokunun yok edilmesi anlamına geldiğini
aktaran Özdemir, klinik denemeler sonucunda
özellikle beyin tümörü hastaları için umut vadeden
sonuçlar alındığını anlattı.
ABD’de 500 Bin Kişi Kanserden Ölüyor
Tümörün günümüzün en can alıcı, en öldürücü
hastalıklarından biri olduğunu hatırlatan Özdemir,
şöyle devam etti:
32
“Kanser, ülkemiz ve dünyada çok ölümlere
neden oluyor. Sadece Amerika’da yılda 500 bin
insan kanserden ölebiliyor. Dolayısıyla orada
da bu tür çalışmalar hızla devam ederken, biz
de 5-6 yıl önce bu çalışmayı başlattık. Borun
tıpta kullanılabilmesi için de bor mineralinin
hücre içerisine taşınması gerekiyordu. Dolayısıyla kanserli hücre içerisine taşıyıp, onu nötron
bombardımanına tabi tutmak gerekiyordu.
Borun nötron yakalama terapisi dediğim yöntem, tüm tümörler için kullanılabilen fakat
özellikle girişimsel tedavi güçlüğü olan baş,
boyun tümörlerin tedavisinde, cerrahi girişim
yapılamayan bir tedaviye imkan tanıyan yeni
bir radyo terapi metodu. Bu metot henüz tüm
dünyada geliştirme aşamasında. Yani boru hücre
içerisine taşıyabilme ve onu orada çevredeki
dokulara zarar vermeden hapsedebilme, kanserli
tümörü, dokuyu orada yok edebilme hedefi var.
Bu konuda Amerika, Japonya ve Finlandiya hızla
çalışmalar üretiyorlar hatta onlarla yarış içerisindeyiz de diyebiliriz.”
Deney Farelerinde Olumlu Sonuç Alındı
Özdemir, klasik radyoterapide kullanılan X ve
GAMA ışınlarının hedef tümör dokuya ulaşıncaya kadar sağlam dokular tarafından da absorbe
edildiğini ve ikinci tümörlerin oluşması, doku,
organ ve fonksiyon kayıplarını da beraberinde
getirebilme risklerinin olduğunu anımsattı.
Kendilerinin bu çalışmayla bu riskleri azaltmak
istediklerini, bunu da buldukları BNCT yöntemiyle başardıklarını kaydeden Özdemir, şöyle konuştu:
“Çevre sağlıklı dokuların nötronla tepkiye girme
olasılığı çok düşük olduğundan tümör dokusu
içerisinde bor atomunun parçalanmasıyla açığa
çıkan partiküller ve enerjiler sebebiyle spesifik
olarak tümör dokunun yok edilmesi gerçekleştirilebiliyor. Biz buradan yola çıktık. Hakikaten çok
heyecanlıyız. Ben ve ekibim çok özveri gösterdik.
Kısa gelse bile bu 5-6 yılda çok yoğun çalışmalar,
çok denemeler yaptık. İlk olarak laboratuvarda
hayvan çalışmalarıyla başladık. Gruplara ayırıp
hayvanlarımıza kanserli hücre enjekte edip, bu
kanserli hücreler üzerinde aldığımız patolojik
örneklerde bor mineralinin tedavisel etkinliğine
baktık. Burada olumlu bir metot yakalayabilirsek yolumuza devam edecektik.
Nitekim birkaç olumlu metot yakaladık ve
ondan sonra çalışmalarımızı daha da ilerlettik.
Biz bor elementinin biriktirilmesini bu yeni
sentezlediğimiz hücre içerisine kullanacağımız
taşıyıcılarla yapacağız. Bizim çalışmamızda, bor elementi için iyi bir taşıyıcı olacağını
düşündüğümüz ve baştan projemizin de ana
taslağını oluşturan deokside glikoz molekülünün 10B ile kompleksleştirilmesi, testlerinin yapılması sağlandı. Denek hayvanlarında
oluşturulan tümör modellerinde sentezlenen
molekülün bio dağılım analizleri yapıldı ve
tümör hedefleri gösterildi. Daha sonra nükleer
reaktörümüzün modifiye edilmesiyle epitermal nötronlar elde edildi. Tümör oluşturulmuş
denek hayvanlarında BNCT uygulaması yapılarak tümör büyümesinin geriletilmesi sağlandı.”
BNCT Tesisi ile Dünyaya Şifa Dağıtacaklar
Projede karşılaştıkları en büyük sorunun nötron
kaynağı olduğunu ve sorunu çözmek için siklatron kullanmayı planladıklarını belirten Özdemir,
bu amaçla Horizon 2020 AB projelerine siklatron
kurma kapsamında proje hazırlığına başladıklarını
söyledi.
Özdemir, projenin desteklenmesi halinde adına patent aldıkları ve Manisa’da çalışan Doç. Dr.
Zafer Akan ile Manisa veya İzmir’de BNCT Tesisi