• Üçüncü yöntemde de, ikinciye benzer şekilde yine
silindirlere ayrı ayrı verilen hidrojen ve hava karışımı
verilmekle beraber, yüksek basınç yerine hidrojen,
normal veya orta basınçta tutulur ve motor gücü,
hidrojen miktarını değiştirmek suretiyle ayarlanır.
Burada silindirlere giren hava tutarı değişmediğinden değişim hidrojen-hava karışımına bağlı meydana gelir. Böyle bir ayarlama hidrojen hava karışım oranının oldukça geniş bir aralıkta patlama özelliğine
sahip olması nedeniyle kolaylıkla gerçekleşebilir.
Hidrojen yakıtlı motorların, benzinli motorlara göre
bir çok üstünlüğü bulunmaktadır.Bunlardan biri,
hidrojenli motorların yüksek verimi, diğeri, belki
de en önemlisi, atık ürün olarak sadece su buharı
24
olmasıdır. Silindirleri yağlamak için kullanılan petrol
ürünlerinden kaynaklanan çok az miktarda karbon
monoksit ve hidrokarbonlarla yüksek sıcaklıktan
kaynaklanan azot oksitlerinde atık ürünlerin arasında yer alabileceği göz önüne alınmalıdır. Ancak, bu
zararlı gazlar, petrol ürünü kullanan taşıtlara göre
göz ardı edilebilecek kadar düşük düzeyde olduğu
için, hidrojenli motorları tümüyle çevre dostu olarak
varsaymak olanaklıdır. Yanma sıcaklığını, atık su
buharının bir kısmını yeniden silindire vermek suretiyle düşürmek ve böylece azot oksitlerin miktarını
daha azalma olanağı vardır. Hidrojen ile çalışan bir
otomobil aşağıda görülmektedir.