INmagazine Özel Sayısı TEİD 10. Yıl Özel Sayısı | Page 68

GÜNDEM
lilik ve kazanç ile arasındaki her engeli kaldırmaktaki kararlılığı , onu buhar gücüyle çalışan verimli ve güçlü pompalar yapmaya doğru sürükledi . Böylece nispeten küçük ve yerel bir soruna çözüm ararken yepyeni bir dünyanın perdesini aralamış oldu Batı dünyası .
66
BİLİM VE DOĞAL KAYNAKLAR KESİŞİNCE Dünyayı değiştirecek bir devrimin tek itici gücü zengin kaynaklar olamazdı elbette . Avrupa ’ nın geri kalanında kendini gösteren kilise ve devlet baskısının var olmadığı 17 . ve 18 . yüzyıl İngilteresi , bilim ve akılcılığın da beşiğiydi . Bilimsel kapasite ve doğal kaynak zenginliğinin kesişim noktasından “ ilk endüstri devrimi ” çıktı . ( 3 ) Üretimde elektriğin kullanımı ve böylece gece de üretimin sürdürülebilmesi , demirin yerini çeliğin , kömürün yerini petrolün alması , telgraf ve telefonun icadı , üretimde otomasyona geçiş gibi yeni kaynaklar ve o kaynakların verimli kullanımına olanak sağlayacak bilimsel gelişmeler Birinci Dünya Savaşı ’ na kadar sürecek olan ikinci endüstri devriminin ardındaki itici güçleri oluşturdu . İlk ikisinden hiç de farklı olmayan dinamiklerle hayatımıza giren üçüncü endüstri devriminin ardındaki itici güçler ise dijitalleşme ve otomasyon oldu . Etkisi ilk iki devrime nazaran çok daha büyük olmasına rağmen kısa süren üçüncü endüstri devrimi , üretimi ve küresel gayrisafi milli hasılayı nüfus artışının gerektirdiği oranda yükseltmekte ve işsizliği yenmekte yeterli olamadı ( 4 ) zira çok önemli bir bileşeni eksikti : VERİM Ve sonunda yüksek verim arayışımız bizi Endüstri 4.0 ’ ın eşiğine kadar taşıdı . Birçok kaynak , Endüstri 4.0 ’ ın dünyaya olan etkisinin ilk endüstri devriminin etkisi kadar dramatik olacağını öngörüyor . Zira bu yeni eşik , üretim , kaynak kullanımı , insanın üretimdeki rolü gibi birçok alandaki paradigmaları değiştirecek ve beraberinde Tarım 4.0 , Eğitim 4.0 , Hukuk 4.0 ve hatta Vatandaş 4.0 gibi kavramların da hızla evrilmesine sebep olacak gibi gözüküyor . Yazının bundan sonraki bölümünde ,
HER DEVRIMDE OLDUĞU GIBI ENDÜSTRI DEVRIMINDE DE BIR KIVILCIMA VE DEĞIŞIM ATEŞINI CANLI TUTACAK BIR ENERJI KAYNAĞINA IHTIYAÇ VARDI . ODUNUN YERINI ALAN KÖMÜRÜN ENERJI VERIMI ÜÇ KAT DAHA FAZLA , TAŞINMASI VE MUHAFAZASI ISE DAHA KOLAYDI .
tüm dünyada istihdamdan teknolojiye , üretimden lojistiğe , iş yapma biçimimizi değiştirecek eşiğe doğru yürüyüşümüzün ardındaki temel dinamikleri inceleyecek ve Endüstri 4.0 ’ ı anlamaya , anlamlandırmaya çalışacağız . Ama gelin önce bir adım geri gidelim ve bu geçişi anlayabilmek için üçüncü sanayi devriminin dünya ekonomisine olan etkisini biraz daha yakından inceleyelim .
BÜYÜME NEDEN ÖNEMLİ ? Dünyayı bilimsel ve teknolojik olarak ilk ikisinden çok daha ileriye taşıyan üçüncü sanayi devriminin dünya ekonomisinde sürdürülebilir bir büyümeyi tetiklediğini söylemek oldukça zor … İkinci Dünya Savaşı ’ nı izleyen takribi 15 yılda yaşanan küresel ekonomik büyüme , 1960 yılından günümüze , sürekli bir düşüş trendi gösterdi ve teknolojideki ilerlememizin küresel
ekonomiye yansıması hiç de beklediğimiz gibi olmadı . 1960 ’ larda % 5- % 6 aralığında olan küresel ekonomik büyüme bugün % 3.4 ’ ler seviyesinde ilerliyor . Üstelik geride bıraktığımız yaklaşık 60 senenin dinamikleri ile bu düşüş trendini tersine çevirmek pek de mümkün gözükmüyor . Yani klasik küreselleşmenin , ucuz hammadde , ucuz kaynak , ucuz işgücü gibi konvansiyonel araçlarının bizi sağlıklı bir ekonomik geleceğe taşıması mümkün olmayacak . ( 5 ) Peki büyüme neden önemli ? Sorunun cevabı çok açık … Sürekli artan nüfusu besleyebilmek , bu nüfusun hayatını güvenli ve sağlıklı sürdürmesini sağlayabilmek ve artan nüfusa istihdam imkanı sunabilmek ancak sürdürülebilir ekonomik büyüme ile mümkün olacaktır . Gelin görün ki yaklaşık son 60 yıldır her gün büyüyen dev bir ailenin tüm ihtiyaçlarını , her gün küçülen bir bütçe ile karşılamaya gayret ediyoruz . Peki bu durumla mücadele etmek için hiç mi çaba göstermedik ? Elbette gösterdik , gösterdik ama palyatif çözümler ürettik . Örneğin dünya devleri , fabrikalarını başta Çin olmak üzere ucuz işgücünün olduğu topraklara taşıdı . Fakat yatırımın ve sosyal değişimin doğal sonucu olarak ucuz işgücü kısa süre içinde pahalı hale geldi . Ardından fabrikalarımızı büyüttük ve entegre tesisler yerine bir ürünü büyük miktarlarda üretmeye yöneldik . Bu