Antik çağlardan beri var olan bir kavram olsa da , bugünkü anlamıyla “ Yönetim ” i tanımlamak için biraz daha yakın dönemlere gelmek gerekir . Dünyada konuşmaya devam ettiğimiz yönetsel kavramların çoğunun temelinin Endüstri Devrimi ve sonrasında atıldığını biliyoruz . Endüstri Devrimi ile birlikte insanların yaşamları , çalışma koşulları ve para kazanma tarzları yeniden yapılandı . Önceki dönemlere göre çok daha teknik ve bilimsel süreçlerle üretim yapan işyerleri , sayıca çok fazla üretmek zorunda oldukları mallar için bir yandan uygun pazarlar ararken , bir yandan aynı standart ve kalitede üretim yaptırabilecekleri çalışanlar ve onları doğru yönetecek idareciler arar olmuş , böylece personel yönetiminin temelleri atılmıştır . Bu konudaki bilimsel temelli ilk düzenlemeleri , Frederick Winslow Taylor ve Henri Fayol gibi önemli isimler yapmışlardır . İşletmenin verimli ve kârlı halde çalışmasını amaçlayan bu düzenlemelerde çalışanlar , diğer girdiler gibi bir araç olarak düşünülmüştür . Bu görüş kısmen doğru olsa da , üretimdeki bir makine ile o makinenin çalıştırıcısı insanın aynı şekilde ele alınamayacağı sonraki çalışmalarda daha da net ortaya konacaktır . Bugün anladığımız şekliyle “ İnsan Kaynakları ” ( İK ) olgusunun ortaya çıkışı ise işletme çalışanlarının verimliliğinin ölçülmesi için başlatılan araştırma süreçlerinden sonra olmuştur . En bilinen çalışma ise Elton Mayo ve arkadaşlarının yaptığı ve literatüre Hawthorne çalışmaları olarak geçenidir . Çalışanın sadece maddi değil , psikolojik , sosyolojik ve diğer insani nedenlerle de işini iyi ya da kötü yapabileceği ortaya çıkınca , iş odaklı Personel Yönetiminden , insan odaklı İK Yönetimine geçiş süreci başlamıştır . ÇALIŞANLAR İŞIN MERKEZIDIR Günümüz çağdaş yönetim anlayışı içerisinde İK , stratejik yönetim sürecinin önemli bir ayağı olarak kabul ediliyor . Stratejik yönetim de kurumsal yapı oluşturma , hedef koyma ve hedefe ulaşma için etkili ve verimli şekilde yönetsel ilkelerden faydalanma süreci olarak tanımlanabilir . Sürecin yüksek bir performansla işleyişini sürdürmesi için de sağlam bir geri bildirim sistemi kurulması önerilir . Çağdaş işletmeler , bütüncül
|
bir anlayışla ve sistem yaklaşımı perspektifinden yola çıkarak stratejik yönetim çabalarını sürdürürler . Kısaca hem kurumun içi , hem de kurumun etkilendiği dış çevresi stratejik yönetimin bir parçasıdır . Kurum çalışanları , işi yapanlar olarak bütün bu çabanın merkezindedirler . Onların katma değeri yüksek çalışmalar yapabilmesi için gerekenleri yapacak birimler de bilindiği gibi İK birimleridir . Stratejik yönetimde , bütün çalışanların işlerini doğru yapması , rekabetçi ortamda kurumların başarısının temel gerekliliğidir . İşlerin doğru yapılması da işletme sisteminde , hedefe doğru ilerlerken sürecin gereklerini hakkıyla yerine getirebilmek diye açıklanabilir . Burada işletme , içinde bulunduğu çevrenin doğru kabul ettiği ilkelerden ve toplumun düzenini sağlayacak prensiplerden de uzak kalmamalıdır . Stratejik yönetimde , sistemin dolgu maddesi “ Etik ” tir . Çağdaş işletmelerin bütüncül yaklaşımla hareket etmeleri gerektiğini söylemiştik . Etik değerler , bu bütüncüllük içerisinde sistemin taraflarının işleri doğru , tutarlı , itibarlı ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında yapabilmeleri için gereken temel düzenleyicilerdendir . Her ne kadar 70 ’ li yıllarda , Nobel ödüllü Milton Friedman “ İş hayatının işi , iş yapmaktır , özel sektörün sosyal sorumluluğu kâr elde etmektir ” diyerek etiği iş yaşamının dışına attıysa da , sonraki küresel gelişmeler , dünyada sürdürülebilir rekabet , kalıcı iş ortamları ve itibar için gerekenin sadece kâr olmadığını göstermiştir . Çalışanlar ; saygılı , anlayışlı , çevreye duyarlı , dürüst , şirket içinde ve dışında kurumsal itibarı sarsıcı hareketlerden kaçınan , taciz , suistimal , ayrımcılık gibi kavramlardan uzak durarak doğru davranmaya teşvik edilmelidirler . Bunun için iki önemli çalışma gerekir : Birincisi kurumsal etik sisteminin kurulması , ikincisi de bu sistemin doğru işlemesi ve takibi için gerekli birimlerin , özellikle İK bölümlerinin üst yönetimle koordineli olarak çalışmasıdır .
İş etiği , işletme açısından neyin doğru , neyin yanlış algılanacağını kurumsal sistem çerçevesinde ortaya koyar . Kısacası , çalışma hayatını düzenleyici davranış kuralları bütünüdür . Bu kurallar , şirket politika ve prensipleri ile paralel , mümkünse evrensel doğrulardan yola çıkarak ortaya konması gereken kurallardır .
|
Frederick Taylor
Henri Fayol
|
PERSONEL YÖNETİMİNİN BİLİMSEL TEMELLİ İLK DÜZENLEMELERİNİ , TAYLOR VE FAYOL GİBİ ÖNEMLİ İSİMLER YAPMIŞLARDI . AMA O GÜNLERİN ANLAYIŞININ ALTINDAN DA ÇOK SULAR AKTI ... |
55 |