INmagazine Özel Sayısı TEİD 10. Yıl Özel Sayısı | Page 45

dondurma üreticileri yüksek kartel fiyatlarını içselleştirerek dondurma fiyatlarına yansıtmamakta ve kartelin gerçek kurbanı olmaktadırlar . Başka bir olasılık da , hammadde satıcılarının içinde bulunduğu uzlaşmadan haberi olmayan dondurmacıların , kendi aralarındaki rekabet mümkün kıldığı sürece , yükselen maliyetleri nihai ürün fiyatlarına yansıtmasıdır . Bu durumda yükü taşıyacak olan ise tüketiciler olacaktır . Purdue Üniversitesi öğretim görevlilerinden Profesör John Connor ’ un bir çalışmasında ( 1 ) gösterdiği üzere kartele tabi olan ürünlerin toplam satış geliri dünya genelinde yaklaşık 16 trilyon dolardır . Bu , çok çok yüksek bir rakam . Ayrıca bu rakam , tüketici olarak bizlerin daha yenilikçi ürünlerden de yoksun kaldığımızı yansıtan önemli bir gösterge . Söz konusu ürünlerin aynı zamanda kimilerinin üreticisi , kimilerinin de tüketicisi olduğumuz göz önünde bulundurulduğunda potansiyel şimdiki zamanda yaşamadığımızı görüyoruz . Bu durum , geriye gidişten başka bir seçeneğimizin olmadığı ekonomik bir zamanda yolculuktur aslında . Yukarıda açıklananlar , kartellere karşı verilen savaşta neden çok ağır ceza verme politikalarının uygulandığının arkasındaki mantığı da ortaya koyuyor , çünkü hiçbir idari ya da yargısal organının elinde dünyadaki bütün kartelleri tespit etme imkanı yoktur . Bu durum , aynı zamanda başka bir rekabet çeşidini de gösterirler . Bu cazibeye yenik düşmemeleri için , iki ana kural dünya çapında tüm rekabet hukuklarında kabul edilmiştir : Rakiplerin ile uzlaşma yapmayacaksın ve pazardaki gücünü rekabeti ortadan kaldırmak için kötüye kullanmayacaksın . Sorun şu ki , bu iki kuralın ihlali o kadar değişik şekillerde mümkün ki , bunların hepsini de aynı kefeye koyup çete suçu gibi muamele etmek mümkün değil . Rekabet ihlallerini bir gösterge üzerinde , bir uçta uzlaşma ile ilgili rekabeti kısıtlayıcı davranışlar ; diğer uçta ise pazar gücü ile ilgili rekabeti kısıtlayıcı davranışlar olarak sıralayabiliriz . Bu göstergede şirketler arası uzlaşmalar en etik olmayan noktada yer alacaktır . Bu tür davranışlar genel olarak “ kartel ” olarak tanımlanmaktadır ve karteller gerçekten de mükemmel bir çete suçu olarak değerlendirilebilir . Karteller , tüketicilerin serbest piyasalarda rekabet olsaydı elde edecekleri adil payı gasp etmek amacıyla oluşturulur . Varsayalım ki , dondurma üreticileri çok satan bir dondurma çeşidi için rekabetçi pazar koşullarında oluşmuş olan satış fiyatının üzerinde bir fiyat belirlemiş olsunlar . Bu ihtimalde söz konusu şirketler , ürünlerini geliştirme veya yeni ürünler üretme konusunda rekabet etmeyi bırakıp ; aynı ürünleri çok daha yüksek fiyatlarla satacaklardır . Söz konusu kartelin devam ettirilebilir bir kartel olduğunu , kartel üyelerinin kartele ihanet etmediklerini ve alınan kararlara uyduklarını da varsayımımıza ekleyelim . Bu kartel anlaşması sürdükçe üreticiler kazançlarını içselleştirmeye devam edeceklerdir . Bunun yanı sıra , pazarda şartları iyileştirmek için üreticileri iten güç olan rekabet ortadan kalktığı için tüketiciler ürünlere değerinden daha yüksek fiyatlar ödeyecek ve dahası daha gelişmiş ve yeni ürünlerden ; örneğin düşük kalorili organik dondurmadan yoksun kalacaklardır . Bu senaryo , elbette konunun basite indirgenmiş halidir . Benzer varsayımı hammadde pazarına uygulayalım . Dondurma üreticilerine süt tozu tedarikinde bulunan teşebbüslerin benzer şekilde fiyat belirlemesine gittiklerini farz edelim . Kendi aralarında yüksek bir rekabet içinde olduklarını varsaydığımız alıcılar , yani
REKABET ORTADAN KALKTIĞINDA , TÜKETİCİLER ÜRÜNLERE DEĞERİNDEN DAHA YÜKSEK FİYATLAR ÖDEYECEK VE DAHASI DAHA GELİŞMİŞ VE YENİ ÜRÜNLERDEN ; ÖRNEĞİN DÜŞÜK KALORİLİ ORGANİK DONDURMADAN YOKSUN KALACAKLARDIR .
mektedir . Söz konusu rekabet , kurumlar arasında , “ kartellere karşı daha verimli nasıl savaşırım ” ın yarışıdır . Bir yandan kartellerle mücadele için yenilikçi yöntemler ardı ardına ortaya konurken , diğer yandan da şirketlerin kartel üyesi olmasını engellemek için yeni caydırma politikaları yürürlüğe konmaktadır . Pazardaki rekabet ortamına karşı ciddi tehdit oluşturan çok daha farklı ihlal tipleri de şüphesiz bulunmaktadır . Pazar gücü sınıflandırması altında yer alan bu tip davranışlar pazarın kapanmasına sebep olabilir . Hakim durumdaki şirketlerin bulunduğu pazarlarda hakim durumda olan oyuncu genellikle pazardaki gücünü örneğin ; tek satış , yıkıcı fiyat ve fahiş fiyatlandırma yoluyla daha da güçlendirebilir . Şirketler bu tip davranışları bağımsız ( tek taraflı ) olarak gerçekleştirirler ve bunları kapitalist sistemdeki temel içgüdü olan pazarda tek oyuncu olarak kalmak amacını gerçekleştirmek için kaldıraç olarak kullanırlar . Benim etik skalama göre hakim durumun kötüye kullanılması , kartellerden çok daha az provoke edicidir ; ancak bu , hakim durumun kötüye kullanılmasının pazarı en az karteller kadar etkilemeyeceği anlamına gelmez .
MÜEYYIDE SISTEMI İlk olarak rekabet hukukundaki müeyyidelerin nasıl düzenlendiğine bakalım . En yaygın yöntem , şirketlere uygulanan para cezalarıdır . Birçok ülkenin reka
43