kabet ortamı devam etseydi, vereceği zarardansa, ihlali Rekabet Kurumu’ na bildiren tarafın alacağı para cezasından kamu refahı adına feragat edilmesi daha evladır.
SEMİH NASIL KURTULUR? Peki ülkemizde pişmanlık müessesesi nasıl işlemektedir? Günümüze kadar elde edilen tecrübeler yukarıdaki kriterleri sağlamakta mıdır? Rekabet Kurulu’ nun pişmanlık ile ilgili kararları incelendiğinde, aslında genel kanının pişmanlık müessesinin teşvikine yönelik şekillendiğini söyleyebiliriz. Ancak, özellikle prosedür açısında tutarlı bir uygulamadan söz etmek oldukça zor. Bunun başlıca sebebi de, uygulamayı sağlamca değerlendirme yapmaya yeterli bir sürenin geçmemiş olması. Bu, hem Rekabet Kurumu uygulamaları hem de yargı süreçleriyle şekillenecek içtihatların azlığı ile bağlantılı olarak yaptığım bir değerlendirmedir. Genel olarak baktığımızda, kimi Rekabet Kurulu kararlarında pişmanlık başvurusu kolaylıkla kabul edilirken, kimi kararlarda( özellikle raportör görüşleri ve karşı oy yazılarından gördüğümüz kadarıyla) kurum içerisinde çetin tartışmalara sahne olduğu gözlemleniyor. Kimi zaman ise, yukarıda belirttiğimiz kriterlere rağmen( yine sistemin teşviki amacıyla) aynı anda yapılan koordineli başvuruların hepsinin birden tam bağışıklık alacak şekilde kabul edildiği de görülebiliyor. Kimi kararlarda ihlal tipinin kartel olmadığına hükmedilirken( bu durum-
“ ŞIRKETINIZDEKI UYUM SÜREÇLERI DENETLENIRKEN REKABET KURALLARINA UYUMA ÖZEL BIR ÖNEM ATFEDILMESINI ÖNERIRIM. TICARI BAŞARILAR, BU KONUDAKI DENETIMI ÇOK DA ŞEVKLE ÜZERINE GIDILEN BIR HUSUS OLMAKTAN UZAKLAŞTIRABILIR. ANCAK TICARI BAŞARI GÖZLERI KARARTMAMALI” da pişmanlık için başvuru yapan taraf da para cezası alabiliyor), kimi kararlarda ise pişmanlığın süreç başladıktan sonra yapılması da kabul ediliyor( yani konudan Rekabet Kurumu’ nun ilk kez haberdar olma ilkesi göz ardı edilebiliyor). Elbette her başvuru kendi doğasında değerlendirilmelidir. Ancak, ana amacı ihlallerin erken tespiti olan pişmanlık mekanizmasında, tutarlı bir uygulama disiplininin yakalanması, bu süreçten yararlanmak isteyecek firmaları daha çok teşvik edecektir. Burada kararları değerlendiren ağır bir hukuki yazıdan kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. Hem, kararların yargı denetiminde olma ihtimalleri gereği bundan kaçındım, hem de esas amacımızın Semih’ inki gibi bir durumda kalınması durumunda şirketlerin konuyu doğru yönetmesinin önemine dikkat çekmek için … Benim tavsiyem, şirketinizdeki uyum süreçleri denetlenirken rekabet kurallarına uyuma özel bir önem atfedilmesi yönünde olacaktır. Ticari başarılar, bu konudaki denetimi çok da şevkle üzerine gidilen bir husus olmaktan uzaklaştırabilir. Ancak ticari başarı gözleri karartmamalı. Zira sonrasında çok daha maliyetli bir tablo ile karşılaşılabilir. Buradaki maliyet ise tıpkı Semih’ in yaşadığı gibi hem Rekabet Kurumu nezdinde, hem yargı sürecinde, hem çalışan işveren ilişkilerinde şirkete yorucu sonuçlar doğurabilecek süreçler olarak karşınıza çıkabilecektir. 4
39