INmagazine Sayı 7 (Temmuz, Ağustos, Eylül) | Page 41

OKYANUSLARDA ŞU ANA KADAR 500’E YAKIN NÜKLEER DENEME YAPILDIĞI SÖYLENIYOR. MUHTEMELEN EN IYI OKULLARDAN MEZUN OLMUŞ, ÜST DÜZEY YÖNETICILERIN ONAYLARIYLA YAPILIYOR BU TESTLER. BELLI KI BU TIP KARARLARI ALMAK EĞITIMLE DEĞIL, DEĞERLERLE VE NEYE DAHA ÇOK ÖNEM VERDIĞIMIZLE BAĞLANTILI. Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent ortadan kaldırmak üzere operasyona geçtikleri, hem de kriz anında hızlı, dinamik ve doğru hamlelerde bulunabilecekleri anlamına gelmiyor. Her şeyden önce kriz bekledikleri yerden değil, en hazırlıksız oldukları yerden vuruyor. Tüm kriz senaryoları, kriz iletişimi planları vb. beklenmedik karşısında dik ve soğukkanlı durabilmek, krizleri yönetebilmek için yapılan hazırlıklar. Her kriz ayrı bir odaklanma ve kendisine özel bir yönetim stratejisi gerektiriyor. Muhtar Kent Coca-Cola’ya CEO olarak atandığında, ilk işlerinden birisi yönetim ekibiyle yaptığı toplantıya para getirtmek olmuş. Nakit parayı masanın ortasına koydurarak, bu paraya dokunmalarını istemiş. Her gün parayla ilgili pek çok karara imza atan bu yöneticiler, zamanlarını ofislerinde geçiriyor, halkla temasları azalıyor, parayı da sayı hanesinde rakam olarak algılıyor olabilirler. Elbette aralarında kredi kartından ziyade, nakit kullananlar, sahaya inenler, paydaşlarını ve kamuoyunu hem araştırmalarla, hem de kişisel temaslarla yakından takip edenler olabilir. Ancak mesafe ve uzaklık girdiyse insanlarla aralarına, anlamaya çalışmıyorlarsa, dokunmuyorlarsa uzun zamandır; bundan kurtulabilmek de her şeyden önce niyet, sonrasında da ciddi bir disiplin gerektiriyor. İşte bu disiplin ve hazırlık, insanları anlamaya çalışmak ve önceliklerine değer vermek krizleri yönetebilmenin de anahtarı. İnsanları birer müşteri, çalışan veya karşı taraftaki bir aktiviste indirgerlerse, raporda sayılardan ibaret görürlerse, dinlemez ve anlamazlarsa; kriz anında da kamuoyundan gelen tepkileri nasıl doğru yorumlayabilirler? Örneğin kolaylıkla; “Ne var ki bunda? Niye büyütüyorlar bu konuyu anlamak mümkün değil. Ne yani petrol çıkarılmasın mı?” diyebilirler. “ÇEVREYİ KİRLETMEK PAHASINA MI?” Okyanuslarda şu ana kadar 500’e yakın nükleer deneme yapıldığı söyleniyor. Muhtemelen en iyi okullardan mezun olmuş, üst düzey yöneticilerin onaylarıyla atom bombaları denizlerde test ediliyor. Yol açacağı etkiler halklara, hayvanlara, suya, havaya her şeye zarar verebilir. Ancak analitik zekaların önderliğinde, bu testleri yapmak daha avantajlı bulunuyor olmalı ki, önüne geçilememiş. Belli ki bu tip kararları almak eğitimle değil, değerlerle ve neye daha çok önem verdiğimizle bağlantılı. Ses getiren bir kriz yaşansa ve büyük bir kamuoyu tepkisiyle karşılansa; önceki kriz yönetimlerinin ışığında gazetelere ilanlarla duyurulacak özrü, bir kaç istifanın takip edeceğini öngörebiliriz. Ancak kriz yaşanmadan öngörülebilir miydi, engellenebilir miydi? Cevap evetse eğer, neden yapılmadığını sormak gerekmez mi?  “Bize bir şey olmaz” mı dendi, “nasılsa hemen unutulur” diye mi düşünüldü? Akıllar mı tutuldu? 4 39