INmagazine Sayı 7 (Temmuz, Ağustos, Eylül) | Page 16
E T İ KA Ç M AZ
sorunsuzluk, akrabalarla ilişkiler, çiftlerin uyumu, cinsel yaşam, kültürel
benzerlikler gibi birçok faktörün bir
arada olması gerekirken, mutsuz bir
evlilik için yukarıdaki faktörlerden bir
tanesinin olmaması yetecektir. Mesela
cinsel yaşamları sorunsuz ve kültürel
benzerlikleri olan bir çift uzun süre
mali konularda sorun yaşarsa evlilikleri temelden sarsılmaya başlayabilir.
Aynı şekilde mali sorunlarda sorunsuz bir çift cinsel yaşamları sıkıntılıysa problemlerle karşılaşacaklardır.
14
FİLLERİ
EVCİLEŞTİREBİLİR MİSİNİZ?
ABD’li bilim insanı Ja red Diamond,
“Tüfek, Mikrop ve Çelik” isimli kitabında bu ilkeyi kendi bakış açısı ile
ele alır. İnsanlık tarihi boyunca neden bazı hayvanların evcilleşip bazı
hayvanların evcilleşmediği sorusuna
cevap arayan Diamond; bu durumu
Anna Karenina ilkesi ile açıklar: “Evcilleştirilebilen hayvanların hepsi
birbirine benzer; evcilleştirilemeyen
hayvanın evcilleştirilmeme nedenleri
ise farklıdır”. Evcilleştirilebilmek için
yaban hayvanların farklı özelliklerinin bir arada bulunması gereklidir.
Bir tanesi bile olmazsa evcilleştirme
gerçekleşmez. Beslenme, büyüme
hızı, bir yere kapatarak yetiştirme,
kötü huyluluk, korku ve telaş eğilimi ve sürü yapısı gibi faktörlerin bir
arada bulunması bir hayvan türünün
evcilleşmesi için hayati önem taşımaktadır.
Bu konuda Diamond, örnek olarak
büyüme hızını verir: Evcilleştirmek
için verilen çabaya değmesi için sözkonusu hayvanın çabuk büyümesi
gereklidir. Filler otobur olmalarına
ve yemek seçmek gibi huyları olmamasına rağmen bu faktör gereği
elenmektedirler. Fil yetiştiriciliği
yapmaya kalkışacak bir kişinin, sürüdeki hayvanların yetişkin hayvan boyutuna ulaşması için 15 yıl beklemesi
gerekmektedir. Bu yüzden filleri evcilleştirmek zahmetli görülmektedir.
Başarı için faktörlerin bir arada bulunması konusunda bir başka bilimsel öneri ise “Liebig’in Minimum
Yasası”dır. “En zayıf halka zincirin
Justus von Liebig
“EN ZAYIF HALKA ZINCIRIN
SAĞLAMLIĞININ ÖLÇÜSÜDÜR”
IFADESININ BILIMSEL
ANLATIMI OLAN LIEBIG’IN
MINIMUM YASASI, KOLAYCA
ETIK VE UYUM KONUSUNA
UYARLANABILIR: BIR ŞEY
EKSIKSE, BÜTÜN SISTEM
AKSAR.
sağlamlığının ölçüsüdür” ifadesinin
bilimsel anlatımı olan Liebig’in Minimum Yasası’na göre canlıların yaşayabilmesi için alınması gereken besin
maddelerinin en azından minimum
miktarda alınması gerekmektedir.
Kuram, 1840 yılında Leibig tarafından bitkiler için ortaya atılmış, daha
sonra tüm ekolojik etmenlere uygulanmıştır. Bu kurama göre ortamdaki
hangi besin maddesi az ise, az olan
madde gelişim sınırlayıcısıdır.
Bu kuramı daha iyi anlatmak için fıçı
örneği verilmektedir. Fıçılar tahtadan yapılan silindir şeklindeki kapalı
kaplardır. İyi bir fıçıya konulan sıvı
madde sızmaz. Fakat fıçıyı oluşturan
tahtalardan biri kırıksa içindeki sızı
sızmaya başlar. Sıvı delik seviyesine
kadar boşalır. Yani fıçı aslında en son
sağlam parçası kadar sağlamdır. En
alttaki kırık veya çatlak kadar iyi bir
fıçı olabilir.
FIÇINIZ NE KADAR SAĞLAM?
Aynı şeyler rahatça etik ve uyum
programları için de söylenebilir. Bir
etik ve uyum programını başarıya
götüren ana faktörler bellidir. Bu faktörlerden birinin bile eksik olması
veya tam olarak uygulanamıyor ol-
ması etik ve uyum programının başarısızlığına sebep olabilir.
Etik ve uyum programları birbiri ile
bağlantılı altı temel unsura dayandığını söyleyebiliriz: Etik ve uyum
yönetimi, yazılı etik kuralları ile politika ve prosedürler, eğitim, iletişim,
etik ve uyum programını izleme ve
uygulama. Bu unsurlardan bir tanesinin bile yetersizliği programın etkinliğini zedeleyebilir.
Etik ve uyum yönetimi bir kurumda
etik ve uyum programını yönetecek olan birimleri ifade eder. Bu birimlerin bilgi, vizyon, teknik beceri,
yetki ve destek gibi olmazsa olmaz
özellikleri bulunmalıdır. Kurumun
ne zaman etik dışı yöntemlerle yönetildiğini, nasıl etik ve uyum programına aykırı davrandığını bilmek
için yönetimin, belirli kurallar ve
yönetmelikler hakkında derin bilgiye
sahip olması gerekir. Bunun yanı sıra
kurumun yönetim kurulunun, yöneticilerinin desteğine ve yeterli kaynaklara sahip olması gerekir. Kurum
içinde yönetici ve yönetim kurulu ile
bağlantı eksikliğine sahip olması da
en önemli sorunlardan biri olacaktır. Birimin bağımsız olması ve çıkar
çatışmalarının olmaması da, etik ve
uyum birimlerinin doğru çalışması
için elzem olan şartlardandır.
Yazılı davranış kuralları ile politika ve
prosedürler bir etik ve uyum programının temelini oluşturan ana belgelerdir. Kurum içindeki tüm yöneticiler, çalışanlar ve kurum dışı paydaşlar
için etik ve uyum programına uymak
ve genel olarak da etik davranmak
için kılavuz olmaları gerekir.