INmagazine Sayı: 4 (Ekim - Kasım - Aralık) | Page 18

D O S Y A / Yolsuzluk ve Kriz B 16 uzuki, mastika, uzo, caciki, musakka, bamya, tefteri, kalimera… Uzun yıllar aynı devletin çatısı altında, aynı topraklarda yaşamış iki kardeş toplumun ortak kelimeleri olmasından daha doğal bir şey yok. Tabii ortak gelenek ve adetlere sahip olmaktan da… Ama ne yazık ki bunlardan bazıları hiç de temiz ve keyifli mevzular değil. Rüşvet ve yolsuzluk gibi... Hani Fuzuli’nin ünlü Şikayetname eserinde söylediği gibi, “Selam verdim rüşvet değil deyü almadılar”. Osmanlı’nın bir dönemine damgasını vuran yolsuzluk ve rüşvetin yaygınlığını anlatan bu mısra, eski Osmanlı coğrafyasının birçok yerinde hâlâ yankısını bulmaya devam ediyor ne yazık ki… Evet sözü, ekonomisi büyük bir batağın içinde debelenip duran Yunanistan’a getiriyoruz. “Fakelaki”: Yunanca kelime anlamı “küçük zarf” ama çok daha büyük bir sorunun, rüşvetin kod adı. Yunanistan’da herhangi bir hizmeti hızlandırmak amacıyla kamu görevlilerine veya özel şirketlere, Yunan vatandaşları tarafından o küçük zarflardan vermek gerekiyor çoğu zaman. Ve ne yazık ki komşuda kamu hastanesinde iyi bir yatak kapmak, gümrükte işleri hızlandırmak, sürücü ehliyetini kolayca almak veya vergi denetmenini yumuşatmak için “fakelaki” hâlâ olmazsa olmaz yollardan biri. Hatta son yıllarda Yunanistan’ı teslim alan ekonomik krizin bile söz konusu anlayışı değiştirdiğini söylemek son derece güç. Geçen yaz, Atina’nın en büyük devlet hastanesinin asansör boşluğunda bulunanlar gözleri yeniden “fakelaki”ye çevirdi. Hastanenin bozulan asansörünü tamire gelen görevli, asansör boşluğuna girdiğinde gözlerine inanamadı çünkü aşağıda, doktorlara yazdırılmış sahte reçeteler sebebiyle