D O S Y A / Yolsuzluk ve Kriz
B
16
uzuki, mastika, uzo, caciki, musakka, bamya, tefteri, kalimera…
Uzun yıllar aynı devletin çatısı altında, aynı topraklarda yaşamış iki
kardeş toplumun ortak kelimeleri
olmasından daha doğal bir şey
yok. Tabii ortak gelenek ve adetlere sahip olmaktan da… Ama ne yazık ki bunlardan bazıları hiç de temiz ve keyifli mevzular değil. Rüşvet
ve yolsuzluk gibi... Hani Fuzuli’nin ünlü Şikayetname eserinde söylediği gibi, “Selam verdim
rüşvet değil deyü almadılar”. Osmanlı’nın bir
dönemine damgasını vuran yolsuzluk ve rüşvetin yaygınlığını anlatan bu mısra, eski Osmanlı
coğrafyasının birçok yerinde hâlâ yankısını bulmaya devam ediyor ne yazık ki… Evet sözü,
ekonomisi büyük bir batağın içinde debelenip
duran Yunanistan’a getiriyoruz.
“Fakelaki”: Yunanca kelime anlamı “küçük
zarf” ama çok daha büyük bir sorunun, rüşvetin kod adı. Yunanistan’da herhangi bir hizmeti
hızlandırmak amacıyla kamu görevlilerine veya
özel şirketlere, Yunan vatandaşları tarafından
o küçük zarflardan vermek gerekiyor çoğu zaman. Ve ne yazık ki komşuda kamu hastanesinde iyi bir yatak kapmak, gümrükte işleri hızlandırmak, sürücü ehliyetini kolayca almak veya
vergi denetmenini yumuşatmak için “fakelaki”
hâlâ olmazsa olmaz yollardan biri. Hatta son yıllarda Yunanistan’ı teslim alan ekonomik krizin
bile söz konusu anlayışı değiştirdiğini söylemek
son derece güç.
Geçen yaz, Atina’nın en büyük devlet hastanesinin asansör boşluğunda bulunanlar gözleri yeniden “fakelaki”ye çevirdi. Hastanenin bozulan
asansörünü tamire gelen görevli, asansör boşluğuna girdiğinde gözlerine inanamadı çünkü
aşağıda, doktorlara yazdırılmış sahte reçeteler
sebebiyle