AI , Teknoji ve Etik : Geleceği Şekillendirirken Değerlerimize Sahip Çıkmak
Yazar : Koray Gültekin Bahar
Teknolojinin ilerlemesi , bize birçok alanda inanılmaz fırsatlar sunuyor . Fintech sektörü olarak , bu gelişmelerden nasıl faydalandığımızı ve müşterilerimize nasıl daha iyi hizmet verdiğimizi görmek gerçekten heyecan verici . Ancak , bu yeni dünyada gezinirken etik değerleri göz ardı etmememiz gerekiyor .
Öncelikle , yapay zekânın ne olduğunu anlamamız önemli . Yapay zekâ , insan benzeri görevleri yerine getirebilen yazılım ve donanım sistemleri olarak tanımlanabilir . Bu teknolojinin , sağlık hizmetlerinden finansal hizmetlere , eğlenceden eğitim sistemine kadar birçok alanda devrim yarattığını söylemek yanlış olmaz . Ancak bu teknolojinin gücü , onu doğru şekilde kullanmamız gerektiği gerçeğini de beraberinde getiriyor .
Son birkaç yılda , teknoloji dünyasında büyük bir dönüşüme tanık olduk . Yapay zekâ ( YZ ) ve makine öğrenimi , günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline geldi . Ancak bu ilerlemelerle birlikte , etik sorular da gündeme gelmeye başladı . Ben de bugün , bu karmaşık ama bir o kadar da önemli konuyu ele almak istiyorum .
Yapay zekâ , büyük veriyi analiz etme yeteneği sayesinde , müşterilerimize daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunmamıza olanak tanıyor . Örneğin , bir fintech platformu olarak , kullanıcılarımızın finansal davranışlarını analiz ederek onlara özel çözümler sunabiliyoruz . Ancak bu verileri toplarken ve işlerken müşterilerimizin mahremiyetine saygı göstermemiz ve verilerini korumamız gerekiyor .
Etik konulara gelirsek burada birkaç temel prensibi göz önünde bulundurmalıyız . Birincisi , şeffaflık . Müşterilerimiz , verilerinin nasıl kullanıldığını bilmelidir . Onlara açık ve anlaşılır bir şekilde bilgi sunmak , güven inşa etmenin ilk adımıdır . İkincisi , adalet . Yapay zekâ sistemleri , karar verme süreçlerinde ön yargısız olmalıdır . Bu , algoritmaların dikkatli bir şekilde tasarlanmasını ve sürekli olarak izlenmesini gerektirir .
49
Bir diğer önemli konu ise hesap verebilirliktir . Eğer bir yapay zekâ sistemi hata yaparsa bu hatanın sorumluluğunu kim alacak ? Bu soruya net bir yanıt vermek zor olabilir ; ancak bu tür durumlar için bir planımızın olması şart . Ayrıca , yapay zekânın insan iş gücü üzerindeki etkilerini de göz önünde bulundurmalıyız . Otomasyon ve yapay zekâ , birçok işi daha verimli hâle getirebilir ancak aynı zamanda iş kayıplarına da neden olabilir . Bu yüzden , çalışanlarımızı yeni becerilerle donatmak ve onları bu yeni teknolojilere uyum sağlamaya teşvik etmek bir lider olarak bizim sorumluluğumuzdur .