INmagazine Sayı 34 Etik ve İtibar Derneği INmagazine 34 | Page 40

Seçili bazı ülkelere ait güce uzaklık göstergeleri | Kaynak : https :// www . whistleblowers . org /
Kurumsal değerler ve kültür ilişkisi üzerine uzun yıllar en kapsamlı araştırmalardan bazılarını gerçekleştirmiş olan Profesör Geert Hofstede , bu kavramı güce uzaklık ( power distance ) olarak tanımlıyor .
1970 ’ li yıllarda Profesör Hofstede tarafından tanıtılan “ güce uzaklık ” kavramı , bugün yaygın biçimde , bir organizasyonun daha az güçlü üyelerinin , o organizasyonda gücün eşit olmayan bir şekilde dağıtılmasını ne ölçüde kabul ettiklerini ölçmek amacıyla kullanılıyor . Hesaplamanın sonucu , % 100 ’ e ne kadar yakınsa o ölçüde güçlü bir hiyerarşiyi temsil ediyor .
Türkiye de bu ölçüye göre yöneticiye sadakatin öne çıktığı bir kültürel yapı gösteriyor ki bu durum yazının başında verdiğimiz örneğin bizim için önemini artırıyor .
Dile Getirme Kültürüne İlişkin Önceliklerin Belirlenmesi Bir çözüm üretmeden önce sorunu ya da aşılması hedeflenen engeli yakından tanımayı muhtemelen herkes gibirahatlatıcı buluyorum .
Bu yüzden bir organizasyonda dile getirme kültürünü geliştirmek ve etkin bir etik ihbar mekanizması kurmak amacıyla yola çıktığımızda , önümüzde
Zira bu gerçeğe vakıf olmak ,
dile getirme yolculuğunda
nelerin öncelenmesi gerektiği
konusunda önemli ipuçları
veriyor . Bu gerçek , bize konunun
öncelikli olarak etik hat
sistemleri , iş akışları ya da gelişmiş
teknolojik çözümlerle
ilgili olmadığını hatırlatıyor .
250 yıldır değişmeyen bir engel olduğunu bilmenin faydalı olduğunu düşünüyorum .
Zira bu gerçeğe vakıf olmak , dile getirme yolculuğunda nelerin öncelenmesi gerektiği konusunda önemli ipuçları veriyor .
Bu gerçek , bize konunun öncelikli olarak etik hat sistemleri , iş akışları ya da
gelişmiş teknolojik çözümlerle ilgili olmadığını hatırlatıyor .
Bu noktada yanlış anlaşılmak istemem : Etik ihbar mekanizmalarında yaşanan teknolojik gelişmeler ihbarcılara , maruz kaldıkları ya da hakkında bilgi sahibi oldukları ihlalleri her an , herhangi bir dilde ve misilleme korkusu olmaksızın bildirebilme imkânı sağlıyor .
Bu mekanizmaları iyi işleten şirketler de bu sayede ihlalleri çok daha hızlı tespit ederek maruz kaldıkları olumsuz etkileri önemli ölçüde azaltıyorlar . Hatırlatmakta fayda var : Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği ACFE ’ nin bu alandaki araştırmaları , suistimal vakalarının % 43 ’ ünün ihbar vasıtasıyla tespit edildiğini ve her yıl maruz kalınan suistimal vakalarının potansiyel etkilerini önemli ölçüde azalttığını ortaya koyuyor .
Ancak bu mekanizmaları hayata geçirmek , dile getirme kültürü açısından önemli olsa da güçlü bir yönetim mesajı ve yazılı kural desteği olmadan verimlilik sağlanamadığına dair birçok örnek mevcut ve bu örnekler , yukarıda tartıştığımız , Türkiye ’ deki kurumsal iklimin karakteristiği ile de tam olarak örtüşüyor .
17