INmagazine Sayı 30 Etik ve İtibar Derneği INmagazine 30 | Page 9

sistemlerinin büyük miktarda veri toplaması ve kullanması , yine son zamanlarda herkesin bilgisi dahilinde olan veri gizliliği ve güvenliği konusunda da endişe yaratmaktadır .
Özellikle son dönemde üretici yapay zeka olarak tanımlanan teknoloji türünün hak ihlalleri bakımından “ tehlike ” yarattığı endişesi ile bazı ülkeler tarafından erişiminin engellenmesi gibi gelişmeler , yapay zeka teknolojilerinin meydana getireceği zararların nasıl ve kim tarafından tanzim edileceğine dair tartışmaların artmasına sebebiyet vermiştir . Yapay zeka sistemlerinin hukuki statüsü , sorumlulukları ve hakları hakkında net bir anlayışa sahip olmak için öncelikle bu teknolojinin etik , sosyal ve yasal boyutlarını anlamak gerekmektedir . Görüldüğü üzere yapay zekanın yarattığı kolaylık ve keyiften çok yapay zeka nedeniyle meydana gelen veya gelebilecek zararlar hakkında konuşulmaya ve daha önemlisi kaygılanma başlandığında iyi-kötü , doğru-yanlış değerlendirmeleri için başvurulan çıkış noktası her zaman etik olmaktadır .
Nitekim ; Etik , insanlığın varoluşundan beri tartışılan ve üzerine fazlasıyla düşünülen bir konudur . Toplumların temel değerlerini belirleyen ve insanların doğru ve yanlış arasındaki ahlaki seçimlerini yönlendiren etik , felsefenin önemli bir dalı olarak adlandırılmakta olup etik kavramını bireysel ve toplumsal olarak farklı değerleri ifade etmektedir .
Etik , Yunanca kökenli " ethos " kelimesinden türetil-
Nitekim ; Etik , insanlığın varoluşundan beri tartışılan ve üzerine fazlasıyla düşünülen bir konudur .
miş olup , alışkanlık , gelenek , örf , adet ve karakter anlamlarını içermektedir . Antik dönemde , etik kavramı üzerine derin düşünceler ve tartışmalar yürüten Sokrates , Platon ve Aristoteles gibi büyük filozoflar , etik konusunda önemli katkılarda bulunmuşlardır . Sokrates , etik soruları sorgulama ve bireylerin kendi içsel doğrularını keşfetme üzerinde odaklanırken Platon , ideallerin ve adaletin arayışında etik değerlere vurgu yapmıştır . Aristoteles ise erdem etiği üzerine odaklanmış ve erdemli yaşamın insanın en yüksek amacı olduğunu savunmuştur .
Modern dönemde ise , etik düşünce daha da derinleşerek Rasyonalizm ve Aydınlanma çağlarında , etik konusunda birey ve toplum odaklı yeni bir bakış açısı getirilmiştir . Bu dönemlerde , insan hakları ve evrensel değerler üzerine odaklanılarak , insanın özgürlüğü , adaleti ve eşitliği temsil eden bir etik anlayışı geliştirilerek , bireyin haklarının korunması , insan onurunun saygı görmesi ve toplumsal adaletin sağlanması üzerinde yoğunlaşmıştır .
Etik , felsefenin bir dalı olarak doğru ve yanlış davranış kavramlarını sistematikleştirme , savunma ve önerme amacı güder . Ahlaki yargılarımızın rasyonel temellerini inceleyen etik , ahlaki açıdan doğru veya yanlış , haklı veya haksız olanı araştırma konusu yapar .
Temel olarak , etiğin odak noktası insanlarla dünya arasındaki ilişkidir ve bu ilişkide özgürlük , sorumluluk ve adalet kavramlarına yansır . Etiğin , insanların doğru ve yanlış arasında seçim yapmalarına yardımcı olan bir kılavuz niteliğine sahip olması insanların bu seçimlerde , bireylerin vicdanlarında şekillenen değerlerine ve ahlaki inançlarına göre hareket etmelerine sebebiyet verir . Ayrıca ahlaki değerler , kişilerin karakterlerini ve davranışlarını yönlendirirken dürüstlük , adalet , dürüstlük ve empati gibi değerlerin benimsenmesine yardımcı olur . Bu nedenle etik ilkeler , insanların bireysel yaşamlarında önemli bir rol oynar ve onları doğru eylemler yapmaya teşvik eder demek yanlış olmayacaktır .
5