INmagazine Sayı: 3 (Temmuz - Ağustos - Eylül) | Page 51

etmesi gereklidir. Vatandaş/müşteri aidiyet duyduğu devlet ile kendini özleştirirken, vatandaş/çalışan aidiyetinin bir parçası olan şirketi ve şirketinin değerleri ve kurumsal kimliği ile özleştirir. Bu da her iki taraf için karşılıklı olarak hesap verebilirlik ve sorumluluk olgularının ve buna bağlı süreçlerin gelişimine yol açar. Devletin vatandaş/müşteriden vergi ödemesini, kanunlara uyması gibi beklentileri olması gibi, şirketlerin de temsil ettikleri değerler sistemi içinde vatandaş/çalışanlarından ve diğer paydaşlarından isteyebilecekleri var. Özellikle bu durum piyasadaki rekabet güçlerini, şirketin kurumsal kimliğini, hukuki ve/veya finansal pozisyonlarını tehlikeye atan bir durumsa buna dair çalışanlarının belirli bir sistem içinde davranmalarını beklemeleri doğaldır. Bu durumda şirket içi raporlama süreçleri ki özellikle etik raporlama talep edilebilir bir durumdur. Ancak bunun vatandaş/çalışandan talep edilebilmesi için şirketlerin gerekli iletişim ve yetki süreçlerinin önünü açmaları ve bu tür bir sistemi ödün vermeksizin en iyi şekilde yönetebilir olmaları da gereklidir. Yani devletler için olması gerektiği gibi şirketlerin de iyi yönetişim ilkele ɥ