geliştirmek için değil, yolsuz sisteme giriş
bileti olarak görülüyor. İngiliz sömürgecilik sisteminin mirası olan eğitim sisteminin
her hücresine yolsuzluk işlemiş durumda.
Hatta Boko Haram’ın isminin anlamının
“Batı Tarzı Eğitim Haram” olması da aslında bir tesadüf değil.
Bütçe Şeffaflığı konusunda çalışmalarda
bulunan bir sivil toplum kuruluşunun yöneticisi olan Yanusa Zakari Ya’u, Boko
Haram’ın ilk başlarda halk arasında “adalet için bir çığlık” olarak nitelendirildiğini
anlatıyor. Laik kurumlar yolsuzluk yüzünden çalışamaz durumda olduğu için Boko
Haram’ın alternatif vizyonu bir umut olarak
görülmüş. 2009 yılında Boko Haram, uyguladığı metotlar yüzünden terör listesine
girdiğinde, “bizi toplumu temizlemeye çalıştığımız için suçladılar” diye propaganda
yapmaya devam ediyordu. Gerçek olmasa
bile, örgüt halkı manipüle etmek için bu argümanı sonuna kadar kullandı.
Güvenilir kaynaklar, Boko Haram’ın en güçlü olduğu eyalet olan Borno’da gençlerin
birçoğunun bir şekilde örgütle iletişim halinde olduklarını ifade ediyorlar. Bahsedilen
yolsuz kurumlar, Boko Haram’ın umutsuz
ve gelecek kaygısı olan gençleri bünyesine
katmak için en önemli sebeplerden biri olarak öne çıkıyor.
RÜŞVET TARİFEYE BAĞLANMIŞ
Afganistan Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün
Yolsuzluk Algı Araştırması sonuçları hemen
her zaman aynı çıkıyor: Bu konuda en kötü
karneye sahip 5 ülkeden biri (http://www.
transparency.org/country#AFG). Yine BM
raporlarına göre Afganların yarısı bir sene
içerisinde en az bir kez rüşvet ödemesi
yapmak zorunda kalmış. Üstelik bu oran
ülkenin bazı bölgelerinde %70’lere kadar
çıkabiliyor (Corruption in Afghanistan: December 2012 Recent patterns and trends
UNODEC). Afganistan rüşvetin neredeyse
belli bir tarifeye bağlandığı yerlerden biri
olarak biliniyor. Yine aynı araştırmada yolsuzluğun güvenlikten sonra halkın önem
verdiği ikinci sorun olduğu görülüyor.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç
Ofisi’nin yaptığı araştırmaya göre, her sektöre ve makama göre farklılık gösteren rüşvet talepleri Afgan halkını canından bezdiriyor. Şöyle ki hakim ve savcılara 300 dolardan fazla rüşvet verilirken yerel otoritere ve
gümrük memurlarına 200 dolar civarında
bir rakam yetiyor. Diğer resmi makamlara
ise 100-150 dolarlık rüşvet ile her istediğinizi yaptırabiliyorsunuz.
Rüşvetin bu kadar yaygın olması, özellikle
fakirlik sınırının altındaki halk üzerinde
büyük bir baskı ve adaletsizlik duygusu yaratıyor. Böyle bir hoşnutsuzluk ise elbette
en çok bölgede isyancı toplamak isteyen
örgütlerin işine yarıyor. Geleceğe dair hiçbir umudu kalmayan gençler, yolsuzluğun
Batı kaynaklı olduğunu öne süren Taliban’ı
bir seçenek olarak görüyorlar.
Yolsuzluk üzerine çalışmaları ile bilinen
Integrity Watch Afghanistan isimli sivil
toplum örgütünden Sayed Ikram Afzali, “Halk, Taliban’ın yenilgisi sonrası bazı
şeylerin değişeceğini, adalet ve eşitliğin
toplum geneline yayılacağını düşünürken,
bunun tam tersinin olmasından ve yolsuzluğun daha da artmasından son derece rahatsız” diyor.
Yine Sarah Chayes’e göre Batılıların, Afganların yolsuzluğu bir hayat tarzı olarak
gördüğü fikri bir yanılgıdan ibaret. Afganlar, Amerikalıların ve diğer yabancı yardım
kuruluşlarının, kendi vatandaşları üzerinde
INTEGRITY WATCH
AFGHANISTAN
ISIMLI SIVIL
TOPLUM
ÖRGÜTÜNDEN
SAYED IKRAM
AFZALI, “HALK,
TALIBAN’IN
YENILGISI
SONRASI, ADALET
VE EŞITLIĞIN
TOPLUM GENELINE
YAYILACAĞINI
DÜŞÜNÜRKEN,
BUNUN TAM
TERSININ
OLMASINDAN VE
YOLSUZLUĞUN
DAHA DA
ARTMASINDAN
SON DERECE
RAHATSIZ” DIYOR.
37