INmagazine Sayı: 3 (Temmuz - Ağustos - Eylül) | Page 60

F E L SE F E 58 özgürlüğü, salt iyi ve kötüden, doğru ve eğriden birinin seçilmesi, salt keyfilik değildir. Özgürlük bilincinin gelişimi ile koşut olarak, modern ekonomik realite bir süreçtir. Özgürlüksüz geleneksel ekonomi biçimlerinin dinginliği ile karşıtlık içinde, yalnızca kendini yineleyen durağan bir gelenekler yapısı değil, ama kesintisiz bir büyümeler, bunalımlar ve yeniden yapılanmalar ardışıklığıdır. Ekonomi bir istenç alanı, ve ekonomiye etik belirlenimini kazandıran etmen istencin tözselleşmesi olmasıdır, hırsın, dürtünün değil. Ekonomi bencilliğin hizmetinde değildir. Ekonomi törel olduğu düzeye dek kavramına uygundur ve iyi işler. Haklı ve iyi olanın istenci olarak, törellik ya da etik a prioridir. Gene de bunun anlamı insanın törel belirlenimlerin bir bilgisi ile değil, ama törel belirlenimleri çıkarsayacak bir ussallık ile donatılı olarak doğmasıdır. Bu anlamda, törel yaşam kavramı nesnel olarak verilidir ve toplumların yaşamında erişilmesi gereken ideal biçim olarak görünürde dürtüsel ekonomik süreci güder. Etiğin nesnel olması şu ya da bu tikel istencin anlatımı değil, ama belirlenimlerini kendi kavramsal mantı- ğı içinde açındıran bir yapı olması demektir. İnsanın varoluşunun törel boyutunda neye yetenekli olduğunu görmesi için törel gizilliğini açındırması gerekir. Ve bu ancak özgürlük ile olanaklıdır. Ekonomiler büyümektedir ve ekonominin nasıl işlediği bilinmese de büyümesi gereken birşey olduğu sorgusuzca kabul edilen bir olgudur. Etik karakterinden ötürü, ekonomik sürecin ereği yoksulluğun ortadan kaldırılışı, en son bireye dek türenin bir özlem olmaktan çıkarak gerçekleşmesi olmalıdır. Tüm ekonomi kuramları bu sürecin işlemesine yardımcı olma, onun ivmelenmesine katkıda bulunma çabalarıdır. Ve gene de ekonomiyi özerk bir süreç olarak, görülmez elin işlemesi olarak, bir altyapı etmeni olarak almakta ve böylece girişimlerini daha başından anlamsız ve etkisiz bırakmaktadırlar. Etiğin ekonominin özü olduğunun anlaşılması bu et- kinliğin bilimini gerçek kavramları zemininde ele alma olanağını da getirecektir. EKONOMİ BİLİMİ VE DETERMİNİZM Ekonomi Bilimi aşağı yukarı tüm görgül bilimler arasında nesnesinden en uzağa düşen bilim olarak bilinir. Bir çözümleme etkinliği olmaktan çok, ekonomiye karışma, onu değiştirme ve yönlendirmeyi amaçlar. Betimlemeci olmaktan çok normatiftir, ve normlar sık sık bireysel bilincin öznelliğinden doğarlar. Örneğin Milton Friedman kullandığı ve Chicago Okulu ile paylaştığı pozitivist yöntem yoluyla tekil olgulardan sözde evrensel ekonomi yasalarını türetmeye çalışır, özsel olarak etik karakter taşıyan ekonomik sürece doğa nesneleri için geçerli olan nedensellik kavramını uygular. Hiç kuşkusuz ekonomik süreç deterministiktir ve olasılık ya da istatistik yöntemleri süreci belirleyen tüm et- ÖZGÜRLÜK BILINCININ GELIŞIMI ILE KOŞUT OLARAK, MODERN EKONOMIK REALITE BIR SÜREÇTIR. ÖZGÜRLÜKSÜZ GELENEKSEL EKONOMI BIÇIMLERININ DINGINLIĞI ILE KARŞITLIK IÇINDE, YALNIZCA KENDINI YINELEYEN DURAĞAN BIR GELENEKLER YAPISI DEĞIL, AMA KESINTISIZ BIR BÜYÜMELER, BUNALIMLAR VE YENIDEN YAPILANMALAR ARDIŞIKLIĞIDIR.