INmagazine Sayı 25 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 23

yapılar büyük resmi daha da bulanıklaştırabilmektedir . Dış denetim ve doğrulama olmadan , yeşil yıkama stratejileri , kurumsal bir aldatma anlamına gelmektedir . Bir şirket etik ve sorumlu davranmaya karar verdiğinde bunun için kurum kültürünü derinden değiştirmek zorunda kalabilir . Bu aslında sonucu herkes için çok iyi olacak oldukça meşagatli ve zor yoldur . Fakat bazı şirketler bu yolu izlemek yerine , kamuoyunu bu yolu izlediklerine ikna etmeye çalışmaktadırlar .
Yeşil yıkama terimi , New Yorklu çevreci yazar Jay Westerveld tarafından , otelcilik sektörünün yatak odalarına " çevreyi korumak " için havluların yıkanmadan yeniden kullanımını teşvik eden bildirimler asması hakkında 1986 tarihli bir makalesinde ortaya çıktı . Westerveld bir gezisi sırasında kaldığı otelin çevreyi mahvederek bungolowlar inşa etmeye devam ettiğini ama güya bu çevreci ricayla aslında sadece masrafları azaltmak için uğraştığını fark etti . Üstelik
bunu da konukların çevreci eğilimlerini suistimal ederek yapmayı seçiyorlardı .
Yeşil yıkama " terimi ilk olarak çevresel bir bağlamda kullanılsa da bazı akademisyenler kavramı ekonomik ve sosyal faktörlere atıfta bulunmak için de kullanmaya başladılar .
ESG bağlantılı yatırımların güçlü getirilerine rağmen yine de bazı sorunlar da bulunuyor . Bu tür yatırımların gerçek dünyadaki etkisini ölçmek zaten zorken , aynı zamanda ESG ' nin kesin ve ortak tanımlarının eksikliği de bu konuyu daha da zorlaştırıyor . Bu durum da bazı şirketlerin kendilerini olduğundan daha etik göstermelerine olanak tanıyor .
Halihazırda borsada işlem gören şirketler , ESG performansları hakkında piyasaya ne kadar ve ne tür bilgi vereceklerine kendileri karar veriyorlar . Derecelendirme kuruluşları bağımsız değerlendirmeler sunuyor fakat yine de ancak kendilerine sunulan bilgilerle çalışmak zorundadırlar ve burada da sorunlar yaşanabiliyor .
Çok önemli bir yatırım yönetimi şirketi olan Invesco ' nın ESG Başkanı olan Cathrine De Coninck-Lopez " ortak tanım , yorum
ve eğitim eksikliğinden muzdarip " olduklarını söylüyor . De Coninck-Lope gerçek dünya sorunlarını daha geleneksel ve bazı açılardan uzun vadeli finans sektörüyle eşleştirmeye çalışan hızlı hareket eden bir alan olan ESG ile ilgili çalışmaların verilerde ve sistemlerde sürekli yeniliğe ihtiyaç duyduğunu belirtiyor . De Coninck-Lopez , “ ortak bir temelin ” asgari bir standart belirlemeye ve genel olarak sektör için çıtayı yükseltmeye yardımcı olması gerektiğini söylüyor .
Uzmanlara göre yatırımcılar ve tüketiciler ESG konusunda yeşil yıkamadan kaçınmak için biraz ev ödevi yapmalılar . Bir şirketin sürdürülebilirlik politikalarını öğrenmek söz konusu olduğunda tüketicilerin ve yatırımcıların çalışmaları gerekiyor . Mutlaka şirket ile ilgili raporlara bakılmasının gerekirken , şirketin aslında gerçekten etik olup olmadığı konusunda fikir sahibi olmak için biraz derinlere inmek gerekiyor . Dedikodulardan kaçarak sosyal medyadan da bu konudan faydalanılabilir . Yani her zaman için bilginin bizi doğru yola götüreceğinden emin olmalıyız . ESG kriterlerinin de böylece suiistimal edilmesini önleyebiliriz .
21