INmagazine Sayı 25 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 17

yatırım akışlarından daha fazla pay almaya teşvik etmek ’ tir 13 .
Çerçeve , ( i ) genel ilkeler , ( ii ) çevre ilkeleri , ( iii ) insan ve çalışan hakları ilkeleri ve ( iv ) kurumsal yönetim ilkeleri olmak üzere dört kategoride yer alan 50 ' den fazla ilkeyi içermektedir . Bu ilkelerin uygulanması şu an için isteğe bağlıdır . Ancak , Türkiye ' de borsada işlem gören tüm şirketlerin Çerçeve ’ ye göre raporlama yükümlülüğü şu an için “ Uy ya da Açıkla ” prensibi çerçevesinde bulunmaktadır . Sonuç olarak , halka açık şirketlerin finansal olmayan açıklamalarında artık sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulanıp uygulanmadığına veya uygulanmama nedenlerine ilişkin açıklamalar yer almalıdır .
Yeşil ve sürdürülebilir tahviller noktasında Türk şirketleri bu tarihe kadar yaklaşık 5 milyar ABD Doları seviyesinde bir ihraç büyüklüğüne ulaşmıştır 14 . Bu ihraçların önemli bir bölümü bankalar veya blue-chip olarak tabir edilen büyük şirketler tarafından ihraç edilmiştir . İhraçların önemli bir kısmı eurobond formatında yurtdışı yatırımcılara ihraç edilirken ; küçük bir kısım ise yurtiçinde yerleşik yatırımcılara lokal tahvil formatında ihraç edilmiştir . Pay piyasalarına bakıldığında ise , bazı şirketlerin halka arz aşamasında ESG notu aldığı ve bu not aracılığıyla özellikle ESG duyarlılığı yüksek kurumsal yatırımcıların ilgisini çekmeyi hedeflediği gözlenmiştir .
ESG temalı enstrümanlar ülkemizde hem ihraç sıklığı hem de büyüklük olarak global uygulamaların gerisinde kalmaktadır . Türkiye bu süreçlerde biraz geriden gelmesine karşın geç kalmamıştır ve artan farkındalık ile en yakın zamanda gelişmiş ülkeler seviyesini yakalamaya aday bir ülke konumundadır .
15 pazarı , özellikle değer zincirleriyle ilgili olarak , küresel anlamda bir şirkete veya iş fikrine yatırım amacı hedeflendiğinde M & A projelerinde Mali ve Hukuki Durum Tespit Raporlarında (“ DD Raporu ”) ESG ’ yi önemli bir dinamik olarak görmeye başlamıştır . Bu doğrultuda şirketlerin sahip oldukları ESG profilleriyle ilgili olarak satın alma anlaşmalarında yeni hükümlere yer vermesi beklenmektedir . Bunun yanında geliştirilmesi ve yayımlanması muhtemel olan mevzuat çeşitlendikçe , şirketlerin ESG alanında ilgili mevzuata uyum sürecinin incelenmesi de DD Raporu ’ nun önemli bir parçası olarak değerlendirilecektir .
Hukuki ve uyum odaklı bir DD ve bunun neticesinde kaleme alınacak DD raporu , çoğu birleşme ve devralma projesinin bel kemiğini oluşturur . Zira risklerin tespiti , ölçülmesi ve devamında bu risklerin yönetilmesi ancak özenli bir incelemeden sonra gerçekleşebilecektir . Söz konusu riskler hukuki olabileceği
Yatırımcılar ESG kriterlerini her geçen gün yatırım karar süreçlerine daha fazla entegre etmektedir . Bu entegrasyonun önemli sebebi yatırımcıların çevresel , sosyal ve yönetişimsel anlamda doğru olanın yapılmasını istemesinin yanında ; bu prensiplere aykırı davranışların şirket karlılıklarına ve yatırım getirilerine olan negatif etkilerinin görülmeye başlanmasıdır . gibi , şirketin değerlerini üzerine kurduğu ticari ve finansal risklerden de oluşuyor olabilir . ESG riskleri ise hemen her alanda doğabilecek ve yönetilmeye muhtaç riskler arasında yerini alabilir . İklim değişikliğinden insan haklarına ve modern köleliğe ; çeşitlilikten , veri gizliliğine ve kurumsal yönetime kadar birçok alan ESG tabanlı risklere örnek olarak verilebilir . Söz konusu risklerin ölçülmesinde ise gelişen teknolojiden de faydalanılarak özellikle ESG Derecelendirme Kuruluşları tarafından yapılan analizler ( her ne kadar standardize edilmemiş olsa da ) sonucu elde edilen ESG Derece skorları değerlendirilmektedir .
ESG odaklı yatırımların salt kâr amacı gütmenin ötesinde bir yatırım anlayışı olduğunu vurgulamak yerinde olacaktır . Zira ESG yatırımcıları artık kendi değer zincirlerine hitap eden sorular sormakta ve bunların yanıtlarını aramaktadır . Bu doğrultuda bir yatırımcı ,