INmagazine Sayı 25 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 13

Gün geçtikçe derinleşen iklim krizi , salgın hastalıklar , toplumsal eşitsizlikler ve buna bağlantılı olarak tecrübe edilen pratiklerin küresel ekonomiye olan yansımaları , ESG uygulamalarının önemini de kaçınılmaz olarak artırmıştır .
ESG alanında gerçekleştirilen bir süreç yönetiminde çevresel , sosyal ya da yönetişimsel konuları birbirinden bağımsız olarak değerlendirmek doğru bir uygulama olmayacaktır ; tutarlı bir uygulamada bulunmak için bu konuların birbirleriyle arasındaki ilişkilerin bütünsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekmektedir .
ESG , 20 yıldan kısa bir sürede , Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen bir sosyal sorumluluk girişiminden 30 trilyon ABD dolarından fazla finansal varlığı temsil eden küresel bir fenomene dönüşmüştür 1 . Ancak esasında ESG ’ nin bu denli rağbet görmeye başlaması ne bir anda gerçekleşmiştir ne de bu gelişme iş dünyası ve çevrenin ihtiyaçlarından kopuk oluşmuştur . 20 . Yüzyılın başından itibaren iş dünyasındaki çeşitli çalkantılar , krizler , hak talepleri , boykotlar ve eylemlerin oluşturduğu sosyal baskı ESG ’ yi günümüzdeki anlamına kavuşturmuştur . Hatta kimileri bazı kaynaklara dayanarak ESG ’ nin tarihini 18 . yüzyılda köle ticaretine , kaçakçılığa ve lüks tüketime karşı çıkan ve içki , tütün üreten veya kumara izin veren şirketleri boykot edenlere kadar götürmektedir 2 .
Görüldüğü gibi , neticelerinden bağımsız olarak iş dünyasının ve sermayenin çevresel , sosyal ve yönetişimsel olarak daha ileriye taşınması kimi zaman tüketici talepleriyle gerçekleşmişse de , günümüz ESG kavramını benzer sosyal sorumluluk girişimlerinden ayıran temel özelliği , ESG duyarlı iş stratejilerinin şirket karlılıklarına da olumlu bir etki yarattığının görülmeye başlaması olmuştur . Gerçekten de artık bu kavramın benimsenmesinin , bu alanda hızlı ve esaslı uygulamalara geçilmesinin temel motivasyonu , sürdürülebilir bir ekonomiye duyulan derin ihtiyaç , bu ihtiyacın devlet politikaları ile desteklenmesi , giderek artan ESG bilinci ve ESG ’ nin şirketlerin iş yapış şekillerine entegre edilmesinin hem etik hem ticari olarak kaçınılmaz bir unsur haline gelmesi olmuştur .
ESG Uygulamaları Neden Önemlidir ? Gün geçtikçe derinleşen iklim krizi , salgın hastalıklar , toplumsal eşitsizlikler ve buna bağlantılı olarak tecrübe edilen pratiklerin küresel ekonomiye olan yansımaları , ESG uygulamalarının önemini de kaçınılmaz olarak artırmıştır . Yıllardır büyümeye devam eden yeşil ekonomi , kendine has araçlarını da beraberinde geliştirmeye devam etmiştir . Özellikle geçtiğimiz yıllarda koronavirüs salgınının etkisiyle , International Monetary Fund (“ IMF ”) çok defa yeşil iyileşme çağrısında bulunmuştur . Bu çağrılar ve salgın sonrasında piyasadaki aktörlerin sürdürülebilir olmayan büyüme modelleriyle ekonomik kalkınmanın ve ilerlemenin mümkün olmayacağını kavramaları , yeşil tahvil veya yeşil kira sertifikası gibi yatırım araçlarına öncelik verilmesini sağlamıştır . Zira , salgının etkisiyle standart yatırım ve borçlanma faaliyetlerinde bir yavaşlama olurken , sürdürülebilir tahvil ve krediler piyasası gittikçe büyümeye devam etmiştir . Örneğin , yakın tarihte Türkiye Sermaye Piyasası Kurulu (“ SPK ”) da , yukarıda bahsi geçen gelişmeleri göz önünde bulundurarak dünyada kendisi gibi düzenleyici ve denetleyici kuruluşların bu piyasaların sağlıklı büyümesi ve kamuyu aydınlatma yükümlülükleri çerçevesinde yatırımcının korunması için düzenleyici çerçeveler getirdiğini gözlemlemiştir . Bunun üzerine SPK , 11 . Kalkınma Planını , 2021 Ekonomi Reformları Paketini ve Paris İklim Anlaşması öncelik ve eylemlerini gerekçe göstererek Sermaye Piyasası Kanunu md . 1 ve md . 128 / e hükümleri uyarınca , bir düzenleyici çerçeve taslağı hazırlamıştır . Böylelikle SPK , Yeşil Borçlanma Aracı ve Yeşil Kira Sertifikası Rehberi Taslağı (“ Rehber ”) 3 ile Türkiye sermaye piyasasında yeşil borçlanma aracı ve yeşil kira sertifikası ihraçlarının artması , şeffaflık ve dış değerlendirme ( ikinci taraf görüşü / doğrulama gibi ) yükümlülüklerinin yatırımcı güvenini pekiştirmesi ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren projelere yatırım imkânlarının çeşitlendirilmesi hedefleri için somut bir adım atmıştır . Yeni bir düzenleme olarak T . C . Hazine ve Maliye Bakanlığı ,
11