INmagazine Sayı 24 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 33

kabet hukukuna uyumlu hâle getirmeleri gerekiyor .
Bu noktada , grup muafiyetinden yararlanamayan dikey anlaşmaların , başlı başına rekabet hukuku ihlali olarak değerlendirilmediğini hatırlatmakta fayda var . Bu tür dikey anlaşmalar , Rekabet Kanunu ’ nun 5 . maddesinde yer alan bireysel muafiyet şartlarını sağladığı takdirde 4 . maddenin yasaklayıcı hükmünden muaf tutuluyor . Bu doğrultuda , pazar payları hâlihazırda % 30 ile % 40 arasında olan ve bundan böyle grup muafiyetinden yararlanamayacak sağlayıcıların ve alıcıların , rekabeti kısıtlayıcı hükümleri ( örneğin ; rekabet etmeme , tek alıcıya sağlama ) dikey anlaşmalarında tutmaya devam edebilmeleri ancak bu anlaşmaların bireysel muafiyet koşullarını sağlanmaları ile mümkün .
ları zorunlu değil . İlgili teşebbüsler , dikey anlaşmalarının Rekabet Kanunu ’ nun 5 . maddesindeki muafiyet koşullarını taşıyıp taşımadığını kendileri değerlendirebilirler . Bu teşebbüsler , tüm bireysel muafiyet koşullarını objektif olarak sağlayan dikey anlaşmalarını , Rekabet Kurumu nezdinde bir bireysel muafiyet başvurusu yapmadan da uygulayabilirler . Pek tabii teşebbüslerce yapılacak bireysel muafiyet değerlendirmesinin Rekabet Kurulu tarafından yapılacak değerlendirme ile farklılaşabileceğini ve söz konusu dikey anlaşmaların ileride Rekabet Kurulu tarafından incelenme riski bulunduğunu göz ardı etmemek gerekir . Dolayısıyla hukuki belirlilik sağlanması adına , Rekabet Kurumu ’ na bireysel muafiyet başvurusu yapılması en güvenli tercih olarak görülüyor .
uyumun sağlanması için atılacak ilk adım , ilgili ürün veya hizmet pazarlarındaki paylarının % 30 ’ un üzerinde olup olmadığının tespit edilmesi olmalıdır .
Dağıtım anlaşmaları bakımından , ürün veya hizmetleri sağlayan teşebbüsün ilgili pazardaki payının % 30 ’ u aşması hâlinde ; tedarik anlaşmaları bakımından ise alıcının ilgili tedarik pazarındaki payının % 30 ’ u aşması hâlinde bu anlaşmaların rekabet hukuku kurallarına uygun biçimde tadil edilmesi gerekiyor . Söz konusu anlaşmalarda yer alan rekabet etmeme yükümlülüğü , münhasır bölge veya münhasır müşteri grubu tahsisi veya tek alıcıya sağlama yükümlülüğü gibi rekabeti kısıtlayıcı hükümler , bundan böyle grup muafiyetinden yararlanamayacakları için Rekabet Kanunu ’ nun 4 . maddesinin ihlali riski doğabilir . Bu doğrultuda , ilgili pazardaki payları % 30 ile % 40 arasında olan sağlayıcıların veya ( tedarik anlaşmaları bakımından ) alıcıların , dikey anlaşmalarını 5 Mayıs 2022 tarihine kadar gözden geçirerek re-
Rekabet Kanunu ’ nun 5 . maddesinde sayılan bireysel muafiyet koşulları şu şekildedir :
( i ) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması ,
( ii ) Tüketicinin bundan yarar sağlaması ,
( iii ) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması ,
( iv ) Rekabetin , yukarıda ifade edilen amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması .
Bireysel muafiyetten yararlanmak için bu dört koşulun kümülatif olarak sağlanması ve bu koşulların sağlandığının objektif olarak gösterilebilmesi gerekiyor .
Bununla birlikte , bu teşebbüslerin Rekabet Kurumu ’ na başvurarak bireysel muafiyet talebinde bulunma-
4 . Sonuç Grup Muafiyeti Tebliği ’ nin kapsamını belirleyen pazar payı eşiğinin düşürülmesi ile , grup muafiyeti rejiminin sağladığı hukuki belirlilikten faydalanan teşebbüs sayısı da azaldı . Bu durum , pek çok farklı sektördeki , pazar payı % 30 ile % 40 arasında olan teşebbüslerin rekabet hukukuna uyumu bakımından bir belirsizlik alanı yarattı . Değişiklik Tebliği , söz konusu teşebbüslerin dağıtım ve tedarik anlaşmalarının gözden geçirilmesini ve gerekli görüldüğü ölçüde yenilenmesini gerektiriyor . Bu tür anlaşmalar bakımından Değişiklik Tebliği ’ nin öngördüğü altı aylık geçiş süreci boyunca Rekabet Kanunu ’ nun 4 . maddesi uygulanmayacak olsa da , geçiş sürecinin bitiminden itibaren rekabet hukuku ihlali riski söz konusu olabilir . Bu çerçevede riskin minimize edilmesi için dikey anlaşmalarda bir değişikliğe gidilmesi gerekip gerekmeyeceğinin değerlendirilmesi ve değişikliğe gidilmesi gerekecekse de bununla ilgili süreçlerin altı aylık geçiş süreci içinde tamamlanması gerekiyor
.
31