INmagazine Sayı 23 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 39

duğu birlikler olup belirli sistemlerle düzen ve uyum içinde yönetilmeyi amaçlar . Dolayısıyla insanın olduğu daha küçük birimler de içinde bulunduğu toplumun ve kültürün yansımasını da taşır . Bu nedenle küresel ya da bölgesel büyüklükleri olan kurumların yerel iştiraklerindeki ve iş ortaklarındaki çalışanlarının kendi kültürlerini ve davranış biçimlerini , iş yapma biçimlerinden tamamı ile soyutlamaları düşünülemez . Hediye ve ağırlamaya geri dönersek , kültürel olarak ya da toplumsal olarak kabul görenin , iyi niyetle veya kötü niyetle iş hayatına uygulanmasının da bazı riskleri beraberinde getireceği de göz ardı edilemez . Bir yandan bu kültürel gerçeği , diğer yandan yasal mevzuatları göz önünde bulundurarak etik ve uyum politikalarının suiistimal ve yolsuzluklara izin vermeyecek şekilde hazırlanması ve uygulanması riskleri önemli ölçüde azaltır .
VEREN ELİ HERKES ÖPER Şimdi gelin güzel Türkçemizdeki hediye alıp verme ile ilgili bazı atasözlerine bakalım : Yarım elma , gönül alma . Dostum beni ansın da bir elma ile olsun . Az veren candan çok veren maldan . Çam sakızı çoban armağanı . Cennetin kapısını cömert açar .

Veren eli herkes öper . Veren el , alan elden üstündür . El kesesinden cömertlik olmaz . El kesesinden ikram etmek kolaydır . Veren eli asmazlar , alan eli kesmezler .

Gördüğünüz gibi hem almak hem de vermekle ilgili , aslında konunun ne tarafından baktığınıza bağlı olarak bir bilgelik bulmak mümkün . Aslında gerek alanın gerek verenin kültürel kodların arkasında bir rasyonalizasyon yapmaları da her zaman olasıdır . Ancak kurumsal kültürlerin ve değerlerin üzerinde inşa edilmiş etik ve uyum kodlarının konuya daha nesnel ve bağımsız bakmalarının gereği tam da bundan kaynaklanıyor . Bu nedenle , hediye ve ağırlamaların bir çerçeve içinde ve belli standart ve prensiplerle uyumlu olması çok önemlidir . Buna göre , hediyeler için esas olan prensiplerden bazıları şunlardır : n Meşru bir iş konusu ve ilişkisine dayalı olması ; n Şeffaf şekilde teklif edilmesi ve verilmesi ; n Değer ve sıklık olarak makul olması ; n Kurum kimliği ve itibarına uygun olması ; n Zorlama içermemesi ; n Teklif edilen kişinin kurumu tarafından ve yasalar uyarınca kabul edilebilir olması .
Biraz da kurumların bu konuda neler yapabileceğine bakalım : n Faaliyet gösterilen pazarlarda geçerli olan yerel ve yabancı mevzuatlarla uyumlu hediye ve ağırlama politikalarının oluşturulması ve bunların belirli aralıklarla gözden geçirilerek gerektiğinde güncellenmesi ; n Hediye ve ağırlama onay matrisi oluşturularak belirli tutar eşiklerine göre inceleme yapacak onaylayıcıların atanması ; n Hediye ve onay kayıt sistemi kullanılarak hangi hediye ve ağırlamaların kime , ne zaman , ne şekilde , ne sebeple ve hangi tutara karşılık gelecek şekilde ve kimlerin onayından sonra verildiğinin kayıt altına alınması ; n Hediye ve onay sürecinde bulunmayan bağımsız bir çalışanın verilen hediye ya da gerçekleşen ağırlamanın kontrolünü ve mutabakatını gerçekleştirmesi ; n Tüm hediye ve ağırlamaların şirket kayıtlarında doğru şekilde tutulması ; n Suiistimal ve yolsuzluk açısından , hediye ve ağırlama konusunun düzenli risk değerlendirmesine tabi tutulması ; n Çalışanlarına ve kurumları temsil eden üçüncü taraflara düzenli eğitimlerin verilmesi .
Üçüncü taraflar , etik ve uyum programlarının vazgeçilmez unsurudur . Kurumun politikaları gereği , çalışanların yapması ve yapmaması gerekenler , kurumu temsil eden ve kurum adına çalışan üçüncü taraflar için de geçerlidir . Kurum çalışanının yapamayacağı bir şeyi ya da bu yazı özelinde daha spesifik olursak , veremeyeceği bir hediyeyi , üçüncü taraf da kurumla olan iş ilişkisi kapsamında veremez . Üçüncü tarafların , suiistimal ve yolsuzluğa karşı olan tutumu , aslında kurumun tutumu olarak görülecektir . Dolayısıyla üçüncü tarafların da hediye ve ağırlamalar konusunda şeffaf ve kurum prensiplerine göre hareket etmesi gerekir . Üçüncü tarafların hediye pratikleri mutlaka gözden geçirilmeli ve kurum beklentileri kendilerine açıkça tebliğ edilmeli ve aktarılmalıdır . Üçüncü taraflar da bu gereklilikleri anlayarak onaylamalıdır . Eğitimlerle bilinç ve bilgi seviyesi yükseltilmeli ve iyi niyetli pratikler bile olsa kuruma zarar verebilecek davranışlar hakkında bilgilendirme yapılarak düzeltici faaliyetler devreye sokulmalıdır . Hiçbir seviyede , uygunsuz bir iş avantajı ya da çıkar hedeflenerek hediye verilmemelidir . Kurum politikalarının yöneticilere ve çalışanlara verdiği yetkiler suiistimal edilmemelidir . Toplumsal hayattaki hediye ve ağırlamaların görgüsü kurumsal kültürde etik davranışlar ve değerler çerçevesinde değerlendirilmelidir .
SON SÖZ OLARAK Hediye ve ağırlama bağlamında baktığımızda ‘ kaz gelecek yerden tavuk esirgenmelidir ’ ve ‘ bir elin verdiğini diğer el ’ şeffaf şekilde görmelidir . Bu şekilde hem içinde bulunduğumuz toplumsal kültürün öz değerlerini yaşatır hem de kurumsal kültürün iyi bir temsilcisi oluruz . Selam ve sevgilerimle … 4
Kaynaklar : Türk Kültüründe Hediyenin Algılanışı , A . Mevhibe Coşar Folklorik ve Antropolojik Yönleriyle Hediye Geleneği ve Türk Kültüründeki Yeri , Prof . Dr . Mahmut Tezcan
37