INmagazine Sayı 23 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 15

Önlem Almayana “ Yatırım Yok ”

Y

ıllardır söylenen , dünyanın aslında büyük bir köy olduğu ve herhangi bir yerinde yaşanan , iş odaklı olsun olmasın bir krizin , herkesi derinden etkileyeceği tezini , 2020 yılında patlak veren Covid-19 salgını ile acı bir şekilde test ettik .
Böyle küresel ve etkileşimli bir dünyada iş dünyasının da bundan payını almayacağını düşünmek çok zor . İş dünyasının aktörlerinin sadece birbirlerinden etkilenmeleri değil , bunun yanı sıra değişime de birlikte ayak uydurmaları gerekiyor .
Şirketlerin kâr odaklı düşünmelerinin zamanının geçtiği , birçok yerde dile getirilen bir gerçek haline aldı . Artık küresel ticaretin bütün önemli aktörleri kendilerine etik iş yapma konusunda çeki düzen vermek zorunda olduklarının bilincindeler . Kapitalizm bile “ Kapitalizm 2.0 ” kavramı ile birlikte artık bu değişimin peşinden gidiyor .
Böyle bir zihniyetin hakim olduğu iş dünyasında çokuluslu küresel bir şirketin tedarik zincirine bağlı olan şirketlerin de artık değişimin bir parçası olması gerekiyor . Tedarik zincirinde yer aldığı çokuluslu şirketlerin sıkı uyum standartlarını yerine getirmesi istenen firmaların uygulamada , sadece yerel mevzuata değil , aynı zamanda küresel iş ortağının mevzuatına da uyması isteniyor . Yani ortak girişimleri , konsorsiyum ortaklarını , ortak girişim paydaşlarını , yüklenicileri , taşeronları , tedarikçileri , satıcıları , danışmanları , acenteleri , distribütörleri , temsilcileri içeren üçüncü taraf ve iş ortakları ( kısaca üçüncü taraflar ) bu evrime ayak uydurmak zorundalar .
Üçüncü tarafların ticari faaliyetlerinde yüksek etik ve uyum riski içeren çok sayıda durum bulunuyor . Şirketlerin etik ve uyum ihlali olan davranışların meydana gelebileceği zayıf bölgeleri tespit edebilecek ve bir uygunsuzluk olmadan kendilerini koruma altına alacak politikalar geliştirebilmeleri gerekiyor . Elbette etik ve uyum risklerinin de her türlü risk gibi şirketlerin iştigal alanlarına , bölgelerine ve yapılarına göre özel olması çok doğal . Bu noktada şirketlerin kendilerine özel etik ve uyum risklerini çok iyi tanımlayarak bu konuda önlemler alabilmeleri de önem kazanıyor . Uluslararası düzenlemeler de şirketlerin etik ve uyum konusunda çok dikkatli olmasını zorunlu kılıyor .
İhlal halinde cezai yaptırımları oldukça yüksek olan FCPA , UKBA , Loi Sapin II gibi sınırötesi yasal düzenlemeler artık tüm dünyada yayılmaya başlıyor . Söz konusu düzenlemeler şirketlerin , etik ve uyum konusunda risklere dikkat ederek iş yapmasını sağladığı gibi çalıştıkları üçüncü tarafları da mevzuata ve etik ilkelere uygun iş yaptıklarından emin olmaya zorluyor , çünkü yasal düzenlemeler şirketlere bu konuda da sorumluluk yüklüyor . Dolayısıyla etik ve uyum konusunda önlem almayana “ yatırım yok ” demek çok da yanlış olmayacaktır .
Etik ve İtibar Derneği olarak biz de üçüncü taraf risklerinin etkin yönetimi konusunda aşama kaydetmek isteyen şirketlere yol göstermeye devam ediyoruz . Şirketlerin üçüncü taraflardan kaynaklanan veya üçüncü tarafların yer aldığı etik ve uyum riskleri ile etkin mücadele edebilmeleri için tasarladığımız rehberlerin yanı sıra iş dünyasının önemli isimlerinin katkıda bulunduğu etkinlikler de düzenliyoruz .
İş etiği konusunda ülkemizde ilk ve tek dergi olan Inmagazine ’ in bu sayısını da üçüncü taraf risklerinin etkin yönetimi temasına ayırdık . Birbirinden değerli yazarlarımızın üçüncü taraf risklerinin etkin yönetimi konusuna farklı açıdan baktıkları makaleleri sizlerin değerlendirmesine sunmaktan onur ve mutluluk duyuyorum .
Aslı Ertekin TEİD Yönetim Kurulu Başkanı
13