INmagazine Sayı 21 Etik ve İtibar Derneği | Page 65

İş etiği , ilke ve politikalarının anlaşılması , benimsenmesi , yaygınlaştırılması ve referans merkezi olması misyonuyla hareket eden Etik ve İtibar Derneği ' nin de böyle bir dünyada çok daha fazla önem kazandığı tüm paydaşlarımız tarafından açık bir gerçek olarak görülüyor .
sadece ne denli kazanç elde ettiklerini umursadıkları bir düzenin sonuna geliyoruz . Artık dünyamız , şirketlerin kar ederken bunu etik ve uyum ilkelerine bağlı kalarak yapmaya çalışmalarının zorunlu olduğu bir ekosisteme doğru evriliyor . Şirketler herhangi bir meşru olmayan yol ve yöntemden uzaklaşırken bu tür yola sapanlarla da iş yapmama anlayışını da benimsemeye başlıyor .
İş etiği , ilke ve politikalarının anlaşılması , benimsenmesi , yaygınlaştırılması ve referans merkezi olması misyonuyla hareket eden Etik ve İtibar Derneği ' nin de böyle bir dünyada çok daha fazla önem kazandığı tüm paydaşlarımız tarafından açık bir gerçek olarak görülüyor .
Peki Ertuğrul Onur ’ u tanıyabilir miyiz ? Neden hukuk alanını seçtiniz ? Çocukluğum Anadolu ’ da geçti . Konya ’ da doğup büyüdüm , orada ilkokula gittim . İlkokul sonrası bir yıl Ankara ’ da Ted Ankara Koleji ’ nde hazırlık sınıfı okuduktan sonra orta okul ve lise eğitimimi ailemin Konya ’ da olması sebebiyle Konya Anadolu Lisesi ’ nde tamamladım . Lise yıllarını takiben üniversiteye İstanbul ’ da gitmemle birlikte yaşamımın geri kalanı üniversitedeki ilk günümden bu yana İstanbul ’ da devam ediyor . Mutlu , hareketli , bol seyahatli , arkadaşlığın samimi ve sımsıkı olduğu bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdiğimi söylebilirim .
Meslek seçimimde ise baba mesleğinin etkisi olduğunu söylemek son derece isabetli olur sanıyorum . Ben ailede dedem ve babamdan sonra üçüncü nesil İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi oldum . Çocukluğumda adliyelerde , avukatlık yazıhanelerinde , müvekkil ziyaretleri , sendika toplantıları gibi etkinliklerde sık sık babama eşlik ettim . Bunun doğal bir süreci olarak da avukat oldum . Bugüne kadar seçimimden hep mutluluk duydum .
İş dünyası ve etik kavramları sizin için ne zaman önem kazandı ? TEİD ile bu açıdan yolunuz nasıl kesişti ? İş dünyamıza baktığımızda çok basit bir röntgen çektiğimizde kabaca iki kategoriye ayrılmış şirket grupları olduğunu görebiliriz . Birincisi faaliyetlerine devam ederken tüm taraflara değer yaratmayı amaçlayan , ulusal ve faaliyetlerine etki eden alanlara yönelik sınırötesi etki gösteren , yasalara ve hukuksal düzenlemelere riayet eden , yüksek etik ve iş standartları benimseyen , insan ve insan haklarına saygılı bir şekilde faaliyetlerine devam eden şirketler , iş insanları . Diğer grup ise sadece kendine değer yaratmayı amaçlayan , bu doğrultuda biraz da belirttiğimiz düzenlemelerden kaynaklı sorumluluk ve yükümlülükleri ihmal ve ihlal ederek faaliyetlerine devam eden şirketler . İkincisi birincisi aleyhine haksız rekabet yaratırken , içinde bulundukları toplumlara değer katmaktan ziyade zarar veriyor aslında .
Bu konular ilk defa şirket içi hukukçusu olarak çalışmaya başladığım 1997 yılından bu yana dikkatimi çekmeye başladı , kendi payımıza düşen alanlarda hukuksal mücadelesini vermeye başladım . Ayn Rand ’ ın Atlas Silkindi adlı eserinde belirtildiği şekilde doğrulukla , dürüstlükle , adaletle , yenilikçilikle , emeğe ve emekle yaratılana saygı duyulmasının toplumlarda değer yaratmak açısından düşüncesini benimsedim . İlgili konularda mücadelesini elimden geçtiğince yapmaya çalıştım . Bu doğrultuda üyesi olduğum meslek adamlarından oluşan bir sivil toplum örgütünde 2002 yılında iş dünyası ve sivil toplum örgütleri biraraya getiren bir konferans düzenledim . Çalıştığım şirketlerde etik ve uyumun en üst düzeyde uygulanması için çalışmalarda bulundum , bu kültürün hem şirket içinde hem paydaşlar nezdinde yaratılması için 1997 ’ den bu yana çalışıyorum . Dolayısıyla , bireysel olarak yapageldiğim çalışmalar ile TEİD ’ in kuruluşundan bu yana 10 yıldır gerçekleştiği çalışmalar örtüşüyordu . Elbette bu örtüşmenin sonunda yollarımızın da kesişmesi kaçınılmaz oldu . Öncelikle , kurumsal temsilcisi bulunduğum şirketim Coca-Cola İçecek AŞ TEİD ’ in kurucu üyelerinden . Dolayısıyla , TEİD ’ in faaliyetlerinin ilk günden itibaren savunucusu olan kurumsal üyelerden birisini temsil ediyorum . Yönetim Kurulu Başkanlığı öncesinde de Sayın Asım Barlın Başkanımızın döneminde yönetim kurulunda başkan yardımcısı olarak iki yıl görev yaptım . Daha sonra iki yıl süren başkanlığım izledi . Bu dönemin sonunda başkanlık görevimi devretsem de TEİD ile ilişkim daha uzun yıllar devam edeceğe benziyor .
63