INmagazine Sayı 21 Etik ve İtibar Derneği | Page 48

RÖPORTAJ
46
Şöyle ki ; geçtiğimiz birkaç on yılda yaşanan teknolojik gelişim , sosyal medya gibi yeni iletişim araçları , küresel bankacılık ağının oluşması , ham maddeden son ürüne kadar her bir bileşenin ayak izinin sürdürülebilmesi gibi gelişmeler , takip edilebilirliği ve dolayısıyla hesap sorulabilirliği artırdı . Sonuç olarak aralarında ABD , İngiltere ve Japonya ’ nın da bulunduğu birçok ülke tarafından yolsuzluğun önlenmesi amacıyla özel kanunlar çıkarıldı . Bu ülkeler , söz konusu kanunlar yoluyla kendi sınırları içinde faaliyet gösteren şirketlerin , dünyanın herhangi bir yerindeki etik dışı fiillerini de yargılayabilir hale geldiler . Bu gelişmeler , ticaretin ve özellikle de uluslararası ticaretin yeniden yapılanmasını ve düzenlenmesini gerekli kıldı .
Çağımızda , dünyanın herhangi bir yerinde , yerel bir işlem için yapılabilecek etik dışı bir eylemin dünya çapında etkileri ortaya çıkmakta , şirketlere çok ciddi idari para cezaları uygulanmakta , sorumluları yargılanmakta ve en önemlisi ise şirketlerin itibarları ciddi şekilde zedelenmektedir .
Panasonic Corporation Şirket Başkanı Kazuhiro Tsuga ’ nın da dile getirdiği üzere “ Markamız , müşterilerimizin yaşamına her açıdan yakın olmak ve sosyal meselelerine katkıda bulunmak için çok önemli bir değerdir . Yüz yılda markamız için oluşturduğumuz güveni , etik dışı faaliyet ya da mevzuat ihlalleriyle kaybetmemek için büyük çaba sarf etmemiz gerekmektedir .”
Özellikle dijital etik konusunda Panasonic ’ in ne gibi çalışmaları ve düzenlemeleri bulunuyor ? Kurumsal internet , sosyal medya ve veri yönetimi bir yana , bir teknoloji grubu olarak akıllı ev sistemleri , akıllı beyaz eşya ve ev aletleri gibi “ nesnelerin interneti ” ni kullanan birçok yenilikçi ürün üretiyor ve dünya çapında pazarlıyoruz . Dolayısıyla “ dijital etik ” Panasonic için tasarım aşamasından itibaren önemle ele alınan ve uyumluluk farkındalığı yaratılan bir konu .
Ar-Ge , üretim ve pazarlama ekiplerine dijital etik konusunda düzenli eğitimler veriyor , farkındalık mesajları yayınlıyoruz . Veri güvenliği konusunda oluşturduğumuz komite yoluyla , düzenli şekilde iletişim ve bilgi akışı sağlıyoruz . Dinamik mevzuata adapte oluyoruz , zira önemli olan bir konunun da ürünlerimizi pazarladığımız ülkelerin kişisel veri koruma kanunlarını doğru şekilde anlamak ve fazla zorlayıcı hale gelmeden bunlara yanıt sağlamak olduğunu düşünüyoruz .
Tüketicilerin , kişisel verilerin korunmasına ilişkin artan endişeleri dikkate alındığında , yalnızca kanun ve mevzuatlara uymanın ötesine geçmemiz ; tüketicilerin gizliliğe ilişkin endişelerini ve kaygılarını tüketici bakış açısıyla , iyi niyet çerçevesinde gidermemiz gerektiğine inanıyoruz . Tüketicilerin kişisel verilerine ve gizliliğine saygı duymak hem ihlal ve itibar kaybı riskini azaltıyor hem de kamunun şirkete olan güvenini artırarak daha yüksek kurumsal değer sağlıyor .
3 . taraflar günümüz iş dünyasında şirketlerin en önemli paydaşlarından biri olarak görülüyor . Bu konuda şirketinizin 3 . taraflara yönelik çalışmaları bulunuyor mu ? Yukarıda bahsettiğim “ 7 İlke ” mizin ilk sırasında “ topluma katkı ” bulunuyor . Buna göre “ üretim yapan bir şirket olarak sorumluluklarımızı kabul ederek , kendimizi iş faaliyetlerimiz aracılığıyla toplumun ilerlemesine , gelişimine ve refahına adayacağımıza ve böylece tüm dünyada yaşam kalitesini artıracağımıza ” dair temel yönetim hedefimizi faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde uygulamayı taahhüt ediyoruz .
Bu kapsamda iş faaliyetlerimizi yerine getirirken ; - Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde insanlık için daha iyi bir geleceğe katkıda bulunuyor ve aynı zamanda Ar-Ge sonuçlarımızın , doğanın ve dünya barışının korunmasına , sosyal adaletin sağlanmasına ve insanlığın yararına kullanılmasına katkı yapmasını amaçlıyoruz .
- Doğayı düşünen üretim yöntemleri aracılığıyla yeni katma değerler yaratıyor ve bu şekilde toplumsal yaşamın refahına destek oluyoruz .
- Çevresel ve etik uyumluluğu , tüm faaliyetlerimizi yerine getirmenin ilk şartı olarak öngörüyor , sürdürülebilir bir toplum hedefliyoruz . Uzun vadeli , öngörülebilir , gerçekçi planlar yapıyor ve uyguluyoruz .
- Bulunduğumuz toplum ile bir arada var olduğumuzu unutmadan , eğitim , sağlık ve refahta fırsat eşitliği yaratmaya yönelik sosyal sorumluluk faaliyetleri organize ediyoruz .
Sizce ülkemizde ve dünyada iş etiği ile ilgili gelişime açık konular nelerdir ? Bundan birkaç yıl önce neredeyse bilim kurgu olarak nitelendirdiğimiz “ Hiper-şeffaflık ” dönemi , pandeminin de etkisiyle beklenenden çok daha önce hayatımıza girmiş oldu . Herkesin internete ulaşabildiği bu yeni dönemde , sosyal medya hayatın merkezine oturdu ve dolayısıyla toplumsal tartışmalar da çok daha kolay ve serbestçe bu mecra üzerinden yürütülmeye başlandı . Şirketlerin , itibarlarını kontrol etme yetisi de bu sebeple giderek azalmakta .
Şirketlerin artık iş etiği kavramını çalışanları , tedarikçileri ve müşterilerinden ibaret görmeleri mümkün değil . Yapılan her iş faaliyetinin , kamuya açıklanabilir derecede şeffaf ve hesap verilebilir olması çok önemli . Dolayısıyla itibar , paydaş katılımı ve değerler kavramlarının bu ortama uygun olarak , yeniden tanımlanması gerektiğine inanmaktayım .